HALK ENİNDE SONUNDA HESABINI SORACAKTIR
1950 öncesi ikinci dünya savaşı sona ermiş Hitler’in faşizmi milyonlarca insan ölüsünü tarihe bırakarak yenilmiş. Amerika bugün ulaştığı dünya imparatorluğunun Cümle Kapısını. Türkiye Milli Şef İsmet İnönü’nün izlediği ve hala tartışılan “Savaşın dışında kalma” politikası sayesinde hiçbir yurttaşının burnu kanamadan 1950’lere ulaşmış. Ancak bedelini açlık ve sefaletle ödediği için kitle psikolojisinin etkisi ile halk hesabi CHP’ye kesmiş, Demokrat partiyi tek başına iktidara getirmiş.
O tarihlerde başlayan Amerikan yayılmacılığının ilk işi dünyada duran ekonomik yaşamı canlandırmak için başta Avrupa olmak üzere, NATO’ya giren ülkelere Marshall yardımını başlatmak oldu. Elbette ayni zamanlama ve ayni Halkımız Eninde Sonunda Hakkının Hesabını elbette soracaktır.
hırsla, Komünizmin Patronu Sovyetler de durmadı, onlar da COMECON’u güçlendirmek için uyduları olan Avrupa’daki dostlarına destek olmaya başladılar.
İki blokun da asıl amacı, gelecekte kendi ekonomik sistemlerini dünyaya egemen kılmaktı. Silah yardımı ile birlikte, Beyinleri dolduracak, kendi kültür ve bilgilerini hem kapitalistler, hem de komünistler her türlü yolla bu ülkelere göndermeye başladılar.
Böylece Beyoğlu sinemalarında Amerikan filmleri, Tiyatrolarda İngilizceden tercüme oyunlar, gazetelerde New York’tan, Chicago’dan resimler, dükkânlarda kadınlar için naylon çoraplar, erkekler için naylon gömlekler, ilk görülenler oldu.
Cumartesini iple çekerdik, arkadaşlarla o hafta yeni başlayan ses operetindeki müzikli oyunu seyretmek için 1960’larda “GOO Home Yanke” diye genç üniversitelilerin pankart açarak, Dolmabahçe’de kovaladığı Amerikan gemicileri, Beyoğlu’nda Abanoz sokağında çiçeklerle karşılanıp her tarafa dolar saçtıklarını gülerek seyrettiğimizi dün gibi anımsıyorum.
Ancak zaman hızla geçerken belki bir kuşak değiştiren dünya, 50 yıla milyonlarca yılda olandan çok daha büyük bir değişimi, genişlemeyi yaşattı.
Bu değişim, kısa sürede Batı Liberalizmin daha çok ve daha sofistike silahlarla enerji bölgelerini adeta işgale yöneltti. Elbette karşısında Sovyet Blokunun halkının aşından ve işinden kısıntı yaparak savaşa yürümesine neden oldu.
ABD açısında güçlü olan taraf karşısında, doğal yapısı yüzünde zayıflayan Komünizmin düşmesi ile ”Soğuk Savaş” biter oldu.
Soğuk savaş bitti ama sırtını ABD’ye dayayan küresel sermeye, (patronların en çok 500 olduğu söylenir) son 30 yıldır enerji bölgelerini ve asıl ve daha çok bizimde içinde olduğumuz Orta Doğuyu sonu gelmez bir kan ve can ortamına sürükledi.
Bizim için bu sömürü seyrinin nelere mal olduğunun bir kez daha altını çizelim; Önce Irak, şimdi de Suriye 3’e bölüştürüldükten sonra ülke yönetimini 25 yıla yakın tek başına elinde tutanlara hesabını, Halkımız eninde sonunda elbette soracaktır.