İNSANCA YAŞAMAK

Tüm ülke umudunu seçimlere bağlamış durumda. İktidar değişikliğiyle kötü gidişe neşter vurulur mu?
Olabilir, her zaman seçimler yeni umut, yeni başlangıçlar demek anlamına gelir. Şimdi bir ülke fotoğrafı çekip öyle ilerlemekte fayda var diye düşünüyorum…
Ülkenin üst katmanları hariç herkes ekonomik olarak zorluk çekiyor mu?
Hem de nasıl diyenleri duyar gibiyim.
Peki işçiler, çiftçiler, asgari ücretli çalışanlar, küçük esnaf ve daha aklımıza gelmeyen saymakla bitmeyecek meslek grupları…
Herkes bir şekilde yanlış ekonomi politikalarının mağduru oldu. Döviz baskılanamayınca, bir de üstüne üstlük, merkez bankasından kur korumalı hesaplara para harcanınca yandı gülüm keten helva…
Şimdi değişikliğe gidilen dış politika, iç politikaya yönelik yeni argümanlarla seçimlere kadar oyalama taktikleri yapılıyor…
Seçimler tek umut, tek şans…
Peki böyle bir ortamda muhalefetin ortalığı ayağa kaldırması gerekmiyor mu?
Millet İttifakı kararlar alıyor, planlar yapılıyor.
Tabi ki birçoğu kamuoyuna henüz açıklanmadı. Doğrusu tüm halkımız gibi ben de merak ediyorum ne konulacak ortaya.
Lafı fazla dolandırmayalım.
Şu anki ekonomik döngüde bankalar, holdingler, büyük şirketler kazanıyor mu? Kazanıyorlar, kazanacaklar ve kazanmaya devam edecekler. O halde biraz da sorun ekonomi politikalarının kimlere hizmet ettiğiyle ilgili…
Mesela muhalefet sık sık 5’li çete eleştirisini dile getiriyor; verilen ballı ihaleler ve ödeme garantili işlere bakıldığında haksız da sayılmazlar…
Şimdi soru şu; olası iktidar değişikliğinde gelecek olanlar, yüzlerini yeni şirketlere, holdinglere mi yoksa yoksul halk yığınlarına mı dönecek?
Vaatler güzel, halkın yanında yer alacaklarına yönelik sözler veriliyor…
Ancak patronlar dünyası bu işe ne kadara sıcak bakacak orası muamma !!!
Geçmişte rahmetli Ecevit’e neler yapıldığını hepimiz hatırlıyoruz…
Muhalefet sadece parlamenter sisteme dönüşle ilgili değil, üretim, işsizlik, ekonomik dönüşüm, insan hakları, hukuk ve demokrasi konusunda da adımlar atabilmeli.
Bir çırpıda olacak işler mi? Tabi ki değil…
Türkiye’de toplumu oluşan katmanların değişim ve dönüşümlere bir direnç gösterdiğini hepimiz biliyoruz.
Lakin anlatıp, yaşatıp insanların zihinlerine, herkesin mutlu ve insanca yaşamaya hakkı olduğu fikrinin yerleştirilmesi lazım.