İBLİS ÇUKURU EŞTİ İÇİNE KENDİ DÜŞTÜ
O kapkara, o dehşet kumkuması, o feci işgal günlerinin kırılma noktası işte böyle başladı. Kaç Kaç olayını planlayıp uygulayanlar iki önemli hata yapmışlardı;
HATA BİR: Kentin üç yanını kuşatıp “toplu imha” ve “Göç” için sadece Güney tarafını açık bırakan Fransızlar, o tarafa hakim olan Şeyh Cemil’in gücünü küçümsemişlerdi.
HATA İKİ: Adana’daki müslüman halkın kenti boşaltmasından itibaren kent varoşlarında mevzilenmiş ve zafer üstüne zaferler kazanmış çetelerimizin işgalci ve yandaşlarına çok daha rahat saldırabileceklerini hesaba katmamışlardı.
PARANTEZ AÇIYORUZ
Kenti terkedenlerin öncülerini Şeyh Cemil’in adamlarına kadar getirmiştik ya, işte o noktada parantez açıp 4 gün süren Kaç-Kaç sonrası olaylara göz atalım. Parantezi daha sonra kapatıp AKKAPI ‘ya döneceğiz kısmetse…
ERMENİLERİN RESTİ
Şakirpaşa, Yüreğir ve Kurttepe taraflarındaki çetelerimiz ani baskınlar ve özellikle Kurttepeden top atışlarıyla Fransızları şaşırtmış, hayal kırıklığına uğratmıştı. Kurttepe’den atılan top mermisi bugün İstiklal ilköğretim Okulu olan, o zamanki Fransız Komutanlığı binasının önüne düştüğünde, panik üst düzeye erişti.
Çetelerimizin taciz ateş ve baskınları moralleri çökertirken, bu kez de Ermeniler yepyeni bir sorunla karşılarına çıkıverdi. Onbinlerce Adanalının cehennemi sıcakta perişan vaziyette evlerini-barklarını, eşya ve hayvanlarını bırakıp kenti terk etmeleri Fransızlarla Ermenileri sevindirmişti . Ermeni kanaat önderlerinden Şişmanyan başkanlığındaki Komite liderleri Fransız Karargahına gelerek “Şehirde Türk kalmadı. Bize verdiğiniz vaadinizi yerine getiriniz. Biz Kilikya Hıristiyan Ermeni Cumhuriyeti ni kuracağız” dediler ve Fransız Genel Valisi’ne hitaben resmi başvurularını yaptılar.
Böyle bir hareket elbette Fransa’nın planlarına tamamen tersti. Asıl amaçları, kenti tüm ekonomik potansiyeli ile geçirmek ve Ermenileri sözde işbirliği ile yatıştırıp bilgi. Beceri ve iş güçlerinden yararlanmaktı. Açıkçası, Adana’daki İşgal Karargahı hiç beklemedikleri bir zamanda, hiç beklemedikleri bir başkaldırı karşısında ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Ermenilere stratejik her türlü savaş desteğini verirken onbinlerce modern silah ve yüzbinlerce mermi de teslim etmişlerdi. Şimdi bu silahların kendilerine çevrilme olasılığı ortaya çıkmıştı. Sorun büyüktü…
Ermeniler vakit geçirmeksizin Fransa’nın Çukurova’dan çekileceği yolunda haberler yaymaya başladılar. Ermenilerin lideri konumundaki Dr. Mihran Damadian Beyrut’taki Ermeni Komitesi Başdelegesi Dr.Malezian’la stratejik işbirliğine girişti. Hesap şöyleydi; hristiyan Ermeniler Avrupa ve Amerika’dan destek görebilirdi. Esasen başta İngiliz ve Hollanda olmak üzere bir çok Avrupa devleti Adana ve çevresindeki nimetlerin sadece Fransa emrinde olmasını hazmedemeyeceklerdi.
BİRİNCİ ERMENİ CUMHURİYETİ
Adanada yayınlanan “Guiliguia (Kilikya)” gazetesi baş yazarı Veradzine Abdioğlu Köyüne yerleşti ve hırslı kömitecilerden bir kaçı ile birleşerek “Kilikya Mezopotamya Cumhuriyeti” adıyla devlet kurduklarını ilan etti. Ne olur ne olmaz, daha en başta Fransız Mandası altında yönetime sahip olduklarını da söylemeyi ihmal etmedi. Devletin Kuzey sınırı demiryolu, doğu ve batı sınırı Ceyhan ile Seyhan nehirleri olarak açıklandı.
İşgalci kurmaylar kısa bir tereddütten sonra derhal harekete geçerek Veradzine’i Adana’dan sürdüler ve böylece birinci Ermeni Cumhuriyeti birkaç saat içinde yıkılmış oldu.
İKİNCİ ERMENİ CUMHURİYETİ
Olay burada bitmedi. Çukurova’da bulunan bütün Hıristiyan delegeleri bir bildiriyle eylemlerine devam edeceklerini duyurdular. Fransızlar ise bir yandan Türklerin giderek kent merkezine yaklaşan a baskınlarıyla, diğer yandan da Ermeniler arasında yoğunlaşan özerk devlet hevesiyle uğraşmaktan yorgun düşmüşlerdi. Durumdan yararlanan Dr.M.Mihran Damadian 5 Ağustos 1920 sabahı saat 10.00’da Ermeni şefleri ile vilayete gelip otturdu. Yanında Ermeni şefler de bulunuyordu. Bunlarla kabine kurdu ve kendini de geçici cumhurbaşkanı olarak tanıtıp Kilikya Ermeni Cumhuriyetinn kurulduğunu açıkladı
Olayı habe alan Bremond çılgına döndü. Derhal Beyrut Askeri Komutanlığına ve Paris’e bilgi ererek talimat istedi. Her iki taraftan da “Kaça mal olursa olsun bu cüretkarların haddini bildir” cevabı geldi. Bremond Damadian’ın telefonununu. Vilayet binasını kuşatma altına aldı. Ardından kestirdi ve özel sekreteri Teğmen Georges Perrien’i göndererek vilayetten ayrılmasını istedi. Damadian; “Ermeni ahalisine danışmadan bulunduğum yerden ayrılmam” deyince Bremond avcı bölüğünden getirttiği askerleri binaya soktu. Kabinesi ile beraber Damadian’ı oradan alıp sürdü. İkinci Ermeni Cumhuriyetin ömrü iki saat 15 dakika ile sınırlı kalmıştı.
Fakat Ermeni başkaldırısı burada da bitmeyecekti. Kaç –Kaç Planının mimarı olan Fransızlar nasıl bir hata işlediklerini yeni yeni farketmişlerdi. Bir bakıma, İblis kazdığı çukura kendi düşmüş oluyordu.
Parantezi burada kapadık.
(Devam Edecek)
FOTOĞRAFLAR
ÇETELER RAHATLADI: Adana’daki Türkler Kaç-Kaç olayı üzerine kenti terk ettikten sonra çetelerimiz çok daha rahat etmeye başladılar. Aile efradı Adana iken yapamadıkları baskınları ve top atışlarını artık serbestçe gerçekleştirbiliyorlardı.
TOP MERMİSİ BURAYA DÜŞTÜ: Kentin Türklerden arındırılması üzerine serbest atış yapan topçularımızın fırlattığ mermilerden biri de şimdi İstiklal İlköğretim Okulu olan binaın hemen önünde patladı. Bina Fransız General’in Karargahı ve evi olarak kullanılırken önünde bir de top vardı.
SAKAL-BIYIK DURUMU: Güçlü Albay Bremond’un baş mimar olduğu Kaç*Kaç uygulaması kısa ssüre sonra başına bela oldu. Türklerin yaklaşan baskın ve top atışları yanısıra, Ermeniler de özerk devlet isteyinve sakal-bıyık mevzuundaki gibi ne apacağını şaşırmıştı.