İSMET PAŞA’NIN ÖVGÜSÜ EBEDİYEN KIVANCIMIZDIR

BEŞİNCİ BÖLÜM
5 Ağustos 1920 günü, Atatürk ve Mareşal Çakmak tarafından onurlandırılan Pozantı Toplantısı gerçekleşti ve işgal altındaki Adana Vilayeti ile Belediye teşkilatı burada kuruldu. Tarihte, kent sınırları dışında çalışan ilk ve tek belediye, belki de, o gün Dıblanzade Mehmet Fuat Başkanlığı’nda kurulan Adana Belediyesi’dir…
Tarih, 25 Eylül 1920…
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve Ulusal Dürenişe geçeli sadece 5 ay 1 gün olmuş. Meclisi kürsüsünde, ufak-efek bir dev adam, İsmet Paşa, cepheler hakkında bilgiler veriyor.
Batı Anadol cephelerinden gelen haberler üzücü. Paşa, Yıkılmakta olan Osmanlı Devletinin yönetim zaaf ve hatalarından dolayı halkın yabancılara sempati ile baktığını ve Kemalist güçleri benimsemekten uzak olduğunu anlatıyor. Bu gerçeği Gazi Mustafa Kemal Paşa da görmüş ve inançlı halkı “Gavurdan uzaklaştırmak” için Mahmut Celal Bey’i (Sonradan Üçüncü Cumhurbaşkanımız Celal Bayar) görevlendirmiştir. Celal Bey, sarıklı-cübbeli görünüşü ve Galip Hoca takma adıyla köy köy, kasaba kasaba dolaşıp sağduyu aşılamak için üstün konuşma yetisiyle dolaşmakta ve günden güne taraftar toplamaktaydı. Ne var ki, görülmemiş, duyulmamış olanaklara sahip güçlere duyulan hayranlık azalarak da olsa hala sürdüğü için Ege’deki güçlerimize halk desteği kısıtlıdır.
İsmet Paşa Ege gerçeklerini üzüntü ile anlattıktan sonra, birden heyecanlanarak ve sesini yükselterek “Adana Bölgesi cephelerine gelince…” der ve konuşmasını, kelimesi kelimesine şöyle sürdürür:
“Bu mıntakadaki ahalinin gösterdiği mukavemeti, ondan fazla olarak, düşman kıtaatına hücum için layenkatı’ faaliyeti, eğer biz layıki ile ifade edemiyorsak, fevkelade heyecan içinde, fevkelade alaka içinde söylenecek söz bulamadığımızdandır. Fakat ahfadımız ve tarihimiz bütün mefahiri içinde Adana Cephesi’nde cereyan eden vukuatı en ziyade iftihar ile telakki edecek, muazzamat meyanında görecektir.”
Bizim kuşak için anlaşılır olan bu ifadeleri gençlerin de özümsemesi için
Günümüz Türkçesiyle sunmak isterim:
“Bu çevredeki halkın gösterdiği direnci, bunun ötesinde de düman kıtalarına hücum için kesintisiz faaliyeti eğer biz hak ettiği kadar anlatamıyorsak, olağanüstü heyecanımızdan ve olaylara gösterdiğimiz olağanüstü ilgiden (zafer umudu ile) dolayıdır. Ama, sonraki kuşaklarımız ve tarihimiz tüm gururu ile Adana Cephesindeki olayları en üst düzeyde iftihar kabul ederek ihtişamlar kavramı içinde değerlendirecektir.”
İsmet Paşa’nın adeta kendinden geçercesine coşku içinde sarfettiği bu sözlerin bugün maalesef bilinmiyor veya anımsanmıyor olması, Adana adına Talihsizlik ve Kurtuluş Tarihimiz için ciddi eksikliktir. Kuşkum yoktur ki, bu sözlerin Adana için sonsuza dek içimizi ısıtacak kıvanç kaynağı olduğunu hiç kimse inkar etmez, edemez.
Kurtuluştan sonra, Ulu Önder’in ve herkesçe bilinen “Bende bu vekayiin (Kurtuluş Savaşı ile Osmanlı Küllerinden yepyeni ve çağdaş devletin kurulmasına ilişkin tüm olaylar) ilk his-si teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana’da vücut bulmuştur” sözü var ki, daha bunlardan ziyade kıvanç belgesi mi gerekir bize…
Her Adanalı, sırtını 5 Ocak’a vererek dilediği kadar övünebilir.
YARIN: SİMGE BAYRAK VE ASKERİMZİN GELİŞİ
İSMET PAŞA’NIN ADANA SEVGİSİ: Kurtuluş Savaşında Adana halkının toplu direncini veciz sözlerle anlatan İsmet Paşa, Kurtuluştan sonra da O GÜNLERE DAYALI Adana sevgisini asla yitirmedi. 1950-1959 yılları arasında CHP gel Sekreteri olarak görevlendirdiği Kasım Gülek Adanalıdır ve ülkede en uzun parti genel sekreterliği yapan kişidir. Adana Türkocağı Futbol Takımı Türkiye İkincisi olup da 15 Eylül 1924 günü dönerken, Başvekil İsmet Paşa gara kadar gelerek takımımızı yolcu ettiğinde bu fotoğraf çekilmişti..

ÇETELERİMİZ: Bir Fransız Gazetesinden alındığını sandığım fotoğraf çete mensuplarımızdan bir grubu gösteriyor.

ADANA’YI PEK SEVMİŞLERDİ: General Duffieux, şimdiki İstiklal İlköğretim Okulu’nu evi ve karargahı olarak kullanıyordu. Ailesi de, artık kendilerine ait olarak gördükleri kenti pek sevmiş, iyice benimsemişerdi. Eşi, fotoğrafta görüldüğü gibi, zaman zaman Adana sokaklarında dolaşmaktan hoşlanır, evine neşe içinde dönerdi.
