İSMET PAŞA’DAN ORDUYA GİZLİ “HAZIR OLUN” EMRİ

İKİNCİ BÖLÜM

 

Ulu Önder Atatürk’ün Nutkundan dün ilk bölümünü sunduğumuz 30 Ağustos söylevinin devamını veriyoruz…

“Efendiler, düşman ordusunun cephe ve teşkilat durumu ile, ona karşı Batı Cephesindeki kuvvetlerimizin esas olarak iki ordu hâlinde kurulup düzenlenmiş olduğunu söylemiştim. Öteden beri tasarlamış olduğumuz taarruz planımızın ana çizgilerini arz edeyim:

Düşündüğümüz, ordularımızın ana kuvvetlerini düşman cephesinin bir kanadında ve mümkün olduğu kadar dış kanadında toplayarak, bir imha meydan muharebesi vermekti. Bunun için elverişli bulduğumuz vaziyet, ana kuvvetlerimizi, düşmanın Afyonkarahisar yakınlarında bulunan sağ kanat grubu, güneyinde ve Akarçay ile Dumlupınar hizasına kadar olan alanlarda toplamaktı. Düşmanın en hassas ve önemli noktası orasıydı. Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi. Seri ve kati netice al­mak, düşmanı bu kanattan vurmakla mümkündü.

Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa ve Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa, bu bakımdan bizzat Iüzumu gibi incelemeler yapmışlardı. Hare­ket ve taarruz planımız çok evvel tespit edilmişti.

DÜŞMANI YANILTMA HAREKETİ

Ordunun hazırlıklarının tamamlanmasını ve taarruzun bir an önce yapılmasını emrettikten sonra Ankara’ya döndüm. Batı Cephesi Kumandanı, 6 Ağustos 1922’de ordularına gizli olarak taarruza hazırlık emri verdi. Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi ve Müdafaa-i Milliye Vekili Paşalar da Ankara’ya döndüler.

Efendiler, taarruz için yeniden cepheye gitmeden evvel, Ankara’da yapılması gereken bazı işler vardı. Henüz Heyet-i Vekile’yi (Bakanlar Kurulu’nu) taarruz emri verdiğimden tamamen haberdar etmemiştim. Artık onları resmen haber­dar etmek zamanı gelmişti. Yaptığımız bir toplantıda dâhilî, haricî ve askerî vaziyeti müzakere ve münakaşa ettikten sonra, taarruz hususunda Heyet-i Vekile ile mutabık kaldık.

BAŞKUMANDAN MUHAREBESİ

Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar’ın güneyinde 50 ve doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük. Mağlup olan düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustos’a kadar Aslıhanlar civarında kuşattık. 30 Ağustos’ta icra ettiğimiz muharebe neticesinde (Buna Başkumandan Muharebesi unvanı verilmiştir) düşmanın ana kuvvetlerini imha ve esir ettik. Düşman ordusu başkumandan­lığını yapan General Trikopis de esirler arasına dâhil oldu. Demek ki, tasav­vur ettiğimiz kati netice beş günde alınmış oldu.

31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle İzmir genel istika­metinde hareket ederken, diğer kısımlarıyla da düşmanın Eskişehir ve kuze­yinde bulunan kuvvetlerini mağlup etmek üzere hareket ediyorlardı.

YARIN: ATATÜRK’ AĞLATAN KOMUTAN

 

 

Nazım Hikmet’in unutulmaz destanı

‘KOCATEPE’DE MUSTAFA KEMAL’

***

Dağlarda tek tek

ateşler yanıyordu.

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

şayak kalpaklı adam

nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

güzel, rahat günlere inanıyordu.

ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki

mavzerinin yanında

birdenbire beş adım sağında onu gördü.

Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu.

Paşalar: “Üç” dediler,

Sarışın bir kurda benziyordu.

Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun basına kadar,

eğildi, durdu.

Bıraksalar

İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak

ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak

Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor