HAVASI EN KİRLİ 3’ÜNCÜ KENT ADANA

Çukurova Belediye Meclisi Çevre Komisyonu Başkanı CHP’li meclis üyesi Çağkan İnan, Adana’da kalitesiz yakıt kullanımından dolayı hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığını belirtti. İnan, Dünya Çevre Günü nedeniyle meclis oturumunda yaptığı konuşmada,  ‘’Doğal gaz kullanımının yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. Adana, Türkiye genelinde havası en kirli 3’üncü kent olmuştur. Üzülerek belirtmek istiyorum ki kentimiz, gürültü kirliliğinde ise birinci sırada yer almaktadır’’ dedi.

***

HABER: YENER EKİNCİ

Çukurova Belediye Meclisi’nin haziran ayı oturumları, iki maddenin görüşülmesiyle devam etti. Emrah Kozay’ın Türk Belediyeler Birliği seçimi için Ankara’da bulunması sebebiyle, oturum başkanlığını en yaşlı meclis üyesi olan, Meclis 1’nci Başkanvekili Tevfik Ongun yaptı. Toplantıyı açtıktan sonra, Hakkari Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin kısa bir değerlendirmede bulunan Tevfik Ongun, yaşananların demokrasiye ve millet iradesine ters düştüğünü ifade etti. Ongun, ‘’Hak, hukuk ve adaleti savunuyorsak, kayyım uygulamasına karşı sesimizi yükseltmek zorundayız. Ankara’ya uzanan ‘Adalet Yürüyüşü’ne katılmış biri olarak, olanlar karşısında vicdanım sızlıyor. Belediye başkanı görevden alınsa dahi, meclis üyelerinden birinin başkan seçilmesi gerekirdi. Görevden alınan AK Partili veya MHP’li de olsa, yine aynı görüşleri savunurdum’’ dedi.

‘’İNSAN TOPLULUKLARI CİDDİ RİSKLER ALTINDA’’

Aynı zamanda Çevre Komisyonu başkanı olan CHP’li meclis üyesi Çağkan İnan, mesai arkadaşlarına tohum kalem hediye ettikten sonra gündem dışı söz alarak, Çevre Mühendisleri günü ve Çevre Haftası nedeniyle bir konuşma yaptı. Gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden birinin iklim değişikliği olduğuna vurgu yapan Çağkan İnan, alınacak tedbirler kapsamında, herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini kaydetti.  İnan, konuşmasında şunları söyledi; ‘’Yerkürenin sıcaklığının Sanayi Devrimi öncesine kıyasla 2 santigrat dereceden daha fazla yükselmesi durumunda, iklim değişikliği geri dönülemez hale gelecek ve uzun vadede çok büyük etkiler yaratacaktır. Paris İklim Anlaşması’nın en önemli noktası enerji konusudur. Emisyonun yüzde 70’inden fazlası enerjiden kaynaklanmaktadır. Bu anlaşmayla enerji, ulaşım ve ekonominin tüm katmanlarında bir dönüşüm yaşanacaktır. Bu dönüşümün ana ekseni düşük karbonlu ekonomiye geçiş olacaktır. Türkiye’nin bu gerçeklikle birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, kaynakları doğru kullanması da son derece önem taşımaktadır. Küresel sıcaklık artışıyla birlikte; kuraklık, sel, kasırga gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde de artış görülmekte; deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altına girmektedir. Bilimsel olarak elde edilen somut veriler insan eliyle oluşan sera gazlarının küresel iklim değişikliğine neden olduğunu ortaya koymaktadır.’’

‘’YEREL YÖNETİMLERE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR’’

‘’Küresel nüfusun yüzde 70’inden ve sera gazı salımlarının yüzde 80’ini oluşturan kentler, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yer tutar. Yerel yönetimler, temel yetki ve sorumluluk alanlarında olan kentsel planlama, ulaşım, binalar ve atık konularında önemli mücadele araçlarına sahiptir. Güneş enerjisinin yaygınlaştığı son yıllarda, birçok belediyemiz elektrik üretimi, aydınlatma, arıtma veya tarımsal sulama alanlarında yatırımlar gerçekleştirdi. Yerelde yenilenebilir enerji kullanımını artırmak adına yapılan bu çalışmalar, sadece enerji üretimi için değil, yerel halkın yaşam standartlarını artırmayı planlayarak yerel kalkınmayı gerçekleştirecek adımların atılmasına da imkan sağlamaktadır.’’

‘’GÜNEŞ ENERJİSİNDEN FAYDALANMAK DOĞRU BİR ADIMDIR’’

‘’Belediyelerimiz kendi binalarının çatılarını, otoparklarını, sosyal ve kültürel tesisleri ile pazar yeri çatılarını kullanarak tüketilen enerjinin azaltılmasında, sokakların, yeşil alanların aydınlatılmasında, durakların ve bilgi levhalarının aydınlatılmasında, kurdukları güneş enerjisi santralleri ile ülkemizin kurulu gücüne katkısıyla güneş enerjisinin gelişiminde önemli katkılar sağlamışlardır. Yerel yönetimlerin yoğun desteği ile güneş enerjisi ülkemizde hızlı bir gelişim göstererek Türkiye elektrik kurulu gücünde yenilenebilir enerji kaynakları arasında 3’üncü sıraya yerleşmiştir.’’

HAVASI EN KİRLİ 3’ÜNCÜ KENT ADANA

‘’Adana’da kalitesiz yakıt kullanımından dolayı hava kirliliği de büyük boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. Adana, Türkiye genelinde havası en kirli 3. kent olmuştur. Üzülerek belirtmek istiyorum ki kentimiz, gürültü kirliliğinde ise birinci sırada yer almaktadır. Araştırmalar 81 ilden sadece 6’sının havasının temiz olduğunu göstermektedir. Her geçen gün artan kirlilik, hastalıkların boyutunu da arttırmıştır. Uzmanların açıklamalarına göre hava kirliliği ölüm sebebi olarak değerlendirilmese de akciğer, kalp ve sinir sistemi üzerinde ciddi etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Astım, kronik bronşit, kalp krizi, kalp yetmezliği ve solunum yolları enfeksiyonu gibi hastalıklar da oluşmaktadır. Adana’da 2015 ve 2016 yıllarında yapılan ölçümlerde partikül madde toleranslı yasal limit değeri yaklaşık 100 kez aşılmıştır. Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından faaliyetlerin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür ve iki ana parçadan oluşur. Doğrudan ayak izi (BİRİNCİL) ve dolaylı ayak izi (İKİNCİL). Karbondioksit ve diğer sera gazları atmosferimizde oluşumundan bu yana vardır ve tıpkı sera gibi ısıyı içinde tutarak dünyayı yaşanabilir kılmıştır. Yirminci yüzyılda endüstriyelleşmenin başlamasıyla bu gazların atmosferdeki miktarı artmış, küresel ortalama sıcaklar daha çok ısının tutulması ile yükselmiştir. Bunun sonucu da karşımıza son yıllarda iyice kendini hissettiren iklim değişikliği olarak çıkmaktadır. Bizler her gün yaptığımız faaliyetler ile bu sera gazlarının salınımına neden olmakta ve dünyanın geleceğini etkilemekteyiz.’’

KARBON AYAK İZİNİ AZALTMANIN YOLLARI

‘’1. Mümkünse güneş, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları, tasarruflu ampul vb. kullanarak elektrik kullanımını; güneş enerjisi kullanarak doğalgaz kullanımını azaltabiliriz. Böylece en önemli emisyon kaynaklarından biri olan enerji tüketimini azaltabiliriz.

  1. Ağaçlandırma çalışmalarına katkıda bulunabiliriz. Çünkü dikilen her ağaç için yılda 12 kg karbondioksit emilimi sağlayabiliriz.
  2. Ev, okul ve iş yerlerindeki çöplerimizi geri dönüşüm kutularına atarak, emisyon oluşumunu engelleyebiliriz.
  3. İhtiyaçlarımızı karşılarken önceliğimizi geri dönüştürülebilir, daha yeşil ürünlerden yana kullanarak çevreye katkıda bulunabiliriz. Alacağımız elektronik aletleri A sınıfı enerji tüketimi olanlardan tercih ederek doğayı koruyabiliriz.
  4. Toplu taşıma araçlarını kullanarak hatta araç yerine yürüyerek veya bisiklet binerek emisyonların azalmasına yardımcı olabiliriz.
  5. Uçakların kalkış ve inişlerdeki mil başına yakıt tüketimleri normal seyir halindekinden çok daha yüksek olduğu için mümkün olduğunca direk uçuşları tercih edebiliriz.
  6. Günlük hayattaki ulaşım ve ısınma ihtiyaçlarımız için temiz yakıtları tercih edebiliriz. Mümkünse fosil yakıtlı araçlar yerine elektrikli ve hidrid araçlar tercih edip, ısınma için de yakıt tercihimizi doğalgazdan yana kullanabiliriz. Son olarak sokak hayvanlarına da vurgu yapmak istiyorum. Sokaktaki dostlarımızın da yaşam alanlarına ihtiyaçları var. Uyutma adı altında sokak köpeklerini bitirme planı doğru bir karar değildir. Kısırlaştırma daha uygun olacağı gibi tüm tarafların yer aldığı geniş katılımlı konsensüs sağlanarak yeni ve sürdürülebilir çözüm yolları aramak gereklidir. Bu arada sıcaklar olabildiğince arttı. Bu nedenle cadde ve sokaklarda bulundurulacak sular da hayvanlar için elzem olacaktır.’’

 

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor