İNSAN OL İNSAN!

Alaattin Su ile yıllara dayanan dostluğumuz vardı. Milliyette birlikte çalıştık. Kendisi Hatay temsilcisiydi.. Eşi Sezer, sevdiğim, saydığım adam Emin Usta’nın kızıydı, öğretmen olmuş tayini Antakya’ya çıkmış, Alaettin Su’nun sahip çıkmasını istemişti.. Alaattin Su ölümüne kadar sahip çıktı, evlendi bir çocukları oldu.

Yalçın Korkmaz Adanaspor’un efsane Adanalı futbolcularından biriydi, yakın arkadaşımdı Yavuzlar mahallesinin çocuğuydu. Tertemiz kalbi vardı, büyüklerine de küçüklerine de saygılıydı..

Dün her ikisinin de ölüm haberini aldık.. Mekanları cennet olsun. Ailesi ve sevenlerine başsağılığı dilerim..

Dostluklar unutulmaz, kötülüklerin  unutulmadığı gibi..

Geçmişten bir anı paylaşmak istiyorum, biraz da içimi dökmek, iyilik ile kötülüğün ayırımını yapmak için..

Hiç unutamadığım bir anıdır ve içimde kor gibi yanıp tutuşmaktatadır. Olay şöyle;

Birgün Çukurova Belediyesi’nin önünden geçiyorum. Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan. Telefonla aradım, “ Belediyenin önünden geçiyorum. Müsaitseniz bir kahve içmeye gelirim” dedim. Gittiğimde suratı çok asıktı, “Hayırdır bir şey mi var?” diye sordum. “Hiç sorma” dedi, başladı konuşmaya. “Abi” dedi, durakladı sonra patladı;

“Abi bizim çok sevdiğimiz, saydığımız… Belediye’nin karşısında yeri varmış, oraya imar istedi. İstemi yasaldı, olur dedim. Ama iki Meclis üyemiz beni tehdit ediyor, imar vermem için. Bize yakışır abi, bu memlekete bu adamın çok büyük hizmetleri oldu.” dedi. Söylediği kişi benim çok yakından tanıdığım. Söyleyen kişileri de çok yakından tanırım. İmar isteyen de onların kaderini olumlu yönde değiştiren kişi, çok büyük katkıları olduğuna ben tanığım.

 “Olmaz mümkün değil, yanlışın var” dedim Yıldıray Arıkan’a.. “Abi bana inanmıyor musun?” diye ısrar etti, kendileriyle konuşacağımı söyledim..

Gittim. İkisi aynı masada oturuyorlardı.. Sert bir sesle selam verdim, “Utanmıyor musunuz” dedim, konuyu açtım. Büyük tepki gösterdi her ikisi de.. “Lanet olsun sizin gibi adamlara” dedim, masayı terkedip gittim. Benim o kişilerle görüştüğüm sırada tesadüfen oradan Çaycı Cumo ile Halis Aydın geçiyordu. Bizim özel görüştüğümüzü anlamış olmalılar ki, yürüyerek direk gittiler.

Birgün sonra kendini savunduğum kişi aradı, “Nevzatçığım gelir misin, bir konu var, görüşmemiz lazım” dedi. Gittim, yanında kardeşiş de vardı. Konuyu açtı, sonra “Gardaş ben sana ne  kötülük yaptım” dedi. Şaşırdım, afalladım, “Ne oldu?”  diye sordum. Anlattı, imar işini ben engellemişim, Yıldıray Arıkan’ı ben tehdit etmişim.

Son derece sinirlendim, kimin ne yaptığını hiç anlamadım, “Benden böyle bir şey  nasıl beklersin” dedim, elinden gelen kötülüğü yapmaması halinde aklıma gelenlen nefret dilini kullandım. Çünkü bunu kendisine söyleyenlere şu karşılığı vermeliydi;

 “Nevzat Uçak böyle bir şey yapmaz. Ben 12 Eylül’de cezaevindeyken arkamda bir tek o vardı. Gece bile cezaevi müdürü Yüzbaşı arkadaşı olduğu için gelir benimle görüşür, ihtiyacım olup olmadığını sorar, askeri hakim ve savcılarla görüşüp benim nasıl bir insan olduğumu anlatırdı. O zamanlar benim adımı kullanmaya korkanlar, bu gün Nevzat Uçak benim aleyhimde konuşamaz.”

Ben bunu bu güne kadar hiç kimseyle paylaşmadım, bana anlatan kişinin aklında benim böyle bir ihanet içinde olduğumu düşünüyor olsa da kim olduklarını söylemedim. Ama canlı tanığı Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, ona da konuyu hiç açmadım, “Benim için böyle söylendi” demedim.

Alaattin Su’nun Yalçın Korkmaz’ın ölüm haberlerini yazarken, hiç aklımdan çıkmayan ve hiç kimseyle paylaşmadım bu konuya benzer çok olaylarla karşılaştım..

Sık sık dinlerim “İnsan ol insan” türküsünü..

Ben ne ihanetler gördüm.. Bugün Adana’nın en büyük zenginlerinden birini iflastan kurtardım, sahte belgelerle bankadan kredi çekip ödeyemediği için “İntihar edeceğim” diyen banka müdürünü tutuklanmaktan, diğerini de suça teşvik etmekten kurtardım.. Ama dost bildiklerimden hep darbe yedim.. Anlatırsam roman olur derler ya.. İşte öyle geçti benim gazetecilik hayatım..

ÇOK GÜZELE BİR TÜRKÜDÜR;

İNSAN OL İNSAN!

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor