İŞÇİ SINIFININ ORTAK MÜCADELE YASASI MECLİSE TAŞINIYOR

(HABER MERKEZİ)- Adana Emek ve Demokrasi Güçleri, “Barajsız Sendika, Yasaksız Grev, Güvenceli İş” kampanyası kapsamında hazırlanan yasa teklifine ilişkin basın açıklamasını İnönü Parkı’nda yaptı. Eylemde ilk olarak Halil İmrek kampanyaya dair bilgi verdikten sonra, EMEK Partisi Adana İl Başkanı Suat Nacar basın açıklamasını okudu.

Açıklamada, işçi sınıfının temel haklarına dönük kapsamlı bir düzenleme talebinin, 16 Haziran 2025 tarihinde TBMM’ye yasa teklifi olarak sunulacağı duyuruldu. Yasa önerisi; CHP, DEM Parti, EMEP, TİP ve İYİ Parti başta olmak üzere muhalefet partilerinin desteğiyle gündeme taşınacak.

Hazırlanan yasa teklifinin 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin yıl dönümünde meclise sunulmasının tesadüf olmadığını belirten Suat Nacar, “Bu teklif, yalnızca teknik bir düzenleme değil; meydanları dolduran yüz binlerin bugünkü iradesinin ifadesidir” dedi. 1970’te sendikal haklara yönelik sınırlamaları protesto eden işçilerin ortak mücadelesinin bugün yeniden canlandığını vurgulayan Nacar, “O gün nasıl konfederasyon ve sendika ayrımı gözetilmeden birleşildiyse, bugün de barajlar, yasaklar ve baskılar karşısında aynı ruhla bir aradayız” ifadelerini kullandı.

Emek Partisi tarafından Ocak 2025’te başlatılan kampanya, Türkiye’nin dört bir yanında sendikalı-sendikasız işçilerin, emekçilerin, gençlerin ve kadınların imzalarıyla büyüdü. Adana’da DİSK/Genel-İş, Türk-İş şubeleri, KESK bileşenleri, TMMOB, Alevi dernekleri ve çeşitli siyasi partilerin de desteklediği kampanya kapsamında binlerce imza toplandı.

Yasa önerisinin bir başka özelliği ise alışılmışın dışında bir biçimde, yalnızca milletvekillerinin değil, on binlerce işçi ve emekçinin ortak imzasıyla meclise taşınıyor olması. Suat Nacar bu noktada “İşçilerin yasasını işçiler yazsın istiyoruz. Bu yasa, mücadeleyle, direnişle yazılıyor” dedi.

Açıklamada Türkiye’deki çalışma hayatının mevcut durumu çarpıcı verilerle ortaya konuldu. 2025 Ocak ayı itibarıyla 16,9 milyon işçiden yalnızca 2,5 milyonunun sendikalı olduğu, yalnızca 1,35 milyon işçinin toplu sözleşme hakkına sahip olduğu vurgulandı. Bu tabloya göre işçilerin yalnızca %15’i sendikalı ve %8’i toplu sözleşmeden faydalanabiliyor.

Suat Nacar, mevcut durumda sendikalaşmanın önünde üç temel barajın bulunduğunu ve bunların mutlaka kaldırılması gerektiğini belirtti:

1-İşyeri baraj, 2-İşletme barajı, 3-İşkolu barajı

“Bir sendikanın sözleşme yapabilmesi için yalnızca o işyerindeki işçilerin rızası yeterli olmalıdır. Ancak mevcut yasalar ve patronların keyfi itirazlarıyla bu süreç yıllarca uzuyor. Bu da sendikal örgütlenmeyi fiilen imkânsız hale getiriyor” denildi.

Grev hakkının sistematik biçimde yasaklandığı ve kamu emekçilerine hâlâ grev hakkının tanınmadığına dikkat çekilen açıklamada, bu durumun toplu sözleşme hakkını da işlevsiz hale getirdiği belirtildi. “Erdoğan’ın övündüğü ‘grev yapılmayan ülke’ tablosu aslında demokrasinin, hakkın, hukukun ortadan kalktığı bir ülke gerçeğidir” ifadeleriyle hükümet politikaları eleştirildi.

Basın açıklamasında şu talepler öne çıkarıldı:

  • Sendikal barajların tamamen kaldırılması,
  • Patronların sendika yetkisine itirazlarının toplu sözleşme sürecini durdurmaması,
  • Yetki itirazı sürecinde işçi alımının ve işten çıkarmaların yasaklanması,
  • Grev hakkının kamu emekçilerine de tanınması,
  • Toplu pazarlık hakkının özgürce kullanılabilmesi.

Açıklamanın sonunda tüm işçiler, emekçiler ve demokratik kamuoyu 16 Haziran 2025 Pazartesi günü meclise sunulacak yasa önerisini sahiplenmeye ve “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş!” şiarını yükseltmeye davet edildi.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor