KADIKÖY’DEN RAMAZAN AĞA PAŞA’YA KAHKALAR ATTIRDI

BEŞİNCİ VE SON BÖLÜM
Adana Gezisini baş döndürücü hızla sürdüren Gazi, Öğretmenler Derneğinden çıkıp Kız Öğretmen Okuluna giderek burada hazırlanan müsamereyi izledi. Okul Müdiresi Remziye Hanım Paşa’ya hitaben duygu dolu şükran konuşmasının sonuna doğru şu vurguları yaptı:
“Gülmez sabahın yıldızı alnında doğunca
Binlerce şehit annesinin yaşları dindi,
Hürmet!..
Hürmet sana yaşları kurutan şanlı teselli,
Hürmet sana… Türk ellerinin hakta Kemal’i.”
Paşa buradan da oldukça mutlu ayrıldı.
YEMEKLER ÇAY OLDU
Ulu Önderin geleceğini öğrenen kurumlar ziyafet hazırlıklarına giriştiler. Fakat proğram yoğunluğu karşısında, pek çok ziyafet iptal edilirken, bazıları da yemek yerine çay ziyafetine dönüştürüldü. Esnaf ve Sanatkarlar Derneği de, aynı nedenle, ancak çay ziyafeti verebildi. Ne var ki, heyecan büyüktü. Dernek Başkanı Ahmet Remzi Bey (Yüreğir) esnaf temsilcilerini birer birer tanıttıktan sonra, hafta tatili uygulamasının bazı nifakçılar tarafından tenkit edildiğini fakat esnaf ve sanatkarların gazete ilanlarıyla haftabtatilini desteklediklerini anlattı. Bu arada, iki temsilcinin de Belediye Meclisine girdiğini söyledi.
Mustafa Kemal Paşa burada da kalabalık katılımcı grubuna hitap ederken, “Adana’nın Muhterem Sanatkarları…” diye söze başladı. Sanat ve sanatkarın millet yaşamında ve gelişmesinde e denli önemli olduğunu anlatan Paşa, “Bu millet sanata önem vermedikçe büyük nir felakete mahkumdur. Birçok asırlar o felaketin derecesini fark etmez, fark ettiği gün de ne kadar mühiş bir faaliyetle çalışmak gerektiğini tahmin edemez. Artık tarihe karışan Osmanlı Hükümeti,esefle söylemek gerekir ki asırlarca yanlış bir zihniyet sahibi oldu. Çünkü onlar sanatı ve sanatkarları kendi ulusundan yetişmiş görmekten zevk almazlardı…”
Geçmişte sanat ve sanatkarlığa önem verilmediğine değinen Ulu Önder sözlerini şöyle tamamladı: “Kendi derecemizi bilelim. Bize din de, Allah da bunu emrediyor. Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla hiçilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kişiler, çağdaş olmayı kafirlik sayıyor. Asıl kafirlik, onların bu görüşüdür. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslamların kafrlere esşir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın; hoca olmak sarıkla değil, beyin iledir…”
RAMAZAN AĞA İLE
Ramazan Ağa Kadıköylüydü. Kadıköy dedikse, İstanbul’un Kadıköyünden bahsetmiyoruz. Bir Kadıköy de Adana’da var. Tuzla’ya giderken içinden geçeceğiniz Kadıköy. Bana sorarsanız, teee Geç Hitit Dönemine kadar inen tarihi var.
16 Mart Akşamı Çiftçiler Türk Ocağında Paşa ve Eşi onuruna ziyafet düzenlemişti. Çiftçileri Kadıköylü Ramazan Ağa temsil ediyordu. Çelebi, hoş sohbet ve deneyimli bir çiftçiydi. Akşam verilen ziyafette de ev sahibi sıfatıyla Büyük Kurtarıcının karşısına oturdu. Paşa, köylülerle birlikte olmaktan, onlarla kırk yıllık arkadaşmış gibi sohbet etmekten çok hoşlandı. Fakat en çok da babacan tavırlıRamazan Ağa’nın söyledikleriyle neşeleniyor, arada kahkahalar atıyordu.
Ramazan Ağa, eski dönem sıkıntılarını, cariyelerle yaşayan sultanların toplum sorunlarıyla ilgilenmediğini esprilerle fakat derinliği olan sözlerle anlatıyordu. Ağa, yeni dönemle, yep yeni ufuklara doğru yelken açıldığını minnet ve şükran ifadeleriyle belirtti.
Salondaki herkes Paşa ile Ramazan Ağa arasındaki konuşmaları tebessüm ve saygıyla dinliyordu. Paşa, katılımcılara hitaben şu veciz tümceleri kullandı: “…Milletimiz çok derin acılar çekti. Yenilgiler gördü. Bütün bu ıstıraplardan sonra yine bu topraklarda yaşıyorsak bunun asıl mkaynağı şundandır. Çünkü Türkçiftçisibir eliyle kılıç kullanırken, diğer eliyle ve sabanıyla topraktan ayrılmadı. Eğer milletimiziün çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bugün yer yüzünde bulunmayacaktık…”
Ulu Önder ertesi sabah Mersin’e giderken de binlerce Adanalı insan seli oluşturarak kurtarıcıyı yolcu etmeye gelmişti.
BİTTİ

ÇOCUKLARLA: Yaşamı boyunca çocuklara özel ilgive sevgisi olan Ulu Önder, Adana’da da sık sık çocuklarla kısa sohbetlerde bulundu. İzcilerin gösterisine katıldı.

HALKLA HATIRA FOTOĞRAFI: Adana’daki ılık bahar güneşinden de yararlanarak kentin her yanında sevgi gösterileriyle karşılanan Paşa, halkla birlikte bu fotoğrafı çektirdi. Tabii yine yanında eşi Latife Hanım^la birlikteydi.

DEVLET HASTANESİNDE: Başdöndürücü bir hızla sayısız diyebileceğimi yer ve kurumları dolaşan Ulu Önder Devlet Hastanesinde de sağlık ekibinden bilgi alıp hastalara geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Fotoğrafta, hastaneden ayrılırken görülüyor.

RAMAZAN AĞA: Adana’nın Kadıköyünden Ramazan Ağa hoş sohbet, ciddi konuları bile güler yüz ve espri ile anlatabilen çelebi karakterliydi. Paşa’ya verilen ziyafette ev sahipliğiyaptı. Konuşmalarıyla onur konuğuna sık sık kahkahalar da attırmıştı.

MERSİN’E HAREKET: 15 Mart Perşembe sabahı başlayan gezi, 16 Mart Cumartesi sabahı Mersin’ehareketle sona erdiğinde, istasyon ve çevresi yolcu etmeye gelen binlerce Adanalı tarafından ınsan seline dönmüştü.