İHD Adana Şubesi’nde 2023 yılı için hazırlanan ortak işkence raporu açıklandı

(HABER MERKEZİ)-İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre 2023 yılında resmi gözaltı yerlerinde en az 348 kişi işkence ve diğer k ötü muameleye maruz kalıınmıştır.

26 Haziran ‘İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ dolayısıyla TİHV, TTB İnsan Hakları Kolu ve İHD basın açıklaması yaptı. İHD Adana Şube Başkanı Av.Yakup Ataş atrafından okunan basın açıklamasında, “İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni işkence yasağının mutlak niteliği ile bağdaşmayan çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır” dedi.

Av.Yakup Ataş basın açıklamasında daha sonra şunları söyledi;

Birleşmiş Milletler (BM) İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’nin 1. maddesinin ilk fıkrasında yapılan işkence tanımı şöyledir:

“İşkence terimi, bir şahsa veya bir üçüncü şahsa, bu şahsın veya üçüncü şahsın işlediği veya işlediğinden şüphe edilen bir fiil sebebiyle, cezalandırmak amacıyla bilgi veya itiraf elde etmek için veya ayrım gözeten herhangi bir sebep dolayısıyla bir kamu görevlisinin veya bu sıfatla hareket eden bir başka şahsın teşviki veya rızası veya muvafakatiyle uygulanan fiziki veya manevi ağır acı veya ızdırap veren bir fiil anlamına gelir. Bu yalnızca yasal müeyyidelerin uygulanmasından doğan, tabiatında olan veya arızi olarak husule gelen acı ve ızdırabı içermez.”

Sözleşmenin 2. maddesinde ise şöyle denilmektedir:

“Sözleşmeye Taraf Devlet, yetkisi altındaki ülkelerde işkence olaylarını önlemek için etkili kanuni, idari, adli veya başka tedbirleri alacaktır.

Hiçbir istisnai durum, ne harp hali ne de bir harp tehdidi, dahili siyasi istikrarsızlık veya herhangi başka bir olağanüstü hal, işkencenin uygulanması için gerekçe gösterilemez.

Bir üst görevlinin veya bir kamu merciinin emri, işkencenin haklılığına gerekçe kabul edilemez.”

Sözleşmede yer alan bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, insanın onuruna ve kişiliğine karşı en ağır saldırı olarak kabul edilen işkence ve diğer kötü muamelenin yasaklanması uluslararası hukuk açısından buyruk emir (jus cogens) niteliğindedir.

Aşağıdaki tüm değerlendirmeler söz konusu buyruk emir ve Sözleşme’nin tüm maddeleri ışığında yapılmıştır.

1)   Resmi Gözaltı Yerlerinde İşkence ve Diğer Kötü Muamele Uygulamaları:

Siyasal iktidarın otoriterleşmesi ile orantılı olarak yasa, kural ve norm denetiminden kaçınma, keyfilik, bilinçli ihmal gibi sebeplerle usul güvencelerinin ihlal edilmesi, gözaltı sürelerinin uzunluğu, izleme ve önleme mekanizmalarının işlevsiz kılınması ya da bağımsız izleme ve önlemenin hiç olmaması vb. nedenlerle resmi gözaltı merkezlerinde yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarında son yıllarda görülen artış eğilimi 2023 yılında da sürmüştür. Yıl içinde resmi gözaltı merkezlerinde yaşanan çok sayıda kaygı verici işkence uygulaması basına, mahkeme tutanaklarına, ulusal ve uluslararası insan hakları kurumlarının raporlarına yansımıştır.

2023 yılında TİHV’e işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle toplam 781 kişi başvurmuştur. Ancak bu kişilerden bir kısmı işkence görenlerin yakınıdır (42 kişi), bir kısmı ise Türkiye dışında (8 kişi) işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarına maruz kalmıştır. Türkiye’de doğrudan işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığı için TİHV’e başvuran 731 kişiden 386’sı (%52,8) emniyet müdürlükleri, 55’i (%7,5) polis karakolu, 68’i (%9,3) jandarma birimleri gibi resmi gözaltı merkezlerinde işkenceye maruz kaldıkları gerekçesi ile başvurmuştur. Ayrıca 311 (%42,5)[1] kişi de kolluk güçlerinin gözaltı ve nakil araçlarında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını belirtmiştir.

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre 2023 yılında 6 kişi gözaltında şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir. 2024 Yılının ilk beş ayında ise en az 1 kişi gözaltında şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir. Ayrıca 1 sığınmacı/mülteci Ankara’da tutulduğu Geri Gönderme Merkezi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir.

İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre ise 2023 yılında resmi gözaltı yerlerinde en az 348 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

2)   Resmi Olmayan Gözaltı Yerlerinde ve Gözaltı Dışındaki Ortamlarda İşkence ve Diğer Kötü Muamele Uygulamaları:

Kolluk güçlerinin barışçıl toplantı ve gösterilere müdahalesi sırasında, sokak ve açık alanlarda veya ev ve iş yeri gibi mekânlarda, yani resmi olmayan gözaltı yerlerinde ya da gözaltı dışındaki ortamlarda yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarında da kaygı verici bir artış yaşanmaktadır.

Toplanma ve gösteri yapma hakkı, ifade özgürlüğü ile birlikte demokratik bir toplumun temelini oluşturmaktadır. Maalesef son yıllarda ülkemizde bu hakkın kullanımı bir istisna, müdahale ve yasaklamalar ise kural haline gelmiştir. Barışçıl toplanma ve gösteri yapma hakkını kullanan kişilere yönelik işkence ve diğer kötü muamele uygulaması düzeyine ulaşan kolluk şiddeti adeta normalleştirilmiştir.[2]

29 yıldır hakikat ve adalet mücadelesi veren Cumartesi Anneleri’nin, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) toplanma ve gösteri yapma özgürlüklerinin ihlal edildiğine dair açık kararlarına rağmen, 8 Nisan ile 4 Kasım 2023 tarihleri arasında Galatasaray Meydanı’na her çıkışlarında maruz kaldıkları, Onur Ayı etkinliklerinde LGBTİ+’lara, 2024 1 Mayıs’ında Taksime yürümek isteyenlere, 31 Mart 2024 Yerel Yönetim Seçimleri sonrasında seçmen iradesine aykırı bir şekilde belediyelere kayyım atanmasını protesto edenlere yönelen kolluk güçlerinin yoğun şiddeti, söz konusu normalleştirmenin birer somut örneğidir.

Son dönemde “resmi gözaltı işlemi” henüz gerçekleşmeden ev baskınları sırasında gerçekleştirilen, yani gözaltına alınma süreçlerinde yaşanan işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarında da bir artış görülmektedir.

  • 2023 yılında TİHV’e başvuranlardan (kişilerin birden fazla birimde işkence gördüğü dikkate alınmak kaydıyla) 365’i (%49,9) açık alan ve gösteri sırasında, 311’i (%42,5) araç içinde, 142’si (%19,4) ise ev ve iş yeri gibi mekânlarda işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir.

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre; 2023 yılında kolluk güçlerinin toplanma ve gösteri özgürlüğü kapsamında yapılan barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu 63’ü çocuk, en az 3.595 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 45 kişi ise yaralanmıştır. 2024 yılının ilk beş ayında ise kolluk güçlerinin barışçıl eylem ve etkinliklere müdahalesi sonucu 77’si çocuk, en az 1.592 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmış, 23 kişi ise yaralanmıştır.

Yine TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre; 2023 yılında sokakta ve açık alanda en az 116 kişi, ev baskınları sırasında en az 20 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır. 2024 yılının ilk beş ayında ise sokakta ve açık alanda en az 41 kişi, ev baskınları sırasında en az 21 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre ise 2023 yılında resmi olmayan gözaltı yerlerinde ve gözaltı dışındaki yerlerde işkence ve diğer kötü muameleye uğradığını iddia eden kişi sayısı 733 kişidir. Toplantı ve gösterilere kolluk güçlerinin müdahalesi sonucu en az 3.487 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kalmıştır.

3) Zorla Kaçırma/Kaybetme Girişimleri:

Yakın tarihimizin en utanç verici insan hakları ihlallerinden biri olan insanlığa karşı suç niteliğindeki -en yoğun olarak 1990’lı yılların başlarında yaşanan- zorla kaçırma/kaybetme eylemlerinde OHAL’in ilan edildiği 2016 yılından bu yana yeniden bir artış görülmesi son derece endişe vericidir. Son yıllarda BM Zorla veya İradedışı Kayıplar Üzerine Çalışma Grubu’nun raporlarına da yansıyan bu durum, Çalışma Grubu’nun en son 8 Ağustos 2023 tarihli raporunda bir kez daha yer almıştır. Söz konusu raporda yer alan ve altta aktarılan tablodan görüleceği üzere 2001 – 2015 arası düşme eğilimi gösteren (2001 yılındaki dört, 2007 yılında bir) zorla kaybetme eylemlerinde 2016 yılı ile yeniden bir artış görülmektedir.

BM Zorla veya İradedışı Kayıplar Çalışma Grubu Raporu, 8 Ağustos 2023, A/HRC/54/22[1]

Hukukun, yargının ve adaletin suskun kaldığı, failin her şeye muktedir olduğu mesajının verilmek istendiği gözaltında zorla kaybetme anlık bir eylem değildir. İşkencenin eşlik ettiği, kayıt dışı belirli bir alıkoyma süresini içerir ve genellikle de ölümle sonuçlanır. Bu nedenle çoklu ve ardışık ihlallere yol açar.

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre:

  • 6 Ağustos 2019 tarihinde Ankara’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan halen haber alınamamaktadır.
  • 2023 yılında en az 6 kişi kaçırılmış ya da kaçırılmaya çalışılmıştır. 2024 yılının ilk beş ayında 1 kişi kaçırılmış ya da kaçırılmaya çalışılmıştır.
  • Ayrıca son yıllarda üniversite öğrencileri, gazeteciler ve politik aktivistler başta olmak üzere, kişilerin kayıt dışı biçimde gözaltına alınarak baskı ve tehdit yöntemleriyle ajanlık dayatmasına maruz bırakıldığı uygulamalarda kaygı verici bir artış görülmektedir.
  • İHD’ye yapılan başvurular ve elde edilebilen diğer verilere göre 2023 yılı içinde 134 kişinin ajanlaştırma, kaçırılma ve tehdide maruz kaldığı tespit edilmiştir.

4)      Hapishanelerde İşkence ve Diğer Kötü Muamele

TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin tespitlerine göre:

  • 6 Ağustos 2019 tarihinde Ankara’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan halen haber alınamamaktadır.
  • 2023 yılında en az 6 kişi kaçırılmış ya da kaçırılmaya çalışılmıştır. 2024 yılının ilk beş ayında 1 kişi kaçırılmış ya da kaçırılmaya çalışılmıştır.
  • Ayrıca son yıllarda üniversite öğrencileri, gazeteciler ve politik aktivistler başta olmak üzere, kişilerin kayıt dışı biçimde gözaltına alınarak baskı ve tehdit yöntemleriyle ajanlık dayatmasına maruz bırakıldığı uygulamalarda kaygı verici bir artış görülmektedir.
  • İHD’ye yapılan başvurular ve elde edilebilen diğer verilere göre 2023 yılı içinde 134 kişinin ajanlaştırma, kaçırılma ve tehdide maruz kaldığı tespit edilmiştir.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor