Gürer: “Dünyada 385 milyon kişi tarım zehirlerinden hastalanıyor”
(HABER MERKEZİ)-CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer mecliste yaptığı konuşmada “Dünyada her yıl 385 milyon insan tarım zehirlerinden dolayı hastalanıyor. Türkiye’deki büyük zincir marketlerin hepsi laboratuvar kurmalıdır” dedi.
Gürer, “Ülkemizde tarım zehirleriyle ilgili konuşacağımız konu, tarım zehirlerinin ülkeye girişteki denetimsizlik, ruhsat verilirken gerekli incelemenin yapılmaması ve Avrupa Birliği’nde yasaklananların Türkiye’de satışına göz yumulmasıdır” diye konuştu..
İthal Ürüne de Dikkat
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer: “Öyle bir ülkeyiz ki Türkiye’nin ihraç ettiği ürünlerde çıkan pestisit ya da aflatoksinle ilgili iadeler Türkiye’ye geliyor ama Türkiye’nin ithal ettiği ürünlerde de başka ülkelere gittiğinde ortaya çıkanlar nedense bizden çıkmıyor. Cevizde yeterliliğimiz yüzde 80. Cevizi Amerika Birleşik Devletleri’nden ithal ediyoruz. Bu cevizi aynı dönemde ithal eden Almanya ve Slovakya diyor ki: ‘Bunda aflatoksin çok.’ İade ediyor. Türkiye, nasılsa gelene de yeşil ışık, geçene de yeşil ışık yakıyor.
Bademde yüzde 76,5 yeterliliğimiz var. O da ABD’den, Avustralya’dan, İspanya’dan geliyor. Onlara da Almanya, Hollanda bildirimde bulunuyor; diyor ki: ‘Bunlarda aflatoksin var.’ Bizde gene hiçbir şey yok. Ayçiçeğinde yüzde 51 yeterliliğimiz var. Bunu da Bulgaristan’dan ithal ediyoruz ama bizim gibi ithal eden Polonya diyor ki: ‘Bunda pestisit kalıntısı var.’ İade ediyor. Yani biz ithal ettiğimiz ürünleri yeterince denetlemiyoruz; gönderdiğimiz ürünlerde de ortaya çıkan sorunlar denetimsizlikten kaynaklanıyor.” İfade etti.
Dünya İki Yılda 10.000 Bildirim, Türkiye 851 Bildirim
CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman, Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer: “İki yılda dünyada 10 bin bildirim olmuş. Avrupa Birliği Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi’ne yapılan bu bildirimlerde Türkiye’ye 851 bildirim yer alıyor. Türkiye’nin bu konuda karnesi bozuk. Birincisi, Avrupa’da kullanılan ilaç miktarından daha çok ülkemizde ilaç tüketiyoruz. İkincisi, bununla ilgili eğitim ve denetimler yeterli değil. Üçüncüsü, bu işin sorumlusu çiftçi değil, bununla ilgili ruhsatlandıranlar.” dedi.
Gürer: “Dünyada bu ilaçların yüzde 70’i 5 aile tarafından üretiliyor. Üretilen ilaçların Avrupa Birliği’nde kabul bulmaması, Türkiye’nin de sonradan ona yasak koymasına rağmen bu sömürgeci anlayış, Afrika gibi ülkelerde de insanlara bu yasaklanması gereken ilaçları gönderiyor. Bununla ortaya çıkan büyük bir rant var. İşin özü ranta dayanıyor. Yoksa tarım zehri kullanılmadan artık tarımın sürdürülebilirliği kalmadı ama bunun atılma süreci, kullanılma miktarı, takibi Bakanlığın kontrolünde, denetiminde olmalı.” dedi.
Laboratuvarlarda Sorun mu Var?
CHP’li Gürer: “Nasıl bir laboratuvar anlayışımız var ki Türkiye’den gönderdiğimiz ürün diğer laboratuvardan iade olarak geliyor? Hani bazı değerlerde farklılık olabilir ama Avrupa Birliği uyum sürecinde ortaya çıkan veriler var. Daha önceki Bakan’a bir soru önergesi vermiştim. İlaç isimleriyle de var. Soru önergesine verdiği yanıtta diyor ki: ‘Avrupa Birliği’nde yasak olanların bazıları ülkemizde var. Bunlarla ilgili kontroller devam ediyor. Kontrollerin sonunda gerekli yasaklamalara gideceğiz.’ Ya, milleti öldürdükten sonra mı yasaklama olacak? Bununla ilgili veriler önemli, kriterler önemli, değerler önemli ve mevsim değişimleriyle ortaya çıkan farklı hastalıkların varlığında ilaçla ilgili yeni arayışlara da ihtiyaç olduğu bir süreçte tarım zehirleriyle ilgili Türkiye’nin adını kirletmeye ne hakkınız var? Onun için yeterli denetim yapılmalı, kontroller artırılmalı, eğitim dediğimiz olgu yaşama geçirilmeli ve bu soruna köklü çözüm bulunmalı.” dedi.
Çok Zehir Kullanılıyor
Gürer: “Türkiye’de kullanılan tarım zehrinin dekara oranı Avrupa’da 18 kilo iken Türkiye’de 27 kilo. Bu da bilinçli tarım yapılmadığından. Türkiye’deki büyük zincir marketlerin hepsi laboratuvar kurmalı, orada satılan ürünler daha rafa girmeden kontrol edilebilmeli. Deniyor ki: ‘6 bin ton geldi.’ Diyelim 6 bin ton geldi; o seriden Türkiye’de üretilen ürünleri biz tükettik, onlar tüketmedi, onlar iade etti, Türkiye’de tüketildi.
Bu sorun, siyasi bir sorun olarak değil, insan yaşamını doğrudan ilgilendirdiği için her kesimin birlikte çözüm üretmesi gerektiği bir sorundur. Bunu farklı rakamlarla çarpıtmaya gerek yok. İşin gerçeği, Türkiye’de böyle bir sorun vardır ve çözüm birlikte üretilebilir.” diye sözlerini tamamladı.”