GÜRKAN AVCI: ZORUNLU EĞİTİM ACİLEN 8 YILA İNDİRİLSİN!

(HABER MERKEZİ)-Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Avcı, yaptığı yazılı açıklamasında, 12 yıllık zorunlu eğitimin ülkeye ihanet olduğunu, Türkiye’nin geleceği için zorunlu eğitimin acilen 8 yıla indirilmesini istedi.

Gürkan Avcı, yazılı açıklamasında daha sonra şunları söyledi;

Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla 21. yüzyılın parlayan yıldızı olma potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyel, 12 yıllık zorunlu eğitim sistem dayatması ve inadıyla heba ediliyor. Gençlerimiz sınav zincirlerinde boğuluyor, sanayimiz ara eleman çığlıkları atıyor, kültürümüz eriyor, küresel yarışta geriye düşüyoruz.

Bugün, DESAM çatısı altında bir araya gelerek oluşturduğumuz güçlü bir sesle, bu sistemin gençlerimize, toplumumuza ve ülkemize vurduğu darbeleri açık yüreklilikle ortaya koyuyoruz. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e, TBMM Milli Eğitim Komisyonu temsilcilerine, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu üyelerine ve siyasi partilerimizin eğitimden sorumlu birim başkanlıklarına acilen ve kararlılıkla sesleniyoruz: Bu sesimiz bir eleştiriden daha çok bir yol haritası; bir uyarı ve Türkiye’nin geleceğini kurtarmak için bir davettir! Zorunlu eğitimi acilen 8 yıla indirin; gençlerimizin yeteneklerini özgürleştirin, ekonomimizi canlandırın, toplumumuzu birleştirin!

12 Yıllık Zorunlu Eğitim: Gençlerimizin Potansiyelini Tüketen Bir Tuzak

12 Yıllık Zorunlu Eğitimle, Hayaller Soluyor
12 yıllık zorunlu eğitim, tek tip müfredat ve sınav odaklı bir yaklaşımla gençlerimizin yaratıcılığını ve yeteneklerini boğuyor. Pedagoji bilimi, her çocuğun öğrenme hızının, ilgi alanlarının ve potansiyelinin benzersiz olduğunu söyler. Ancak mevcut eğitim sistemimiz, gençlerimizi 18 yaşına kadar teorik bir yarışın içinde tutuyor, onların erken yaşta mesleklerini keşfetmelerine engel oluyor. OECD’nin 2023 PISA raporu, Türk öğrencilerin yaratıcı problem çözme ve eleştirel düşünmede OECD ortalamasının altında kaldığını gösteriyor. Almanya, 14-15 yaşında gençleri mesleki eğitime yönlendirirken, biz neden gençlerimizi sınav stresiyle tüketiyoruz? Sayın yetkililer, bu sistem özgüveni zedeliyor, hayalleri solduruyor. Gençlerimizin gözlerindeki ışıltıyı geri getirme zamanı değil mi?

Ekonomik Kayıp, Sanayi Feryadı
12 yıllık zorunlu eğitim, devletin ve ailelerin sırtına ağır bir yük bindiriyor. 2024’te eğitim bütçemiz 1,6 trilyon TL’yi aştı, ancak bu kaynakların çoğu lise sıralarında eriyor. Karşılığında ne alıyoruz? Sanayimiz nitelikli ara eleman bulamıyor! TOBB’un raporları, ara eleman açığının %40’ı geçtiğini haykırıyor. Çırak bulamayan ustalar, kalfa yetiştiremeyen fabrikalar, teknisyen arayan teknoloji firmaları… Gençlerimiz işsiz, ekonomimiz kan kaybediyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), mesleki eğitimin işsizliği %7 düşürdüğünü, ekonomik büyümeyi %3 artırdığını kanıtlıyor. Türkiye’de genç işsizlik oranı %20’yi aşmışken, bu sistemin sürdürülemez olduğunu görmüyor musunuz, sayın yetkililer? Kaynaklarımızı gençlerimizin geleceğine yatırmanın vakti gelmedi mi?

Ruh Sağlığı Çöküyor, Toplum Kopuyor
18 yaşına kadar okul sıralarında tutulan gençlerimiz, hayatın gerçeklerinden uzak kalıyor. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) baskısı, ruh sağlıklarını tehdit ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2024 raporu alarm veriyor: Sınav odaklı sistemler, gençlerde anksiyete ve depresyonu artırıyor. Türkiye’de her yıl milyonlarca genç, sınav stresiyle tükeniyor. Dahası, tam gün eğitim, özellikle kırsal kesimlerde aile bağlarını koparıyor. Çocuklarımız, dedelerinin hikayelerini, ninelerinin öğütlerini unutuyor. Köylerimiz boşalıyor, sıla-i rahim zayıflıyor, kültürel köklerimiz eriyor. Sayın hükümet yetkilileri, bu toplumsal yarayı görmezden gelmek, geleceğimizi riske atmak değil midir? Gençlerimizi aileleriyle, kültürleriyle buluşturmanın zamanı gelmedi mi?

Küresel Yarışta Tökezliyoruz
Almanya, İsviçre, Finlandiya ve Güney Kore, 9-10 yıllık zorunlu eğitimle gençlerini mesleki becerilerle donatıyor, teknolojik liderliklerini koruyor. Almanya’nın çift yönlü eğitimi, gençlerin %60’ını 15 yaşında üretken kılıyor; Finlandiya, esnek müfredatıyla PISA’da zirvede. Türkiye ise 12 yıllık zorunlu eğitimle gençleri üniversite sınavına hapsediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 raporu, teknolojik inovasyonda 141 ülke arasında 68. sıradayız diyor. Sayın yetkililer, 4. Sanayi Devrimi kapımızdayken, neden gençlerimizi bu yarışa hazırlamıyoruz? Neden hâlâ eski bir sistemin gölgesinde tökezliyoruz? Küresel liderlik için cesur bir adım atmanın vakti değil mi?

Kültürel Kimlik Tehlikede
12 yıllık zorunlu eğitim, özellikle muhafazakâr topluluklarda, karma eğitimin uzun süreli uygulanmasıyla ahlaki endişeler doğuruyor. Kırsalda çocuklar ailelerinden kopuyor, kültürel aktarım sekteye uğruyor. Müfredat, yerel değerler yerine kozmopolit merkezli bir yaklaşımla şekilleniyor; gençlerimiz kendi kimliklerinden uzaklaşıyor. Sayın yetkililer, bu kültürel erozyonu durdurmak sizin elinizde değil mi? Toplumsal kimliğimizi korumanın yolu, gençlerimizi kökleriyle buluşturmaktan geçmiyor mu?

Zorunlu Eğitimin 8 Yıla İndirilmesi: Türkiye’nin Normalleşmesi

Yetenekler Özgür, Gençler Mutlu
Zorunlu eğitimi 8 yıla indirirsek, gençlerimiz 14-15 yaşında yeteneklerine göre mesleki veya akademik yola yönelecek. Almanya’nın çift yönlü eğitimi, gençlerin erken yaşta üretken olmasını sağlıyor. Türkiye’de de bir genç, 15 yaşında çıraklığa başlayıp 18’inde nitelikli bir teknisyen olabilir. Bu, özgüveni, hayalleri ve geleceği geri kazandırır. Sayın yetkililer, gençlerimizin gözlerindeki umudu yeniden yakmak sizin elinizde!

Ekonomi Patlayacak, Sanayi Uçacak
8 yıllık zorunlu eğitim, mesleki eğitim merkezlerini güçlendirecek. Çıraklık programlarıyla gençlerimiz, 3 yılda sanayinin aradığı elemanlar olacak. İşsizlik %10-15 düşecek, yerli üretim sıçrayacak. Dünya Bankası, mesleki eğitimin GSYİH’yi %2 artırdığını söylüyor. Türkiye, bu reformla küresel ticarette mevziini güçlendirebilir. Sayın yetkililer, sanayimizin çığlıklarını duyun, ekonomimizi şaha kaldırın!

Toplum Birleşecek, Gençler Huzurlu
Erken yaşta iş hayatına katılan gençlerimiz, sosyal sorumluluk kazanacak, özgüvenleri artacak. Sınav stresi bitecek, ruh sağlıkları korunacak. Kırsalda gençler üretken hale gelecek, köylerimiz canlanacak, göç duracak. Finlandiya, erken sosyal sorumlulukla toplumsal uyumu %20 artırdı. Sayın yetkililer, bu reformla Türkiye’yi yeniden birleştirin, aile bağlarını güçlendirin!

Kültürel Miras, Teknolojik Gelecek
8 yıllık eğitim, müfredatı dijital çağla uyumlu hale getirecek. Gençlerimiz, yapay zekâ, kodlama ve yenilenebilir enerji gibi alanlarda beceriler kazanacak. Aynı zamanda, yerel zanaatlar ve kültürel değerler müfredatta güçlenecek. Örneğin, bir genç, halı dokumacılığını modern tasarımla buluşturarak global markalar yaratabilir. Sayın hükümet yetkilileri, bu reformla hem köklerimizi yaşatın hem geleceği inşa edin!

Kırsal Kalkınma, Göçün Sonu
Mesleki eğitim merkezleri, tarım, hayvancılık ve zanaatlarda gençleri yetiştirerek kırsal ekonomiyi canlandıracak. Köyden kente göç azalacak, şehirlerin altyapı yükü hafifleyecek. Bu, demografik dengemizi koruyacak. Sayın yetkililer, köylerimizde yeniden hayat filizlensin istemez misiniz?

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kapsayıcılık
Kız çocukları, tekstil, sağlık veya dijital tasarım gibi alanlarda mesleki eğitimle güçlenecek. UN Women, bu tür programların kadın istihdamını %20 artırdığını söylüyor. Engelli bireyler için özelleştirilmiş eğitimler, kapsayıcı bir toplum yaratacak. Sayın hükümet yetkilileri, bu reformla herkesi kucaklayın!

Acil Eylem Planı: Türkiye’yi Dönüştürmek İçin Yol Haritası

2025’te Pilot Projeler Başlasın
İstanbul, Ankara, Konya, İzmir ve Trabzon’da, Almanya ve Finlandiya modellerinden ilham alan pilot projeler başlatılsın. Gençlerimiz erken yaşta meslekleriyle tanışsın, başarı hikayeleri doğsun.

Mesleki Eğitim Devrimi (2025-2026)
Her ilde en az bir mesleki eğitim merkezi kurulsun. Sanayiyle iş birliği artsın, çıraklık programları yaygınlaşsın. Özel sektöre vergi indirimi gibi teşvikler verilsin.

Müfredat Yeniden Doğsun (2025-2027)
Müfredat, dijital beceriler, kültürel değerler ve mesleki yönelimle yeniden tasarlansın. Öğretmenler, bu vizyona uygun hizmet içi eğitimle güçlendirilsin.

Toplum Uyanışa Geçsin (2025-2028)
Medya, STK’lar ve influencer’larla kampanyalar düzenlensin. Mesleki eğitimin prestiji artsın, ebeveynler ve gençler bu geleceğe inansın. “Usta ol, yıldız ol!” gibi sloganlarla toplum harekete geçirilsin.

Dünya ile El Ele (2025-2029)
Almanya, İsviçre ve Finlandiya’dan uzmanlarla iş birliği yapılsın. UNESCO ve Dünya Bankası’ndan teknik ve finansal destek alınsın. Türkiye, küresel bir eğitim modeli yaratsın.

Uzmanların Ortak Vizyonu: Türkiye’yi Geleceğe Taşıyacak Ses

12 yıllık Zorunlu eğitimden derhal vazgeçilerek 8 yıla indirilmesini öneren bu vizyonumuz, Türkiye’nin kültürel dinamiklerini küresel standartlarla harmanlayan bir bakış açısını savunmaktadır. Sayın yetkililer, bu ses, sadece bir öneri değil, milyonlarca gencin umududur. Bu vizyon, sadece bir rapor değil, Türkiye’nin yeniden doğuşunun anahtarıdır.

Türkiye’nin Geleceği Sizin Ellerde, Sayın Yetkililer!

Sayın yetkililer, 12 yıllık zorunlu eğitim, gençlerimizin ruhunu tüketiyor, ekonomimizi zayıflatıyor, toplumumuzu bölüyor, kültürümüzü eritiyor. Bu sistemi sürdürmek, Türkiye’nin geleceğine ihanet etmektir. Zorunlu eğitimi 8 yıla indirin; gençlerimizin yeteneklerini özgürleştirin, sanayimizi şaha kaldırın, kültürümüzü yaşatın, toplumumuzu birleştirin. Bu reform, Türkiye’yi patinaj yapmaktan çıkarıp önüne bakan ve ileriye doğru yürüyen bir ülke yapacaktır.

Cesur olun, kararlı olun. Kimi uluslararası yapı ve kuruluşların akıl ve fon vererek Türkiye’ye attıkları bu kazığı derhal çıkarın. Gençlerimizin gözlerindeki umudu yeniden yakmak için bu tarihi adımı atın. Türkiye’nin geleceği, sizin vizyoner cesaretinize bağlı! Bu fırsatı kaçırmayın; tarih, sizi gençlerimizin önünü tıkayan değil önünü açan sorumlular olarak yazsın!

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor