Hayatta Başarı İçin Mazeret Yok
ADANA (BÖLGE)-Uzman gelişimci, eğitimci, koç ve yazar Dr. Şaban Kızıldağ, başarısızlığın başrolünde “mazeret” olduğunu belirterek, “İnsanların günlük yaşamda sık sık başvurduğu ve toplumsal bir alışkanlık halini alan ‘Mazeret’, özellikle iş hayatını olumsuz etkiliyor” dedi.
Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü’nün davetlisi olarak, sanayiciler ve çalışanlarıyla bir araya gelen Dr. Şaban Kızıldağ’ın “Hayatta Başarı İçin Mazeret Yok” teması ile yaptığı ve “Stand Up” tadında gerçekleşen semineri yoğun bir katılımcı grubu tarafından izlendi.
AOSB Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütcü, Bilim, Sanayi İl Müdürü Remzi Özdoğan, SGK İl Müdürü Bilal Canbolat, M.Nedim Büyüknacar, AOSB Yönetim Kurulu Üyeleri Yusuf Kara, Selahattin Onatça, Denetim Kurulu Üyesi Mustafa Fidan, AOSB Bölge Müdürü Ersin Akpınar, sanayiciler, çalışanları ve AOSB personeli ile diğer davetlilerin izlediği söyleşi Seyhan Toplantı Salonu’nda gerçekleşti.
Son dönemlerde “Mazeret Yok” sloganı ile milyonlarca kişiye dokunan Dr. Şaban Kızıldağ, günlük hayata dair konuları ele aldığı sunumunda, eğlenceli üslubuyla katılımcılara keyifli dakikalar yaşattı. Dr. Şaban Kızıldağ, mazeret üretmeden nasıl başarılı olabileceğinin ipuçlarını verdi.
MAZERET ÜRETMENİN OLUMUZ ETKİLERİ
İnsanların günlük yaşamda sık sık başvurduğu ve toplumsal bir alışkanlık halini alan ‘Mazeret’ üretmenin sakıncalarına vurgu yapan Dr. Kızıldağ, “İş hayatında yöneticiler, kalifiye eleman bulamamayı ve bulduklarında da aynı dili konuşamamayı başarısızlığın mazereti olarak gösteriyor. Çalışanların en önemli mazereti ise, maaşların yetersizliği ve her anlamda ‘daha fazlasını’ hak ettiklerini düşünmeleri. Başarısız çalışanların büyük bölümü, yanlış yerde ya da yanlış pozisyonda olduklarını, aslında daha iyi yerlerde çalışmaları gerektiğini düşünüyor” dedi.
Aslında, yöneticiler için de çalışanlar için de temel sorunun ‘mazeret üretme’ alışkanlığı olduğunu, bunun da durumu iyice çözümsüz hale getirdiğini belirten Dr. Kızıldağ, “Elbette etkenler arasında, yanlış pozisyonlarda yanlış insanların çalıştırılması, sorumluluk ve yetki konusundaki kavram kargaşası gibi konular da var. Ama filmin adı ‘her şeye rağmen’ ve başrolde hep ‘mazeretler’ var” diye konuştu.
ENGELLERİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜN
İş hayatında ve özel hayatta karşılaşılan engellerin nasıl fırsata dönüştürüleceğini anlatan Dr. Şaban Kızıldağ, “Mazeretlerden kurtulmak ve başarılı bir hayat için geleceğe, kariyere odaklı bakış açıları ile insanlara ilginç örnekler sunmaktadır” dedi.
Dr. Şaban Kızıldağ, gelecek, kariyer ve yaşam ile ilgili birçok konuda katılımcılara bilgi verirken, kuşaklar arasındaki çatışmaların kaynaklarına da dikkati çekti. Gelişen teknolojinin de adeta körüklediği kuşaklar arasındaki farklılıkları anlatırken, 2023’te yeni bir kuşağın doğacağını belirten Kızıldağ, şöyle konuştu:
“Sosyologlar diyor ki; 2023 de başka bir nesil daha geliyor. Henüz tanımsız olan bu nesil için ‘yapay zekanınçocukları’ diyoruz. Yani evde robotlar olacak, sana servisi robot yapacak. Şimdi bu robotlarda duyguyu çalışıyorlar. Yani robotlara duyguyu öğretecekler. Naz yapmayı, kapris yapmayı hepsini öğrenecekler amarobotla hanım arasında ki fark istediğin zaman bunun fişini çekebileceksin.”
SAĞLIKLI RUH HALİNİN ALTI KOŞULU
Başarı için sağlıklı ruh halinin önemine dikkati çeken Dr. Şaban Kızıldağ, “Sağlıklı ruh hali olmadığı için sağlıklı sokaklar yok, sağlıklı ilişkiler yok” dedi. Sağlıklı bir ruh halinin 6 önemli kriteri bulunduğunu savunan Dr. Kızıldağ, şöyle devam etti:
“Bir; insan önce kendisini sevecek. Önce aynadaki adama ‘merhaba’ diyecek, sonra beraber çalıştığı insana ‘merhaba’ diyecek. Bir insanın kendisiyle problemi varsa dünyayla barışık olması mümkün değil.
İki; sağlıklı bir ruh hali için insan başkalarını sevecek. Başkalarını severken de rengine, dinine, kılık kıyafetine, insan nerede doğarsa doğsun, neye inanırsa inansın, nasıl giyinirse giyinsin, teninin rengi ne olursa olsun, göz yaşının rengi aynıdır.
Üç; sağlıklı bir ruh hali için, insan yaptığı işi sevecek. İşini sevmeyen bir adamın dünyayla barışık olması mümkün mü?
Dört; sağlıklı bir ruh hali için insan ait olmayı sevecek. Kendini evine ait hissedecek ki orada mesut olsun. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait hissedecek ki o devletin bir taşının üzerine bir taş koysun. Kendisini çalıştığı yere ait hissedecek ki o kurumun kalitesine katkı sunsun.
Beş; sağlıklı bir ruh hali için insanın sağlam bir inancı olacak. O inanç zorda kaldığında arkadan ittirecek, önden çekiştirecek. Eğer orada da sorun varsa o da problem.
Altı; sağlıklı bir ruh hali için insanların sağlam hayalleri olacak. O hayallere bağlı planları olacak. O planlara bağlı uygulama adımları olacak.”
Dr. Şaban Kızıldağ, söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını da yanıtladı.