HATAYLI TARİHÇİ YAZAR NAİM BABÜROĞLU ATATÜRK, LOZAN VE CUMHURİYET’İ ANLATTI

Dr.Naim Babüroğlu konferansta; Atatürk’ün Kurtuluş savaşının başlangıcından, büyük taarruz ve Hatay’ı ölümcül hastalığına rağmen büyük fedakarlıklarla nasıl vatan topraklarına katıldığını anlattı.

Dr.Naim Babüroğlu, “Osmanlının liyakatsız kişilere görev verilmesi, dine ve adalete siyasetin karıştırılması, adam kayırma gibi ilkesizliklerle yıkıldığını anlattı. Dr.Babüroğlu, büyük devlet adamlığı ve dünya devletlerinin devlet adamları Atatürk’ü örnek aldığı bir lider olduğunu söyledi. Atatürk vatanı ve milletini hür ve bağımsız bir devlet olarak tesis etmek için hayatını hiçe sayarak büyük devlet adamlığını dünyaya gösterdi” diye konuştu.

 

 

(HABER MERKEZİ)-Türk Ocakları Adana Şube Başkanlığı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ortak düzenlediğimiz Emekli General Tarihçi-Yazar Dr.Naim Babüroğlu’nun “Atatürk, Cumhuriyet ve Lozan” konulu konferansı Adanalıların büyük ilgisiyle yapıldı..

Dr.Naim Babüroğlu konferansta; Atatürk’ün Kurtuluş savaşının başlangıcından, büyük taarruz ve Hatay’ı ölümcül hastalığına rağmen büyük fedakarlıklarla nasıl vatan topraklarına katıldığını anlattı.

Dr.Naim Babüroğlu, Osmanlının liyakatsız kişilere görev verilmesi, dine ve adalete siyasetin karıştırılması, adam kayırma gibi ilkesizliklerle yıkıldığını anlattı.

Dr.Babüroğlu, büyük devlet adamlığı ve dünya devletlerinin devlet adamları Atatürk’ü örnek aldığı bir lider olduğunu anlattı. Atatürk’ün 5 bine yakın kitap okuyarak devleti kurarken dehalığını göstererek yüzyıllar boyunca yaşayacak Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Osmanlı’da kadınları insandan saymayan bir rejimden Cumhuriyetle birlikte dünya devletleri içinde ilk Kadın haklarını sağlayan, Osmanlıda okuma yazma oranı erkeklerde %7, kadınlarda binde bir dahi olmadığını bir zamanda, Cumhuriyet ile birlikte kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıdığını ve okuma yazma oranı kısa sürede büyük oranlarda arttığını dile getirdi.

Atatürk vatanı ve milletini hür ve bağımsız bir devlet olarak tesis etmek için hayatını hiçe sayarak büyük devlet adamlığını dünyaya gösterdi.

Atatürk’ün vefatının ardından İtalya’da bir radyoda ” Sezar, İskender, Napolyon Ayağa Kalkın. Büyüğünüz Geliyor” anonsu yapıldığı anlatılır sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Adana Türk Ocağı Şube Başkanı Mustafa Halaçoğlu da açılış konuşmasında şunları söyledi:

Öncelikle aziz şehit babalarımızı rahmetle ve minnetle anıyorum. Tüm babaların babalar gününü kutlar, sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Emekli Tuğgeneral, Tarihçi yazar Dr.Naim Babüroğlu paşamız, Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Zeydan Karalar, Değerli Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri, Kıymetli konuklar, Değerli basınımız,

Hepiniz hoş geldiniz şeref verdiniz.

Bugün çok kıymetli Sayın Dr.Naim BABÜROĞLU paşamızdan “Atatürk, Cumhuriyet ve Lozan” konulu çok değerli bilgiler edineceğiz.

Kıymetli konuklar,

Gazi Mustafa Kemal Atatürk;

“Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesi ile bir olacağız, birlik olacağız.

Bir devleti çökerten en tehlikeli iki temel özellik;

  • Ahlaksız bir toplum
  • Eşit işlemeyen Adaletir

Üst kimliğini kaybeden milletler başka milletlerin kölesi olur.

Kutuplaşmayın, siyaset sizi birbirinizden ayırmasın. Birlik ve beraberliğinizi bozmayın. Emperyalistlerin şucu, bucu gibi kavramlarla oyununa gelmeyin.

Bir üst düzey Alman demiş ki!

Siz Türklere hangi hastalık bulaştı da vatanınızı tek kurşun atmadan yabancılara teslim ediyorsunuz?

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş felsefesinde kolay teslim olmak yoktur.

Hiç kimse ama hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Büyük Türk Milletinin kaderini ve geleceğinin değişimine tek başına karar veremez.

O karar, yüce Türk Milletinin iradesindedir.

Yeni bir milli kimliğe ihtiyacımız yoktur. “Biz, Hep Birlikte Türk Milletiyiz!”

Yeni bir kimlik arayışına heveslenenler, gaflet, delalet, hatta ihanet içindedir.

Kıymetli Konuklar,

Nasıl zor bir dönemden geçtiğimizin farkındayız.

Şunu çok iyi biliyoruz ki Türk Ocaklarına yine tarihi sorumluluk düşmektedir.

 

Türk Ocakları, 113 yıl önce Türk milletinin o dönemde içinde bulunduğu durumdan kaygı duyan Tıbbiyeli gençlerin önde gelen Türk aydınlarına yazdığı mektupla temeli atılmış; Türk milletinin binlerce yıllık kimliğinin, kültürünün ve tarihinin üzerine yüklediği sorumluluk bilinciyle hareket etmiş bir sivil toplum kuruluşudur. Türklük, Türkçülük, Türk milliyetçiliği, Turan fikrinin öncüsü olan Türk Ocakları, Cumhuriyet’in ve demokrasinin kazanımlarından taviz vermeden parti siyasetinin dışında bir bakış açısıyla faaliyet göstermeye devam etmektedir.

Ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın son yıllarda karşı karşıya olduğu küresel egemenlik savaşı, sığınmacı ve göçmen meselesi, vekalet savaşları, devletler arası savaşlar, Suriye’de ve Gazze’de yaşananlar ve son olarak da İsrail’in İran’a saldırısı gibi gelişmeler karşısında millî birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemeçte olduğumuzun bilincindeyiz.

Terörsüz bir Türkiye, elbette Türk milletinin bütün fertlerinin dileğidir; ancak bu toprakları şehit kanlarıyla vatanlaştıran Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin üniter millî devlet yapısına halel getirecek ve Anayasa’daki Türk vatandaşlığı tanımını değiştirecek hiçbir “çözüm”ü kabul etmez, etmeyecektir.

Sözde Terörsüz bir Türkiye istekleri “Dört Parçalı Kürdistan” hayalinin peşinde olduklarını açıkça göstermektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma vasfı ile yasama, yürütme ve yargı erklerinin bağımsızlığı ilkelerinden taviz verilmemelidir. Türk Ocakları olarak; Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk dört maddesi ile eğitim dili ve vatandaşlık tanımıyla ilgili maddeler başta olmak üzere, Cumhuriyet’imizin temel kuruluş ilkeleri ve niteliklerine, üniter-millî devlet yapısına aykırı herhangi bir değişikliğe kesinlikle karşı olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz.

Türk Ocakları olarak; sınırları şehit kanlarıyla çizilen bu vatanda bin yıldır kesintisiz olarak süren Türk siyasi egemenliğinin tartışmaya açılmasını, etnik ve mezhebî aidiyetlerine bakılmaksızın bütün yurttaşların eşitliğini teminat altına alan hukuki, siyasi ve kültürel açılardan kapsayıcı “Türk milleti” kavramı yerine etnisitelerin öne çıkarılacağı özerklik, federasyon gibi modellerin gündeme getirilmesini kesinlikle reddediyoruz.

Unutulmasın ki!

Biz, Hep Birlikte Türk Milletiyiz!

Kıymetli konuklar,

Biz, bu memleketin sahipleriyiz.

Ey saltanatları emperyalistlerin elinde olan Türk düşmanları. Atatürk’ün dediği gibi Büyük Türk Milleti, sizin bu çürümüş saltanatınızı yıkacak. İki yüzlü piyonları ile Türk’ü Türkiye Cumhuriyetinden silmeye çalışan kara düzenin sahipleri.

Yenileceksiniz… Başaramayacaksınız…

Bizim tek Kurucu Önderimiz vardır. O da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Selam olsun Büyük Türk Milletine,

Selam olsun Türklük için yanan ateş gibi yüreklere,

Salem olsun Türk’ün bağımsızlığına,

Selam olsun Bozkurt yüreklere,

Selam olsun “Ne Mutlu Türküm Diyene!” diyebilen başbuğumuz Atatürk’ün askerlerine.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor