HANGİ PARAYLA YAPACAKLAR

Türkiye, Cumhuriyetin ilan edildiği yılın ilk asrını doldururken oldukça kritik bir seçime gidiyor.

20 yıldan uzun süredir iktidarı elinde bulundurulanlara karşı muhalefet, halkın refahını artıracağını iddia eden vaatlerle geliyor.

Söz konusu vaatleri duyan iktidar ve seçmeni ise hep aynı soruyu yöneltiyor; İyi ama bu söylediklerini hangi parayla yapacaklar?

Ekonomist olmaya gerek olmayanlarla başlayalım, saraydan Çankaya köşküne taşınmak. 28 Eylül 2021 tarihli bir haberde 7 milyon, 21 Ekim 2022 tarihlisinde ise 18 milyon TL günlük harcaması var sarayın. Sırf köşke taşınmak bile bütçede ne büyük rahatlama yaratacak.

Cumhurbaşkanlığının makam uçaklarını da ele alalım, 2021 yılından kalma kaynaklarda 8 adet makam uçağı yalnız bir kişinin kullanımına açılmış durumda.

Fuzuli araçlardan oluşan fosil yakıt filosundan bahsetmeme gerek yoktur herhalde. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Yenikapı’da ki israf sergisini hatırlarsanız, yıllarca aynı zihniyet ile ülkeyi yönetenlerin fuzuli makam araçlarının nereye sığacağını oldukça merak ediyorum. Meksika Cumhurbaşkanı’nı örnek alıp, bu araçları satarak da oldukça büyük bir bütçe yaratabiliriz.

“Geçiş garantisi”, “Hasta Garantisi” gibi kelimeler zihninizde bir şeyler uyandırıyor mu?

Hani yılda kaç aracın geçeceği hesaplanabilir köprüleri özel şirketlere yaptırtıp kat be katının geçeceğini garanti ederek aradaki farkı devlet bütçesinden karşıladığımız zaman kullanılan tabir.

Yeni gelecek devletin bu anlaşmalardan hukuki yollarla, bakın burası önemli keyfiyetten uzak bir şekilde dönmesi lazım. Özel şirketlere peşkeş çekilen halkın parası da böylece kasada kalır.

Özel şirketler demişken, ne hikmetse ihale kanunlarımız bu aralar çok değişken olmaya başladı. Adeta her hafta yeni kurallarla ihale sistemi işliyor.

Fakat bazı işadamlarımız çok akıllı, ne hikmetse kanunu nereye eğip bükerlerse büksünler hep ihaleyi almayı başarıyorlar.

Vallahi pes! Geriye dönük olarak bu süreçleri inceleyip devleti kasten zarara uğratanlara da kanunlarımızda öngörülen cezaların verilmesi ve bu kasti zararların tazmini için de hukuki süreçlerin ve araştırma komisyonlarının kurulması bizim için çok önemli.

Peki buraya kadar yaptıklarımızı bile yapsak ne olacak biliyor musunuz?

Hukuka ve devlete güven artacak. Makul ekonomi politikalarını ve uluslararası üslubumuzu korur isek TL değer kazanacak, dolan kasaların karşılığı artacak.

Sürekli para basmak, madeni paralarımızı tedavülden kaldırmak zorunda kalmayacağız.

İşte böyle olacak, iktidarda olanların orada kalmaya devam etmek için halkın cebinden yandaşlarına açtıkları muslukları kapatacağız ve su havuzda kalacak. Havuz dolacak, taşacak.

İnanıyorum ki bu hesapların ve raporların hepsine sahip olan Muhalefet liderleri de tam olarak bu doğrultuda vaatlerde bulunuyor.

Gerçekleştiremeyecekleri hayalleri satmak onlara hiçbir şey vermez.

Göreve geldikleri anda sözlerinin arkasında olduklarını göstererek güven tazelemeli ve halkın refahını hak ettikleri seviyeye çıkartmalılar.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor