İNÖNÜ’NÜN ADALETİ BAŞKAN BERİKER’İ İPTEN KURTARMIŞ

İKİNCİ BÖLÜM

 

“İp’ten almak”, yakın bir geçmişe kadar, idamı beklenen kişiyi ölümden kurtarmak, idamı kararını son anda bozmak anlamında kullanılan bir terimdi. İsmet Paşa’nın adalete bağlılığı, derin saygısı ve devlet adamlığındaki liyâkati olmasaydı, Adana’nın ünlü Belediye Başkanı Turhan Cemal Beriker de idama uzanan yolun yolcusu olabilecekti. Paşa, Adana’yı ve Adanalıları taa Kurtuluş Savaşından beri iyi tanıdığı için dava ile yakından ilgilendi ve adaletin keskin kılıcını iftiracılara indirdi.

SUÇ: İRTİŞA VE İRTİKÂB

“İRTİŞA” sözcüğü rüşvetçilik, “İRTKÂB” da “Makamı alet ederek çıkar amaçlı yolsuzluk etmek, fenalık yapmak” anlamında. 1926 ile 1938 yılları arasında Adana Belediye Başkanı olan Turhan Cemal Beriker ve meclis üyeleri hakkında, işte bu iki suç Devlet yetkili organlarına bildirilmişti. İhbarı yapanların sözcülüğünü de Vali Müştak Lütfi Bey yapıyordu. İfade edilen suç irtişa ve irtikâb gibi bir ucu idam sehpasına uzanan ağır eylemler sayılmaktaydı.

İçişleri Bakanlığı iddiaları incelemek üzere müfettiş gönderdi. Yapılan incelemeler sonunda iddiaların boş olduğu anlaşıldı. Bakanlık, iddiaların yersizliğine ilişkin raporu Valiliğe gönderdi. Gelin görün ki, Başkan Turhan Cemal Bey ve bazı meclis üyelerini azlettirmek ve hatta ağır cezalara çarptırmak isteyen Vali gelen raporu sakladı. Şansını Şura-yı Devlet’te (Danıştay) de denemiş, sonuç alamamıştı. Başkanın kent içindeki sempati ve otoritesinden rahatsızlığını herkes biliyordu zaten. Bir yerel Gazetenin de desteğiyle, yeri göğü birbirine katarcasına her gün daha da alevlenen etkin kampanya başlattı.

ALİ FETHİ BEY DEVREDE

Ali Fethi Okyar 1918’de üç hafta kadar, 1921-1922 yılları içinde de 9 ay kadar olmak üzere iki kez Dahiliye Vekilliği (İçişleri Bakanlığı) yapmıştı. Kısa bir süre de Başbakanlık görevi verilmişti. Mustafa Kemal Paşa’nın yakınları arasında yer almış saygın bir siyasetçiydi. 9 Ağustos 1930’da kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkasını (Fırka. Parti), aynı yıl içinde, 17 Kasım günü kapattı. Büyükelçilik görevlerini de başarıyla yürütmüştü.

İftiracılar bu kez de , Turhan Cemal ve Meclis üyeleri hakkında herhangi bir işlemin yapılmamış olmasını abartarak anlattıkları Ali Fethi Bey’i kışkırttılar. Dürüst bir milletvekili olan Ali Fethi Bey “Suçlular en ağır biçimde cezalandırılmalı” diyerek konuyu takibine aldı. Mecliste, Başbakan tarafından cevaplanmak üzere takrir verdi (2 Aralık 1930). Şikâyetin uzun süredir neden dikkate alınmadığını sormuştu.

DEVLET GİBİ DEVLET ADAMI: İSMET PAŞA

4 Aralık 1930 günüydü. İsmet Paşa kürsüde bu konuyu ele aldı. Adana Belediye Başkanı ile ilgili şikâyetlerin nasıl ve nereden kaynaklandığını anlattı. Konu, valinin kindarlığına dayanıyordu. Valinin öteden beri bilinen geçimsizliğini, kindarlığını ve görevden alınışını açık dil ve ayrıntıları ile anlattı. Konuşmasının TARİHE GEÇMESİ VE HER DEVLET ADAMINA BELLETİLMESİ GEREKEN tarafını, Meclis Tutanaklarından alarak sunalım:

“Şu nokta da çok mühimdir. Vazı-ı kanun, irtikâp ve irtişadan maznun (sanık) olanları gayet sür’atle muhakeme etmeyi düşünürken namus sahiplerinin şunun ve bunun ağrazına (kinlerine) kurban olmalarını da asla tecviz etmez (kabul edilebilir saymaz). Geçimsizliği öteden beri vekâletçe malum olan (Bakanlıkça bilinen) Müştak Lütfi Bey’in ağrazına (kinlerine) kurban olacak diye bir takım namuslu adamları Dahiliye Vekâleti nasıl süründürsün?

Mesela: İRTİKÂBDAN MAZNUN (sanık) OLANIN BİR AN EVVEL CEZALANDIRILMASI NE KADAR LÂZIMSA; ŞUNUN BUNUN AĞRAZINDAN (kinlerinden) NAMUS ERBABINI KURTARMAK DA O KADAR ELZEMDİR (gereklidir). (Alkışlar).”

İşte, tarihe mal olmuş olağan üstü bir devlet anlayışı çok önemli bir devlet adamının adalet kavramına duyduğu derin saygı…
YARIN: CUHURCILL’İ ADANA’DA KARŞILADI

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor