HAZİNE SENSİN
Nükte GÜNDOĞDU
İngilizce Öğretmeni, Profesyonel Koç/ Eğitim Koçu
Canım Genç,
Canım Öğrencim,
Evet sen. Şu an, gözlerini, satırlara sığdırmaya çalıştığım sözlerimde gezindiren SEN. Kocaman yürek. Sana sesleniyorum. Görmen için, duyman için, hissetmen için elimden gelenin fazlasıyla yanında olmak istediğimi, kalbimle kalbine sesleniyorum.
Sen özelsin. Sen olduğun için. Benzerliklerinle değil, tam aksine farklılıklarınla özelsin. Hemfikir oldukların ile değil, düşünülmeyeni düşünen aklınla özelsin. Özelsin, yaptıkların ya da yapmadıkların için değil; sadece var olduğun ve varlığın ile kendini tanımladığın için özelsin. Sensin.
Şimdi, tam da bu özel SEN ile kalbimden, aklımdan geçenleri paylaşmak istiyorum. Kalbinin derinlikleriyle duymanı ve aklının süzgecinden geçirmeni diliyorum tüm söyleyeceklerimi.
Hayat bir yolculuktur. Bu yolculukta her birimiz birbirimizden farklı birçok durakta durur, soluklanırız. Bu duraklara gelene kadar da bazen hatırlamayı istemediğimiz, bazen ise aklımızdan asla çıksın istemediğimiz hikâyeler biriktiririz. O anlarda ise tam da farkında olamayız unutmaya çalıştıklarımızın en az, en değerlileri kadar hayatımızın rotasında nasıl da etkin olduğunu. Ne kadar gerçek ve yaşanabilir şeyler olduklarını görmek istemez, reddederiz hatta. Hayatımızın alt üst olduğunu bile düşündürür dururlar çoğu zaman o yaşananlar. Sonra kaldığımız yerden devam ederiz, zorlana zorlana. Ama devam ederiz. Hayat bir yolculuktur demiştim ya. Biz dursak, o durmaz biliriz. Başka bir istasyona vardığımızda ise, birden biri çıkıverir karşımıza, ya da aniden çok arzuladığımız bir şeyle buluşmuş oluruz. “Bir önceki durağımızda bizi üzen, hatırlamak bile istemediğimiz o anlar yaşanmamış olsaydı, şimdi burada, bu anda, bu hazzı, keyfi yaşayabilir miydik?” diye düşünmeyi bir yana bırakalım, biz onu düşünmeyi düşünmek için bile düşünmüyoruz çoğu zaman.
“Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?” demiş olan Şems-i Tebrizi, “Bırak, hayat sana rağmen değil, seninle birlikte aksın” anlamındaki farklı bakış açısıyla özel. Düşünmeyi seçtiği ve düşündürdüğü için özel. Düşünmek çok özel.
Olaylar anında düşündüklerini, hissettiklerini düşünmeni istesem. Sana bir faydası var mıydı düşündüklerinin? Çözüm odaklı mıydın? Yoksa seni sadece daha da derine iten, sorunu daha da büyüten, sis bulutu gibi zihnini bulandırıp gerçekleri görmeni engelleyen parazitler miydi?
Canım Öğrencim,
Ne yaşıyor olursak olalım, hangi denizde ne kadar sert dalgalarla boğuşursak boğuşalım, biz o denizin çarşaf gibi şeffaf, berrak halini hayal edebilir ve gerçek olanı hayalimiz ile fark edebiliriz.
Kendine çok büyük bir iyilik yapma vaktinin geldiğini hissediyorum. Bunun için öncelikle kendini önemse ve “Gerçekte ne yaşıyorum?”, “Nasıl üstesinden gelip bu süreci yönetebilirim?”, “İhtiyaç duyarsam kimden yardım isteyebilirim?” sorularını sis bulutları içinde dalgalarla boğuştuğunu hissettiğin her an, ışığın yap.
Unutma,
Zihnindeki sis bulutlarını dağıtmanın en önemli adımı yüzmeye çalıştığın denizde, dalgaların büyüklüğünün ya da şiddetinin hava durumundan olmadığını fark edip zihin yönetimini ele almak ve kendini berrak denizlere bırakmak olacaktır.
Göreceksin ki kendine o çarşaf gibi denizde ayak çırpma onayı verdiğinde, düşünen, potansiyelini keşfedip ortaya koyabilen ve en güzeli, yaşadığın her ne ise, süreci yönetebilme becerisiyle yol alıyor olacaksın.
Tebrikler,
Çırptın bir kere ayaklarını ve insanların ömür boyu izini sürdükleri, hayatta en önemli olanı buldun.
SENİ.