HALKODALARININ-HALKEVLERİNİN KÜLTÜR-SANAT SEFERBERLİĞİ (3)

Atatürk şöyle diyordu; “İnsanlar olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Halbuki bizim milletimiz hakiki özellikleriyle medeni ve ileri olmaya layıktır ve olacaktır.”
İşte halkevlerinin temel amacı güzel sanatları halka sevdirmekti.
Halkevlerinde güzel sanatlar içinde özellikle müzik ve tiyatroya büyük önem verildi. Halkevlerinde halk müziğinden klasik müziğe kadar çok geniş bir yelpazede konserler verildi, müzik dinletileri yapıldı.
Hemen hemen her halkevi bando veya orkestra grupları kurarak çok sesli müziği kendi bölgelerine ulaştırdı. 1937’de 50 halkevinin bandosu, 25’den fazlasının sazı ve orkestrası vardı.
Ayrıca çok sayıda önemli yabancı sanatçı halkevlerinde konserler verdi. Bu konserleri yüzbinlerce kişi izledi, dinledi.
Örneğin 23 Kasım 1935’de ünlü Alman sanatçılardan B.Pol Grummer, Ankara Halkevi’nde bir konser verdi. 7 Nisan 1936’da Berlin operası sanatçılarından Maria Müller piyanoda kendisine eşlik eden Münih Devlet Operası’ndan Dr.Franz Hallascha’la birlikte yine Ankara halkevinde bir konser verdi.
Halkevleri, tiyatro başta olmak üzere aralarında opera ve balenin de bulunduğu her türlü sahne sanatını ülke geneline yaydı. Türkiye Cumhuriyeti’nde halka açık ilk bale ve ilk opera da halkevinde sahnelendi.
Dünyanın en ünlü bale öğretmenleri 1930’larda halkevlerine konuk oldu. Halka açık ilk dans dersleri halkevlerinde verildi.
Halkevleri tiyatro kolları tiyatroyu halkla buluşturdu. Ankara başta olmak üzere İzmir, İstanbul, Bursa, Afyon, Kayseri, Diyarbakır gibi pek çok ildeki halkevleri, bulundukları illerin tiyatroları halini aldı.
Halkevleri tiyatro kolları sayesinde Elazığ, Muş gibi doğu illerinde tiyatroyu buluşturdu. Örneğin 1936’da Elazığ Halkevi’nin temsil kolu altı ay içinde 92 temsil verdi.
Anadolunun doğusundan batısına her yere yayılan halkevi sahnelerinde çok sayıda tiyatro oyunu sahnelendi. Bir anlamda Modern Türk Tiyatrosu’nun temelleri halkevlerinde atıldı.
Atatürk bu gerçeği, “Nerede bir halkevi sahnesi varsa orada gerçek Türk tiyatrosu vardır” sözleriyle dile getirdi.
Halkevlerinde, Atatürk’ün, “Fikirler ve inkilaplar sanatla yayılır” düşüncesi doğrultusunda, devrimin ilkeleri, tiyatro oyunlarıyla, piyeslerle halka ulaştırmak istendi.
Halkevlerinde daha çok Türk tarihini, Türk kültürünü, köy hayatını, hurafeleri, yobazlığı, ekonomik zorlukları, kurtuluş savaşını anlatan oyunlar oynandı.
Halkevlerinde oynanan oyunlardan bazıları şunlardı: Akın, Mavi Yıldırım, Mete, Kahraman, Ana, Özyurt, Gönüllerin Türküsü, Devrim Yolcuları, Vatan ve Vazife, Atillanın Düğünü, Sümer ülkeleri, Yanık Efe, Bir Yavrunun Şarkısı vs..
Halkevlerinde resimde çok önemliydi. Halkevleri, güzel sanatlar kolları resim sanatını sevdirmeye ve halk içinden ressamlar çıkarmaya çalıştı.
Her halkevi bir resim hocası bulmak, resme yetenekli gençlerin çalışmaları için atölye ve malzeme sağlamak zorundaydı. Bir çok halkevi resim kursu açarken, bazı halkevleri buna ek heykeltraşlık kursu da açtı.
Her halkevi, Şubat ayında bir amatör resim ve fotoğraf sergisi açmak zorundaydı. 1933-1950 yılları arasında ülkenin dört bir yanındaki halkevinde çok sayıda resim ve fotoğraf sergisi açıldı.
Halkevlerinde spora da büyük önem verildi. 1939’da 50 halkevinde spor salonu vardı. 6 halkevinde jimnastik avlusu vardı. 15 halkevi güreş, 50 halkevi voleybol, 7 halkevi basketbol salonu sahibiydi. 12 halkevi dağ sporuyla, 30 halkevi de atlı cirit sporuyla ilgileniyordu.
Halkevleri etkinlikleri toplumun geniş bir kesimine ulaştı. Örneğin 1940’ta halkevlerinde çeşitli konularda 5000 konferans, 2200 temsil sergilendi. 1150 konser düzenlendi. 1950 film gösterildi. 2023 aile toplantısı düzenlendi. 1900 köy gezisi yapıldı. 110 halkevi, 150 resim sergisi, 270 çeşitli sergi açtı.
Halkevlerinde 473.176 kitap, 2.461.836 yurttaş tarafından okundu. 48.000 yurttaş çeşitli kurslara katıldı. Sosyal yardım kolları 40.000’den fazla yardım yaptı. 1940’da halkevleri, kadın-erkek toplam 10.645.720 kişiye hitap etti.
Sonuç olarak halkevleri ve halkodaları Cumhuriyetin ilk yıllarında ÜMMET’den ULUS, KUL’dan BİREY yaratma sürecine çok büyük katkıda bulunarak toplumu bilgiyle, kültürle, sanatla, çağdaşlaştırmaya katkı veren AYDINLANMA KURUMLARIYDI.
Demokrat Parti iktidarı 8 Ağustos 1951’de 5830 sayılı kanunla bunları kapatarak gericiliğin önünü açtılar.