Hakkari’ye yatırım yapan kazanır
Düne kadar terörle anılırken, bugün maden sahalarıyla otomotiv, inşaat ve ilaç sanayinin bir numaralı hammadde tedarikçisi olma yolunda ilerleyen Hakkari, bir koyana 10 kazandıracak potansiyeliyle yeni yatırımcılarını bekliyor. Hakkari’nin bu özelliğini keşfeden firmalar, pastadan pay almak için kolları sıvarken, fırsatların hala devam ettiğini söyleyen Bonus Enerji Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürü, Maden Yüksek Mühendisi Engin Kutluk, ‘’Geç kalanın içinde ukde kalır’’ dedi.
Cudi dağlarının zirvesinde yer alan Karakaya bölgesindeki maden ocağında röportaj yaptığımız Engin Kutluk, son 5 yıllık zaman diliminde 2 milyon tonluk kurşun ve çinko üretimi gerçekleştirildiğini belirterek, alanında dünya 3’ncüsü olduklarını, yüzeyden yer altı madenciliğine geçişle beraber zirveye çıkacaklarını ifade etti. Kutluk, ‘’ Devletimizden teşvik istemiyoruz. Orman ve ÇED ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nde devam eden izin süreçleri uzamasın yeter’’ diyor.
Röportaj: Yener EKİNCİ
HAKKARİ (BÖLGE) – Türkiye’nin uç noktasında, sanki bir kenara atılmış gibi yıllarca öyle duran, durdukça da geri kalmış il statüsü kazanan Hakkari, kurşun ve çinko gibi önemli yer altı kaynaklarının keşfedilmesiyle, makus talihini tarihinin karanlık sayfalarına gömebileceği çok önemli bir fırsat yakaladı. Bu zamana kadar terörden ziyadesiyle nasibini alan ve hatta terörün yuvalandığı bölge olarak lanse edilen Hakkari’de, silahlı kuvvetlerin etkin mücadelesi ve kararlı duruşu sayesinde, artık huzur ve refah hakim… Çok değil, 3-5 yıl öncesine kadar terörün kol gezdiği dağlarda, şimdi Hakkari’yi kalkındıracak maden sahaları açılıyor, iş makineleri ve binlerce işçi çalışıyor. Hakkari’de üretim arttıkça, kazanan yine Hakkari oluyor.
HAKKARİLİ MADENCİ ENGİN KUTLUK İLE HAKKARİ’Yİ KONUŞTUK
Adana başta olmak üzere, Mersin, Osmaniye ve Hatay gibi Çukurova bölgesi illerinden de, iş gücüne katılmak isteyenlerin göçünü almaya başlayan Hakkari, yakın gelecekte Türkiye’nin kalkınmasına önemli bir hamle sağlayacak gibi görünüyor. Peki; otomotiv, inşaat ve ilaç sanayinin bir numaralı hammadde tedarikçisi olma yolunda ilerleyen Hakkari’ye yatırım yapan neler kazanır? Bu ve aklınıza gelebilecek birçok sorunun cevabını, bölgede faaliyet gösteren Bonus Enerji Elektrik Üretim A.Ş.’nin Genel Müdürü olan Maden Yüksek Mühendisi Engin Kutluk’tan aldık. Cudi dağlarının zirvesinde yer alan Karakaya bölgesindeki maden ocağında röportaj yaptığımız Engin Kutluk, aynı zamanda bir Hakkarili… Yani, merak ettiğimiz her husus hakkında bilgi alabileceğimiz en doğru adresteyiz. Kutluk, ‘’Hakkari’ye yatırım yapmayan harakiri yapmış olur’’ diyor ve ortaya ilgiyle okuyacağınız bir röportaj çıkıyor.
Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?
Çukurova Üniversitesi, 2012 yılı mezunuyum. Yaklaşık 10 yıldır, memleketim Hakkari’nin çeşitli bölgelerinde, kendime ait şirketim adına madencilik faaliyetleri yürütüyorum.
Bölgenin zenginlikleri nelerdir? Biraz bilgi verir misiniz?
Hakkari ve çevresi, ne yazık ki yakın geçmişe kadar terör faaliyetleri ve olaylarıyla gündemdeydi. Kentin, Irak ve İran gibi kendi sınırlarını koruyamayan ülkelere komşu olması, bu konuda büyük bir dezavantaj oluştururken, devletimizin kararlı duruşu ve etkin mücadelesi ile terör sorunu artık maziye karıştı. Hakkari artık ülkenin batısında yer alan bir şehir kadar huzur ve güvene sahip. Bu da, madencilik sektörünün bölgeye yönelen yatırımlarıyla kendini net bir şekilde gösteriyor. Kurşun ve çinko alanında, Türkiye’nin en büyük yatakları Hakkari’de yer alıyor. Dünya genelinde ise 3’ncü sıradayız. Genel anlamda bir değerlendirme yapacak olursak, sadece bu sene ki üretim 350 bin tonun üzerine çıkmış durumda. 2008 yılından bu zamana kadar 2 milyon tonluk bir üretim söz konusu… Patlayıcı ruhsatlarının da verilmesi sonrası, rakamlar katlanarak çoğalacaktır. Şunu da özellikle belirtmek istiyorum ki; bu üretim kapasitesine yüzey madenciliği ile ulaşıldı. Dünya genelinde ticaret yapan büyük firmaların ilgisini çekmeyi başarınca, yüzey madenciliği yerini, daha verim sağlayacak yer altı madenciliğine bırakmaya başladı. Şu an, sondaj çalışmalarına başlayan marka firmalar var.
‘’Dünya genelinde 3’ncü sıradayız’’ demiştiniz. Birinci sıraya yükselme ihtimali var mı?
Hakkari bölgesine baktığımızda, güney kuşak ve kuzey kuşak cevherleşmesi dediğimiz iki kuşak görüyoruz. Bu çok büyük bir potansiyel. Sondaj çalışmaları yapılıp profesyonel madenciliğe geçildikten sonra, net bir şekilde söyleyebilirim ki; kurşun ve çinko üretimi bakımından dünyanın zirvesinde yer alacağız.
Eskisi kadar olmasa da, güvenlikle ilgili sorunlar yaşıyor musunuz?
İşletmiş olduğumuz bu saha, iki yıl öncesine kadar terör örgütü PKK’nın yuvalandığı alandı ve burada iş gücü oluşturma şansımız sıfırdı. Şükürler olsun ki bugün, ülke ekonomisine fayda sağlayan, katma değer üreten ve 2 binden fazla kişiye istihdam sağlayan bir alan haline geldi. Güvenlikle alakalı en küçük bir problem dahi yaşamıyoruz. Devletimiz bütün tedbirleri almış vaziyette. Dağların tepelerine kurulan askeri üsler ve İHA, SİHA gibi araçların devriyeleriyle, eski çalkantılı günlere dönüş tamamen imkansız diyebilirim.
Hummalı çalışmalar yürütüyorsunuz. Köylülerin tepkisi ve tavırları size nasıl yansıyor?
Çalışma yaptığımız bu dağlar, her ne kadar hazine arazisi sayılsa da, köylüler zamanında buraları sahiplendiği için, bizler ekstra olarak her ürettiğimiz madenden ton başına, 13 ila 17 dolar arasında köylüye pay veriyoruz. Malumunuz, Hakkari’de tarım, sanayi ve endüstri bulunmuyor. Tek geçim kaynağı madencilik… Bu nedenle köylülerimize hem iş hem pay vererek sahip çıkıyoruz. Onlar da gayet memnunlar.
Sektörel bazda yaşadığınız temel sorular hakkına neler söylemek istersiniz?
Türkiye genelinde ki madencilik politikalarının çok sert olması, başlıca sorunlarımız arasında yer alıyor. Madencilikle ilgili izinlerimizin gerçekten geç çıkarılıyor. Her zaman söylediğimiz bir şey var; biz teşvik istemiyoruz. Orman izinlerimizin, ÇED izinlerimizin bir an evvel çıkarılması, yanı sıra Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nde devam eden izin süreçlerinin uzamaması en büyük temennimizdir.
Madenciliğin yanı sıra, turizmin de gelişmesi ve bir gelir kapısı haline gelmesi açsından, bir Hakkarili olarak ne gibi önerileriniz olacak?
Üretimin önemine dikkat çekerek bu sorunuza cevap vermek istiyorum. Mevcutta, İran’a daimi olarak ihracat gerçekleştiriyoruz. Yine özel bir firmaya ait ‘Flotasyon Zenginleştirme Tesisi’nde üretilen konsantreler, Mersin üzerinden Çin’e gönderiliyor. İnsanlar, üretimin ve sirkülasyonun olduğu bir bölgeye gelmekten çekinmiyorlar. Dışarıda ki insanlar her ne kadar madencilik için gelseler de, burada ki doğal güzellikleri gördükten sonra cezboluyor ve gittiği yerlerde de övgüyle anlatıyor. Yüksekova’da havaalanımız olması da büyük bir avantaj. Ankara ve İstanbul’a sürekli seferler düzenleniyor. Böylece Hakkari gölleriyle, yaylalarıyla, kayak tesisleri ve dağlarıyla adeta yeniden keşfediliyor.
Tur firmaları kafileler taşısa, gelen turistlere maden ocaklarını da gezdirmeniz mümkün olabilir mi?
Tabii ki. Bizler zaten misafirperver bir halkız. Memleketimizin tanıtımı ve gerçek imajını kazanması için üzerimize düşen ne varsa seve seve yapmaya hazırız. Sadece turizm firmalarına değil, bireysel olarak gelenlere de kapılarımız sonuna kadar açık.
Yatırım yapmak isteyen firmalarla işbirliğine sıcak bakıyor musunuz?
Şu an yaptığımız işbirlikleri mevcut zaten. Eskiden yatırımcı çekme konusunda çok büyük problemler yaşarken, bugün yatırımcılarımızı bir yere kadar kendimiz seçiyoruz. Bu memlekette yapılacak çok iş ve kazanılacak çok şey var ve bu sebeple hala yatırımcıya ihtiyaç duyuyoruz. Burası el değmemiş bakir topraklar ve güvenli bir liman özelliği taşıyor. Bugün hala yatırım ve ortaklık için bir fırsat var. Belki yarın rezervler tespit edildikten sonra herkesin gelip çalışamayacağı veya içinde ukde kalacak bir il olacağız.
Madencilikle beraber ortaya çıkan iş imkanları, büyük şehirlerden tersine göç sürecini de başlattı mı?
Hakkari, kendi kendine yetebilen bir memur şehriydi. Artık göç veren değil de dışarıdan göç alan bir şehir konumuna doğru ilerliyor. Bu zamana kadar terör nedeniyle çok büyük kayıplar yaşandı. Şimdi ise kendi öz kaynaklarıyla kayıplarını telafi ederek bir gelişim dönemine girdi. Yakın zamanda ülkenin parlayan yıldızı olacak.
Sizce; sanayi, tarım ve turizm olmadan sadece madencilik faaliyetleri Hakkari’yi tek başına kalkındırabilir mi?
Aslında sıraladıklarınızın hepsi birbirine bağlı sektörler. Burada, üretim faaliyetleri ne kadar artarsa, emin olun sanayiye yapılan yatırımlar da o kadar artacaktır. Mesela, personel ve araç sayısı ne kadar artarsa, ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yan hizmetler de kendiliğinden geliyor zaten. 3-4 yıl önceyle kıyaslarsak, her şeyin aynı olmadığını açıkça görürüz. Üretim, eşittir her şey demektir.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Dünyanın en zor faaliyetlerinden biri madenciliktir. Bir madenin tespit edilmesi, rezervinin belirlenmesi ve üretim sürecine geçilmesi gerçekten meşakkatli bir iştir. Üretimimizi tırlara yükleyip 250-300 dolar gibi rakamlarla ihraç ediyoruz; ancak ihraç ettiğimiz ülkelerde külçelere dönüştürülüyor ve 3-4 bin dolara geri ithal ediyoruz. Buna artık bir ‘dur’ dememiz lazım. Neyse ki devletimizin teşvikleriyle yeni tesisler kurularak bu durumun üstesinden gelmek için atılımlar yapılmaya başlandı. Siirt’e Lineer Metal A.Ş. tarafından kurulacak ve 4 Aralık’ta açılışı yapılacak Çinko İzabe Tesisi ile tüvenan olarak üretilen madenler metal haline getirilecek. Böylece ithalatın önüne geçilmesi hedefleniyor. Bu, cari açığı da bir yere kadar kapatmak için büyük bir fırsat. Eminim uzun vadede bahsettiğim tesis sayısı çoğalacak ve Hakkari’ye de kurulacaktır.
Bu keyifli sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.