KADER SEÇİMİ YAKLAŞIRKEN

Ülkemiz en geç 4 ay sonra yapacağı son derece kritik seçime önündeki iki alternatiften hangisini tercih edeceği sorusuyla gidiyor.
2021 sonbaharından beri bu seçime odaklanmış olan ülke kamuoyunda, o tarihten bu yana Temel Verilerin pek değişmemiş olması nedeniyle sonuçlar hala ortada gözüküyor.
O temel verilerin birincisi AKP+MHP ve CHP+İYİ Parti merkezli ittifakların alacağı toplam oyların %80’in biraz üzerinde olabileceği ama hiç birinin -özellikle Cumhurbaşkanlığı için gerekli %50+1’i- tek başına elde edemeyeceğidir.
İkincisi ise HDP’nin asgari %11-12 oyu olup; pekala %15’in de üzerine çıkabilecek ve ayrıca “blok olarak davranma özelliğine sahip seçmen kitlemesinin mümkün her ihtimalle ANAHTAR” konumunda işlevde olacağıdır.
Ülkemizde siyasetin bilinç altını ıskalayan ya da onu “Cumhuriyetin kuruluş ayarları” ile ikame edip bunu da Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin resmi anlam ve yorumuyla yetinerek dikkate alanlar düz mantıkla, bu durumda Cumhur ve Millet İttifakları’nın HDP’yi kazanmak için kıyasıya rekabet asla olmayacaktır.
Çünkü ülke siyasetine hakim kılınan hava tam tersinedir. Yeni mevcut ittifakların her biri de HDP’yi kazanmak için bir girişime değil, böyle bir girişimin emaresini bile atfedebileceği rakibine Terörle İşbirliği narasıyla saldırmaya koşullanmış haldedir.
Dahası böyle bir girişim ittifakın parçalanması riski göze alınmaksızın başlatılamazda.
HDP ile işbirliği ihtimalini değerlendirmenin bile MHP’yi Cumhur İttifakı’ndan, İYİ Partiyi’de Millet İttifakı’ndan koparacağına dair yerleşik bir kanı vardır.
Ancak geçmişde yaşadıklarımız AKP’nin destekçisi MHP’nin AKP’nin olası bir HDP görüşmesine ses çıkaramayacağını da ihtimal dahilinde görmek gerektiğini de varsayımlar içinde görelim!…
HDP’ye yapılan bu Cüzzamlı muamelesinin meşruiyet gerekçesi bilindiği üzere onun “PKK’nın uzantısı olduğu”, “Terörle arasına mesafe koymadığı” gibi hukuki gerekçesi olmayan ya da Zorla oluşturulmak istenen ama kamuoyuna fiili bir gerçekmişçesine empoze edilmesine çalışılan ve kabul edilmelidir ki hayali de başarılı olunan iddialardır.
Ama bu iddiaların inandırıcılık gücü HDP ile PKK ve terör eylemleri arasındaki irtibat veya iltisak kanıtlarının yeterli oluşundan değil, asıl olarak HDP’nin temsil ettiği Kürt realitesinin ülkemiz siyasetinin bilinç altındaki tedirgin edici davranılış tarzından türemektedir. Bu konunun da detaylarına daha sonraki yazımda gireceğim.
Bu kritik seçimde özellikle CHP’den ve sayın genel başkandan kaynaklanan, bilerek mi, bilmeyerek mi yaptığı gafların etkisinden de bahsetmem gerekiyor sanırım.
Hiç olmazsa il-ilçe örgütleri, belediye başkanları ve milletvekilleri parti üst yönetimlerini uyararak bu kritik seçimin 20 yıldır iktidarda olan ve ülkeyi içinden çıkılmaz hale getiren AKP ve genel başkanı R.T.Erdoğan’dan kurtulma seçimi olmasına katkı sağlamasını diliyorum.
Bundan 40-45 gün önce sayın Kılıçdaroğlu, Sivas’ta Türban Sorunu’nu ortada fol yok-yumurta yokken “Türban sorununu bu kardeşiniz çözdü” diyerek AKP Genel Başkanı’na gollük pası verdi.
Ülke de aş-iş ve pahalılık sorunu yokmuş gibi Türban sorunu ülke gündemini işgal etti.
Daha 17 Ocak günü Yeni Asya Gazetesi’nde okudum. Kemal Kılıçdaroğlu 15 Ocak Salı günü grup konuşmasında “AKP, Bizim Terk Ettiğimiz CHP’dir” diyor.
Başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Üç-beş dakika kendime gelemedim. İzninizle sayın Kılıçdaroğlu’na soruyorum!..
Siz devlet memurluğundan emekil olduğunuzda siyaset yapmaki çin DSP’ye başvurduğunuzda Rahşan Ecevit’in hışmına uğradığınızda sizin terk ettiğiniz CHP sizi, bağrına bastı ve milletvekili yaptı.
Sizi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, sizin terk ettiğiniz CHP sizi grup başkanvekili yaptı.
Sizin terk ettiğiniz CHP sizi CHP Genel Başkanı yaparak, Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna layık gördü!..
Siz ne yaptınız CHP’yi, ANAP’lı liboşlara (10 Aralıkçılara) teslim ettiniz. CIA ajanı Diyarbakır eski Baro Başkanını milletvekili yaptınız.
Mehmet Bekaroğlu gibi din bezirganlarının partide cirit atmalarına göz yumdunuz. Tüm Kemalistlere kırmızı kart gösterdiniz!.
Bir türlü, AKP’nin ülkeyi içinden çıkılmaz hale getirmesine rağmen anketlerde hala ikinci parti konumundasınız. Vermediğiniz güven nedeniyle sokağa çıkamayacak olan AKP’liler meydanı boş bulmuşlar miting bile yapabiliyorlar.
Yeter artık aklınızı başına alın!..
Derlenin-toparlanın…