JEOPOLİTİK KAVRAM

19.Yüzyılın sonunda gelişmiş kapitalist devletler emperyalist hedeflerine uygun olarak yayılmak, sömürgeler kurmak, sınırlarının ötesine müdahale etmek, rakiplerini ve komşularını istikrarsızlaştırmak istiyorlardı.
Jeopolitik işte bu ihtiyacı karşılamaya yönelik bir bilim veya bir yöntemdir.
Jeopilitik, pratikde örneğin Alman emperyalizminin yaşam alanı demektir.
Emperyalist ABD’nin ‘Tehdidi Kaynağında Yok Etme” stratejisi de jeopilitik bilim temininin sonucudur.
Yani ABD tehdidi kendi coğrafyasına gelmeden başka coğrafyalarda yok etmeyi hedefleyerek, aslında başka coğrafyaları işgal etmeye gerekçe bulmaktadır.
AKP hükümetinin ‘Yeni-Osmanlıcı’ siyasileri de jepolitikçi bir yaklaşımdır.
Bu yaklaşım komşunun toprağına göz koymaya, sınır ötesine tampon oluşturmaya kadar varan siyasetler üretir.
Nitekim üretti de.
Bu jeopolitikçi yaklaşımların tersini ise en iyi Mustafa Kemal Atatürk formüle etmiştir. ‘YURTTA BARIŞ-DÜNYADA BARIŞ!…’
Jeopolitikçi yaklaşıma göre komşunun toprağına yayılarak, genişleyerek tehdit uzakta engellenir.
Atatürk’ün dış politika yaklaşımında ise “Ülkendeki barış komşundaki barışa, komşundaki barışta ülkendeki barışa hizmet eder” anlayışı hakimdir.
İkisi birbirine taban tabana zıt yaklaşımlardır.
Jeopilitikçi yaklaşım, komşuna rağmen gelişmeyi, komşuna doğru genişleyerek büyümeyi ve dolayısıyla aslında sürekil savaşı getirir.
Atatürk’ün yaklaşımı ise barış kuşağı oluşturmayı, birlikte gelişmeyi hedefler ve sağlar.
Jeopolitik yaklaşımda hukuk yoktur, güç vardır.
Jeopilitikde hukuku güç belirler.
Örneğin ABD hukuk dışı yollarla, tamamen kendi gücüne dayanarak Irak’ı işgal eder.
Atatürk’ün yaklaşımında ise hukuk vardır. Uluslararası hukuk vardır, komşu hukuku ve komşu hakkı vardır.
Öyle olduğu için de Atatürk Cumhuriyeti’nin kuruluşunda çevresinde barış kuşakları oluşturmuştur.
1934’de Yunanistan-Romanya ve Yugoslavya ile Balkan Dostluk ve İşbirliği Paktını, 1937’de İran, Irak ve Afganistanla dörtlü Sadabat Saldırmazlık Paktını imzalamıştır.
Böylece Atatürk, Türkiye’nin batısında, güneyinde ve doğusunda bir barış ve güvenlik kuşağı oluşturmuştur.
Zaten kuzeyindeki SSCB ile de 1921’de tarihi dostluk ve kardeşlik anlaşması vardır.
Bugünkü jeopolitikçi yaklaşım ise ülkemizi komşularımızla karşı karşıya getirmiştir.
Pek çok komşumuzla ve komşumuzun komşularıyla sorunlar yaşamaktayız.
Kısaca jeopolitikde çözüm değil, sadece sorun vardır.
Fakat ABD emperyalizmini ve onun hegemonya mücadelesini ele aldığımızda ABD jeopolitiğinin güce nasıl dayandığını ve gücün yarattığı hukukun insanlığı ne kadar acılara ve yıkıma neden olduğunu hep beraber göreceğiz.