İKİSİNDEN HANGİSİ DOĞRU

Merkez Bankası eski Başkanlarından ve İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz diyor ki;

 “Biraz önce TBMM eski Bşklarından Sn Bozbeylinin cenaze namazın katıldım. Allah rahmet eylesin. Cenazede gördüm ki sonradan milletvekili de olan eski bir bürokrat, şu anda hiç bir resmi görevi olmamasına rağmen bürokratken kullandığı kamu aracını şöförlü kullanmaya devam ediyor. Çok Yazık” 

Eeee.. Onlar yaparsa doğru… CHP’liler onların bindebirini yaparsa bırakın yanlışı ihanet!..

Bir bardak suda fırtına koparanlar!..

Seyhan Belediye Başkanı Akif Akay, emekli albay damadını Özel Kalem müdürü yaptı diye kıyamet koparıyorsunuz ya, ayıp ediyorsunuz.. Eski bir milletvekili bürokratken kullandığı devletin aracı ve devletin maaş ödediği şoförü için neden hiç konuşmuyorsunuz..

Biri emek veriyor, diğeri emek verenlerin hakkını yiyor..

Doğru olan hangisi?..

Haaa.. SÖZCÜ’nün yazdığı doğru ise Akif Akay, kuzenini, amca oğlunun eşini-eniştesini işe almış ise YANLIŞ.. Derhal kamuoyundan özür dilemeli, o kişiler de istifa edip ayrılmalı.. Konuyla ilgili de açıklama  yapmalı.

BİR SENARYO !

Genç bir kız..Yüksek eğitim görmüş, yabancı dili var, Avrupa’yı da tanıyor, kendini geliştirmiş..

Bir kamu kurumunda özel kalemde görevli.. Aklı başında, konuşmasını bilen, mesai arkadaşlarının sevgisini ve saygısını genç yaşına rağmen kazanan biri..

Amiri, amirinin eşi de çok sevmiş, aileden biri görmüş genç kızı.. İzmir’e giderlerken, onu da yanlarında götürmüşler.. Denize gitmişler, gelmişken bir de sandal turu yapmışlar.. Anı olarak fotoğraflarlarını çekmişler birbirlerinin..

Genç kız tanıştığı bir gençle sohbet sırasında İzmir’deki anılarını anlatmış, fotoğrafları göstermiş..

Zaman içerisinde aralarına bir soğukluk girmiş, ayrılmışlar.. Ama genç adam bunu içine sindirememiş, ayrıldığı kızla ilgili aleyhte konuşmalara başlamış.. Bu arada genç kız ile amirinin sandal keyfi sırasında çekilen resimlerini, sanki aralarında bir ilişki varmış gibi bazılarına anlatmaya başlamış..

Bir aklı evvel gazeteciyle görüştürmüşler.. Olayı saptırarak anlatmış, o fotoğrafı kendisine vereceğini, ancak haberi yaptıktan sonra vereceğini söylemiş..

Tabi kafa ne kadar büyük olursa olsun, beyin küçük olursa algılama da o zor olur.. Hemen balıklama atlamış mal bulmuş magrebi gibi..

Aptal!..

Bir araştırsana doğru mu yanlış mı diye..

Gazetecinin görevi, söyleyene inanıp haber yapmak değil, doğruları bulup haber yapmaktır..

Mesela şunu öğrenebilirdin;

O fotoğrafın çekildiği yer Antalya değil, İzmir..

Mesela şunu da öğrenebilirdin;

O fotoğraf o kızın amirinin eşi tarafından çekilmiş.. Yani o fotoğraf makinası ile herkes bir birinin resmini çekmiş İzmir’de sandal sefasında.

Dedik ya kafa ne kadar büyük olursa olsun, beyin küçük olursa algılama zor oluyor..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor