İSRAF

İsraf hangi açıdan bakılırsa bakılsın kötü bir şeydir. Hem bireysel hem de toplumsal olarak boşa harcanan hammaddeler, boşa harcanan emekler, boşa harcanan nimetler demektir. Bizim gereksiz olarak gördüğümüz ya da fazla bularak aşırı tükettiğimiz herhangi bir şey belki de başkalarının temel ihtiyaçlarını karşılayabilir. Bir şeyi müsrifçe tüketirken ilk önce ona ihtiyacı olan insanları düşünmek gerekir.
Herhangi bir eşyamız tamamen kullanılmaz hale geldiğinde onu değiştirmek isteriz. Ancak alalı çok uzun zaman olmadığı halde sadece sıkıldığımız için yeni eşyalar almak israftan başka bir şey değildir. İsraf kötüdür, kişiye çok şey kaybettirir. Tutumlu olan insan ise eninde sonunda bunun meyvelerini toplar.
Annelerimiz uyarır; “Tabağındakileri bitir, onu bulamayanlar var.” Hatta arkasından da ekler “arkadan ağlar.” Böyle durumlarda hep “Hiç yemek ağlar mı” demek gelirdi içimden, annenin bir de tehlikeli terliği var, diyemezdim. Tabi belli bir yaşa gelene kadar nimetin neden bu kadar önemli olduğunu idrak etmek kolay olmuyor.
Ancak zamanla dünyada açlık denilen bir sorunun olduğunu anlamaya başlıyoruz. Yaşadığımız dünyada bir yerlerde birileri aç ve ekmek bulamıyor. Bizler bugün hangi ayakkabımızı giysek derdindeyken, birilerinin en büyük derdi açlık. Halbuki her gün milyonlarca kişi hiç ihtiyaçları olmadığı halde evlerini, karınlarını hatta çöplerini yemeklerle dolduruyor.
Sadece yemek mi? Maalesef, içimize işlemiş israf. Her konuda mümkün ve her konuda da çekinmeden yapılıyor. En çok da en değerli şeyler israfa kurban gidiyor. Su gibi, zaman gibi…
Gelecek su kıtlığına gebeyken, bizler suyu kullanmakta çok cömertiz… Aslında kullanmak değil, boşa akıtmakta, yok etmekte. Çünkü ihtiyaçtan kullanmak israfın tanımına ters düşer. Sanki sınırlı değilmiş ve gittikçe azalmıyormuş gibi zamanımızı planlamaz ve amaçsızca harcarız. Oysaki akıllıca değerlendirilen ve kullanılan her şey yarar olarak kişiye geri döner.
İnanan insanlar için görmesi çok kolay bir şey vardır. O da hiç kuşkusuz Allah’ın bizlere sunduğu nimetlerdir. Her gün o kadar çok şeye sahip oluyoruz ki. Ama şöyle bi kendimize baktığımızda hiç farkında bile değiliz. Farkında olmadığımızdan kullanırken gereğinden fazlasını yapıyoruz. Yediğimiz yemeklerin çöplerinin, artıklarının ne olduğunun veya ne olacağının bizim için bir önemi çoğu zaman kalmıyor. Dünyada günlük tonlarca ekmeğin çöpe atıldığından ne kadar haberdarsınız. Ya da boşa akıttığımız suların ileride bize ne kadar zarar vereceğini biliyor muyuz? Peki ihtiyacınız olmadığı halde aldığınız o süslü teknolojik aletlerin gerisinde devasa bir çöplük bıraktığını. Başka bir açıdan bakacak olursak sırf marka tutkumuz yüzünden cebimizden çıkan paranın dahi sorgulanmadığı dünya da bizler ne yapıyoruz.
Hatırlayalım ayeti ne diyordu Allah, “Allah israf edenleri sevmez” peki Peygamber efendimiz ne diyordu ” Yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz”. Bizler inanan insanlar olarak bu söylenenlerden hiç mi ibret almayacağız. Peki ya Afrika’da açlıktan susuzluktan ölen insanları görünce hiç mi kendimizi sorgulamayacağız.
Hayatta Allah’ın bize verdiği nimetleri kullanmalıyız. Fakat bu nimetleri kullanırken ne başkasının hakkına geçelim ne de israf edelim. Elimizdekilerin kıymetini her zaman bilelim.