İNSANLIĞIN İKİ KUTBU

İnsanlık tarihi hep ‘İYİLER’ ve ‘KÖTÜLER’ üzerinden yazılmış. Kimlerin iyi, kimlerin kötü olduğu tarihi yazana göre değişmiş ama bu karşıtlık hep var olmuş.

Bugün 21.yüzyılda, küreselleşmenin ve teknolojinin bütünleştirdiği bir dünyada yaşarken ortaya çıkan tablo bir kez daha böyle bir karşıtlıkla karşı karşıya getiriyor bizleri. Bir kez daha çarpıcı çelişkilerle yüzleşmek zorunda kalıyoruz.

Küreselleşme rüzgarı dünyanın dört bir yanındaki insanları küresel yaşamın içine çekti, küresel oyunun oyuncusu haline getirdi. Bilim ve teknolojideki gelişmelerde küresel oyuna katılan insanların yaşam tarzını etkiledi.

Birbirleriyle iletişim kurma ve dünyada olan biteni izleyerek tepki verme olanakları büyük ölçüde artan insanların ufku genişledi, özgüveni ve cesareti arttı.

Birey olarak var olmanın, kendi başına davranmanın cazibesini keşfeden insanların davranışları da farklılaşmaya başladı, davranış yelpazesi genişledi.

Küreselleşen dünyada yaşayan insanların büyük çoğunluğu bu gelişmelerden etkilenirken insanlığın iki kutbundaki gelişmelerde yeni boyutlar kazandı. Küresel oyundan yola çıkarak kurguladığı oyunun bu bölümünde öncelikle insanlığın iki kutbunda yaşanan çarpıcı gelişmelere ve bunların aktörlerine odaklanmak gerekecek…

İnsanlığın bir kutbunda insanın kendini aşma çabasının çarpıcı örnekleri yaşanıyor. Bilim ve teknolojide yaşanan sıçramalar insanın ve insanlığın geleceğini temelden etkileyecek sonuçlar doğuruyor.

Önemli fırsatlarla ve tehditlerle karşılaşmak mümkün bu süreçte, ama sonuçta insanlığın tarih boyunca cehalete, yobazlığa, bilim düşmanlığına karşı verdiği mücadelede yeni bir dönüm noktasına gelindiğini düşenebiliyoruz bugün. Bilim ve teknoloji dünyayı dönüştürmeye devam ediyor.

İnsanlığın diğer kutbunda ise, insanlığın binlerce yıllık birikimini reddederek ve uygarlığın bütün izlerini silerek, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarını yeniden yazabileceklerini sananların sergilediği benzersiz vahşete tanık oluyoruz!..

İnsanlığın bir kutbunda, alanlarında elde etmiş oldukları şaşırtıcı başarının kazandırdığı özgüvenle şimdi ‘ÖLÜMSÜZLÜĞÜ HEDEFLEYEN, BİLİM VE TEKNOLOJİ DÜNYASININ SINIR TANIMAZ KAHRAMANLARI’ öne çıkıyor…

Diğer kutbunda ise ‘İŞKENCE VE ÖLÜM’ korkusunun kol gezdiği bir yeryüzü cehennemi yaratmaya çalışan 21.yüzyıl canileri hüküm sürüyor. Onların da kendi kahramanları var tabii…

İnsanlığın bir kutbunda bilim ve teknolojideki baş döndürücü gelişmeye damga vuran sıra dışı insanlar var.

RAY KURZWEİL, yeni teknoloji çağının çılgın kahramanlarından biri. Her şeyi sorgulamaya cüret eden insanın, bilim sınırlarını zorlayarak kendini aşabileceğini kanıtlamaya çalışan KURZWEİL, ölümsüzlüğe erişmenin 2050’ye kadar mümkün olabileceğine inanıyor.

Biyotoknoloji ve moleküler nenoteknoloji alanlarındaki devrimsel gelişmeler sonucunda insan hayatının süresiz uzatılabileceğini iddia eden KURZWEİL, ölümsüzlük kavramına artık alışmamız gerektiğini düşünüyor.

Hayatını uzatmak için her gün özel olarak hazırlanmış 100’ün üzerinde ilaç kullanan KURZWEİL, insanın kendinden daha yetenekli makineler yaratma aşamasında olduğuna inanıyor.

THE AGE OF SPİRİTUAL MACHİNES başlıklı kitabı 1999’da yayımlanan ve yapay zeka alanındaki çalışmalara önemli katkılar yapan KURZWEİL, yapay zekanın insan zekasının ötesine geçmesiyle birlikte insan türünün KİBORG’a dönüşmesini öngören teknolojik tekillik ya da tikellik kavramını geliştiren öncülerden biri aynı zamanda.

Görme engellilerin kitap okumasını sağlayan optik tarayıcı gibi günlük hayata dokunan buluşlarıyla da adını duyuran ve son 25 yılda ABD’de verilen bilim ve teknoloji ödüllerinin çoğunu toplayan KURZWEİL’i günümüzün THOMAS EDİSON’u diye niteleyenler de var.

Sonsuza dek yaşamayı kafasına koymuş olan Narşist bir kaçık olarak görenlerde var KURZWEİL’i.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor