‘Kadınlarımıza her alanda fırsat eşitliği sağlanmalıdır’
(HABER MERKEZİ)-Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından 5 Aralık Türk Kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 86. yılı nedeniyle basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada; “Kadının yönetimde eksik temsili sadece kadın sorunu değil demokrasi sorunudur. Demokratik rejimde siyaset belirli bir kesim için değil tüm kesimler için yapılmalıdır. Seçilen ve kurumlarda yer verilen kadınları, kadın sorunlarını yine kadın gözüyle, kadın diliyle çözüm üretirken görmek istiyoruz..” denildi.
1926 yılında Büyük Millet Meclisi tarafından kabulle yürürlüğe giren Medeni Kanun ile erkeklerle eşit haklara sahip olan Türk kadınına, 3. TBMM tarafından 3 Nisan 1930′ da kabul edilen bir yasa ile belediye seçimlerine katılma, 1933’te muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934’te Anayasada yapılan değişiklik ile milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır.
1934 yılında kadınlara tanınan haklar zaman ve hukuksal açıdan bir atılım ise de tüm sorunların yalnız yasalarla çözümlenemeyeceği bilinmekte, uygulama boyutu da önem kazanmaktadır. Kadının insan hakları sorunlarının ancak kadınların siyasette daha aktif rol almalarıyla, hakları için etkin bir mücadele vermeleriyle çözülebilecektir. Kadınlarımızın kendi hak ve özgürlükleri için verdiği savaş, tüm yasa ve önlemlerden çok daha önemlidir.
Yıl 2020 … TBMM’de kadın milletvekili sayısı 101’dir. 1389 belediye başkanından sadece 45 belediyede kadın başkan seçilmiştir. 79 Baro içinde 6 kadın baro başkanı yer almaktadır. Bu rakamların 1930’lu yıllarda hedeflenenden çok uzak olduğu açıktır.
Kayıtsız şartsız kadına oy verme hakkının verilmeye başlanmasıyla, şimdi gelişmiş ülkeler arasında sayılan birçok ülkeden çok daha önce Türkiye Cumhuriyeti bu adımı atmıştır. Buna rağmen tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınların seçme ve seçilme oranı açısından günümüzdeki durumu pek de iç açıcı değildir.
Kadınlarının ev işleri, çocuk bakımı, engelli bireylerin bakımı, yaşlı bakımı ve ev işlerinin tamamından sorumlu gören bir devlet politikasının içinde yaşamaktayız. Maalesef hal böyleyken siyaset ve karar mekanizmalarında kadının adının yer almadığını söyleyebiliriz.
Bu gerçeklerin değişmesi için tüm kurumlarla işbirliği halinde kadının önündeki taşların toplanması herkesin görevi, en çokta sosyal devlet ilkesinin, eşit hakların gereği olarak devletin yükümlülüğündedir.
Ekonomik ve sosyal yaşama katılımda, karar verme süreçlerinde kadınlar daha etkin rol oynamalı, siyasal alanda daha yüksek oranlarda temsil edilmeli ancak her şeyden önce bütün bunları yapabilmeleri için kadınlar hayatta kalabilmelidir. Aktif siyasi temsiliyetten uzak, sadece Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlığında görev verilen veya seçimlerde emeği kullanılan kadınlardan bahsetmiyoruz.
Her konuda, her alanda eşit yer verilmesi, eşit hakları kullanabilmeleri için fırsat eşitliği tanınması ilk adım olacaktır.
Kadının yönetimde eksik temsili sadece kadın sorunu değil demokrasi sorunudur. Demokratik rejimde siyaset belirli bir kesim için değil tüm kesimler için yapılmalıdır. Seçilen ve kurumlarda yer verilen kadınları, kadın sorunlarını yine kadın gözüyle, kadın diliyle çözüm üretirken görmek istiyoruz. Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin 86.yıldönümü sebebiyle, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarına sahip çıkacağımızı, hayatın her alanında fırsat eşitliği ve eşit temsiliyet sağlanıncaya kadar bu taleplerimizin takipçisi olacağımızı kamuoyu ile paylaşmaktayız.
Kamuoyuna saygılarımızla,