GÜNLÜK 3 KAT FAZLA TUZ TÜKETİYORUZ!
HABER: PINAR GÖZÜYEŞİL
ADANA (BÖLGE)-Günlük ihtiyacımızın 3 katına ulaşan tuz tüketimi ile sağlığımız büyük tehdit altında! Vücudumuzun sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için günde yaklaşık 6 gram tuz gerekiyor. Ancak ülkemizde ortalama tüketimimiz 18 grama çıkıyor. Bu rakamla dünya ortalamasının da hayli üzerinde yer alıyoruz. Bu kadar yüksek tuz tüketimi ise kişisel ve toplumsal sağlığımız için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor. Başta yüksek tansiyon, kalp ve böbrek hastalıkları gibi birçok sağlık sorununun temelinde aşırı tuz tüketiminin yattığına dikkat çeken Acıbadem Adana Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, “Türkiye’de erişkin nüfusun yaklaşık üçte birinde yüksek tansiyon görülüyor. Kan basıncı ortalamamız da Japonya, Çin, İngiltere ve ABD’den daha yüksek. Bu da mutlaka toplum genelinde tuz kısıtlaması yapmamız gerektiğini gösteriyor.” diyor.
Tuzun yüzde 75’i hazır gıdalardan
Vücudumuza giren tuzun, sadece yemeğe eklenen tuzdan ibaret olduğunu zannediyoruz. Ancak salça, patates cipsi, hazır çorba ve soslar, bisküvi, pasta, sosis, turşu, zeytin, kuruyemiş, konserve ve dondurulmuş gıdaların içerdikleri yüksek tuz miktarı ile günlük ihtiyacımızın da üzerinde tuz almamıza neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, “Genel olarak tuzun yüzde 75’ini hazır gıdalardan alıyoruz. Hatta damakta tuz tadı bırakmayan bazı hazır gıdalar bile gizli tuz kaynağı olabiliyor. Özellikle içeriğinde et aroması bulunan ürünlerde ‘Çin tuzu’ olarak bilinen ve bağımlılık yapabilen monosodyum glutamat bulunuyor. Ülkemizde sadece ekmekle alınan tuz miktarı bile günde 7.2 grama kadar çıkabiliyor.” diyor.
Etiketteki tuz miktarını okuyun
Tuz tüketimine kişisel olarak dikkat etmenin yanı sıra özellikle hazır gıdalardaki tuz oranının da denetimlerle azaltılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, tüketicilere de etiket okuma alışkanlığı edinmeleri çağrısında bulunuyor. Ürün paketlerinin içerik etiketinde zaman zaman tuz yerine sodyum miktarının belirtildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, “Etikette belirtilen sodyum değeri ise tuz karşılığını bulmak için 2.5 ile çarpmak gerekiyor.” diye bilgi veriyor.
Yavaş yavaş azaltabilirsiniz
Tuz tüketimine dikkat etmenin kan basıncını düşürmesinin yanı sıra koroner kalp hastalığı, miyokard enfarktüsü, felç, mide kanseri ile böbrek hastalıklarının riskini düşürdüğünü ve kemikleri de koruduğunu kaydeden Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, “Dolayısıyla bu sağlık harcamalarında çok ciddi bir tasarruf demektir. Bu nedenle artık tüm ülkeler, tuz tüketimini azaltma yönünde ciddi çaba gösteriyor.” diye konuşuyor.
Tuzu birden bire kesmenin zor olduğunu ancak yavaş yavaş azaltma yöntemi ile tat duyusunun daha kolay uyum sağlayacağını söyleyen Prof. Dr. Ayşegül Zümrütdal, şöyle devam ediyor:
“Hipertansiyon ve diğer kronik hastalıkların önlenmesi için erişkinlerin günde 5-6 gramdan az tuz kullanmaları öneriliyor. Diyet tuz olarak bilinen potasyum ağırlıklı tuzları, kalp ve böbrek yetmezliği olanlar ile yüksek tansiyon hastaları kullanmamalı. Rafine tuz yani sofra tuzu masamıza gelene dek çok fazla kimyasal işleme maruz kalıyor. Bu nedenle kaynağından emin olduğumuz doğal Himalaya tuzu ve deniz tuzu, aynı zamanda sofra tuzuna göre daha fazla mineral içeriğine sahip olduklarından, tüketim için öncelikli tercih edilebilir.”