GURBET ;

Türkiye’nin kalıcı ve en önemli meseleleri sığınmacı tehlikesidir. Bu tehlikeyi “ En sonla “ kapatmak mümkün değildir.
Türkiye’nin ve özellikle Adana Kozan’ın çok kıymetli İlim Adamı Köylü Partisinin Genel Başkanı Sosyolog ve arkeolog Remzi Oğuz Arık’ın pek çok eserinden “ GURBET “ isimli eseri son derece önemlidir. 1950 li yıllarda Merhum Remzi Oğuz Arık “ Gurbet “ isimli eserinde çarpıcı şekilde “ Türkler kendi öz yurdunda gurbetçi yaşıyorlar diyordu. Gerçekten de Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucu unsurlarının Türkler olmasına rağmen özellikle Osmanlının çöküş dönemlerinde Türkler aşağılanmış reaya köle muamelesi görmüş köylü alevi denilerek yok edilmeye çalışılmış ,Eğitimde ,Kültürde , Ekonomik hayatta var olmamaları için her türlü aşağılayıcı muameleye maruz kalmıştır. Öylesine zalim bir devlet faşizmi hüküm sürüyordu ki , kıytırık bir devlet görevlisinin işareti ile Türk ailelerinin tabiri caizse “ Ocağına incir dikiliyordu “ Bunun yani sistemli Türk düşmanlığının sonucu Türkler eğitimden nasibini almamış ,okur yazarlığı olmayan her hangi bir ekonomik birikimi olmayan adeta köle olarak çalıştırılan sürekli “ Padişahım çok yaşa “ demek zorunda bırakılan adeta köle topluluk olarak yaşamak zorunda bırakıldı. Türkler sadece asker lazım olduğunda din- iman söylemleriyle cepheye sürülen bir azınlık muamelesi görüyordu .
Bu kokuşmuşluk , çürümüşlük böyle devam edemezdi , Gerçi devam etmesi için 3-5 Türk Aydınının dışında hiçbir itiraz yoktu. Ama inanıyorum ki böylesine korkunç adaletsizliğe Yüce Tanrı razı olmadı. Her yönden dibe çökmüş Türk milletini bir avuç aydın asker vatansever zilleti , esareti , köleliği mandalığı ,kabul etmedi .Türk’ün genlerinde kölelik olmadığı bilen Yüce Atatürk ve arkadaşları yedi düveli karşısına aldı. Kendi İmparatorluğunda paşalar gibi yaşayan sözde Müslüman Arapların tüm kahpeliklerine rağmen Anadolu’yu kurtardı. Cumhuriyeti kurdu , ama Türklerin kendi kendilerini yönetmesini , Medeni ve Özgür bir millet olmasını istemeyen emperyalistler Anadolu da din adına isyanlar çıkardılar , Türkiye’nin yücelmesini , yükselmesini , Türk insanının devletin asli unsuru olmasını istemediler , Bunun için bütün imkanlarını kullandılar ama Yüce Atatürk eğitimin önemini biliyordu , Yoksul Türk insanının eğitim alması için anlatılmaz zorluklara , düşmanlıklara göğüs gerdi bu destansı mücadele çok ayrı çok önemli bir araştırma konusudur. Yoksul Türk Çocuklarının okuması , devlette üst düzey görevler alması , çobanlıktan başbakanlığa yükselmesi , müthiş bir emek , ön görü ve Türklük bilinci sayesindedir.
Merhum Remzi Oğuz Arık Türk dünyasından gizlenen kaçırılan bir değerdir. 1950 li yıllarda “ Türk insanı kendi öz yurdunda gurbetçi yaşıyor diyordu. Elbette Cumhuriyet Türk Milletini temel almıştı ama eğitimsiz , ekonomik olarak yoksul emperyalistlerin namussuzlukları , Türk milletini din bahanesi ile sömüren ve Batılı emperyalistlerin organize ettiği ermeni Müslümanlığının etkisini nüfusumuzu kırmak hiç de kolay değildi. Merhum Remzi Oğuz Arık 1950 li yıllarda her büyük tehlikeye dikkat çekmiş , Türk’ün kendi öz yurdunda “Gurbetçi “ yaşamasının acı ve vahim sonuçlarını ortaya koymuştur. Kendileri anlatılmaz bir uçak kazasında öldüler . Kendilerine Türk Milleti adına rahmet , sevgili evlatları Prof Dr. Oluş Arık ve Sn . Prof Dr. Alev Arık Bey’e başsağlığı diliyorum.
Değerli okurlar , vatansever yayıncılar , Merhum Prof Dr. Remzi Oğuz Arık’ın coğrafyadan vatana , gurbet ve daha onlarca eserinin yayınlanmaları , çok şerefli bir görevdir.
Merhum Remzi Oğuz Arık beyden bahsetmemizin bir sebebi de Türkiye’nin son yıllarda aldığı eğitimsiz , kültürsüz , kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Türk toplumuna olumlu hiçbir katkısı olmayan milyondan fazla Suriyeli ,Iraklı , Afgan göçmeni Türkiye’ye kabul etmesi yanında mevcut iktidarın bundan hiç rahatsız olmadığı gibi daha da kalitesiz kaçkın alacağı endişesidir.
Göç tehlikesi Türk’ün gerçekten var olma meselesidir. Eğer bu düzen bu şekilde devam ederse Avrupalı vereceği 3-5 milyon Euro ile rahatına devam edecek ama bizim demokratik yapımız kesinlikle mahvolacaktır. Geri kabul anlaşması yok edilmelidir. Olay ENSAR Meselesi falan değil Ülkenin var olma –yok olma meselesidir.
Suriyelilerin barışçı yollarla Ülkelerine dönüşü sağlanmalıdır. Avrupa’dan gelecek 3-5 kuruş uğruna bırakınız “ Kendi öz yurdumuzda gurbetçi yaşamayı , yaşama hakkımızın bile elimizden alınacağının bilinmesi gerekir .
Türk Dünyası 19 Mayısların anlam ve önemini anladığı anda bağımsız ve mutlu olacaktır.
Yaşayan ölüler ve ahmaklar uyanmalıdır.