HATAYLI DEPREMLERİ YAZDIK, SIRA YERLİDE

Hatay merkezli çıldırtan depremlerin Adana’yı da yıkıp yok edecek kadar salladığını anlatmıştık. Bugün de, yerli depremlerimizi anlatacağız kısmetse.

1900 -1998 arasında 4,2’den büyük 75 deprem kaydına erişebildim.

Aralık 1907’de Richter 6,2 gücünde, 17 Şubat 1908’de Richter 6,0 gücünde ve 27 Haziran 1998’de Richter 6,3 gücünde olan ve ciddi can ve mal kaybına neden olmuş.

Yine küçüklü-büyüklü zararlara yol açan 5 ile 6 Richter aralığında ortaya çıkan deprem sayısı hiç de az değil; iki kez de aynı tarihte peş peşe ikişer deprem görmüş Adana. Bunları Doçent Dr. Recep Efe ile Dr. Sefa Sekin tarafından hazırlanmış kitaptan yararlanarak tarihleriyle sıralayalım: 1906 –  30 Ekim 1908 (2 deprem) – 25 Aralık 1915 – 27 Mayıs 1918 – 1 Şubat 1922 – 17 Mart 1926 – 26 Aralık 1932 – 25 Eylül 1933 – 14 Haziran 1936 – 21 Şubat 1940 (2 deprem) – 28 Haziran 1944 – 9 Aralık 1947 – 10 Aralık 1947 – 8 Nisan 1951 – 22 Ekim 1952 – 24 Mart 1953 – 1 Haziran 1961 – 29 Haziran 1971 – 11 Temmuz 1971. Aynı dönemde, Richter 3 ile 5 arasında 81 deprem kaydı var.

1998 Depremine dek üçüncü derece tehdit altında olduğu varsayılan Adana’nın, bu deprem sonrası yapılan çalışmalarla ve Doğu yönüyle kısmen ikinci derece alanlarda bulunduğu saptanmış. Velhasıl, kentimiz deprem mahrumu değil. Yani, her bakımdan mukayyet olmamız gerekiyor. Oluyor muyuz? Cık!.. Olmuyoruz; olanlar da azıcık oluyor.

ADANAMIZIN “DEPREM ABİSİ” MELİH BAKİ’DEN

Jeofizik Mühendisleri Oda Başkanı Melih Baki, yüksek özverisiyle ve uyarılarıyla yöremizin “Deprem Abisi” konumunu fazlasıyla hak etmiştir.

İstanbul Üniversitesi Jeofizik mezunu. Çeşitli kamu görevlerinde çalıştığından Anadolu’yu yeraltı ve yerüstü nitelikleriyle tanımış. Deprem ve depremsellik alanındaki çalışmalarını Çukurova özelinde yoğunlaştırmış. Fark edemediğimiz ancak çok sık ortaya çıkan minik depremleri, faylardaki olası gelişmeleri takibe alarak değerlendirmelerde bulunmayı sürdürüyor.

Geliniz en önce 6 Şubat Kahraman Maraş depremlerinden on gün kadar sonra söylediklerini dinleyelim. Diyor ki: Bu depremde büyük bir enerji boşalması oldu. Kırık, Bingöl yönüne doğru ilerliyor. Adana yönüne doğru olan ve olabilecek gelişmeleri izliyoruz. Adana’da yüzde 80 – 85 oranında risk azaldı.  

Sayın Baki’nin bir de genel bakış açısına nazar kılalım, görelim neler demiş… Baki’ye göre, Adana’da da yeniden deprem beklemeliyiz. Dünyada hiçbir uzman ciddi sarsıntının ne zaman olacağını kestiremez. Melih Baki de, elbette zaman vermemekle beraber, olası bir depreme hazırlıklı olmamızı her fırsatta ifade ediyor. Yazıp söylediklerinden şu sonucu çıkarıyorum: yöremizi sarsacak yeni bir deprem şu yanda. Şu yanda da, zaman itibariyle biz ne kadar yakın, ne kadar uzak, bilinmez. Şöyle düşüneceğiz, “Allah bilir ya; bir saat sonra ya da yarın sarsılabiliriz…”

Fakaaat, depreme hazırlıklı olmak yaşamsal önem taşıyor. Vatandaş olarak almamız gereken önlemleri ezberledik. Sordum, tanıdıklarımın tamamı ezberlemiş fakat hiçbirinde deprem çantası yok. Bende de yok!..  Deprem gerçeğini özellikle inşaat öncesi anımsamak en birinci teşebbüs. Ayrıntılı ve özenli zemin yapısı saptanmadığı takdirde, mühendisin bilgi ve becerisi bir yönünde topal kalabilir. “Daha daha neler yapılmalı?” sorusuna da Çarşamba günü cevap bulmaya çalışalım bakalım…

ÇARŞAMBAYA: MİSİS APTİOĞLU DARBESİ

 

MİLLİYET:

 

TAM SAYFA ADANA: 27 Haziran 1998 Depreminin merkezi Misis yakınlarındaki Aptioğlu Köyündeydi. Haber, pek çok gazetede olduğu gibi, Milliyet’te de tam sayfa yer almıştı. İlk gün 105 olarak sayılan can kaybı, sonradan 146 olarak belirlendi.

 

 

ZAYIF ZEMİN:

 

ZAYIF ZEMİNDE BASAMAKLAR: 1998 depreminin merkezi olan Aptioğlu’na gittiğimde, kocaman bir alanın nehre bakan yamacı dev basamaklı merdiven gibi olmuştu. Tabii yarıklar da bu boyuta koşut nitelikte uzanmaktaydı.

 

 

SAĞLAM ZEMİN:

 

SAĞLAM ZEMİNİN GÜCÜ: Vayvaylı Köyü deprem merkezine uzak değil. Fakat sağlam zemine sahip olduğundan, taş duvarlarda en ufak bir hareket görülmedi. Soru, “Nerede bulacağız sağlam zemini?” ise, cevap da şu: Zemin etüdünü yaptırın, mühendise güvenin ve inşaatınızı sıkı sıkı denetim altında tutun.

 

MİNARE:

 

MİNARE BOYU KUM VE SU: Deprem merkezinde, yaklaşık dört dönümlük ve elipz şeklindeki alanın uzun ekseni boyunca birkaç su ve kum sütununun mermi gibi yükseldiğini öğrendim. Sordum, “En az minare boyu vardı” dediler. Uzmanlar, bu alanı “Sıvılaşma” kavramı içinde anlatıyor.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor