KADINLARIN HAYALİ “MEME ESTETİĞİ” İLE GERÇEKLEŞİYOR!

HABER: Salih Onur BAŞKAN

ADANA (BÖLGE)-Günümüzde hemen hemen her kadın hayal ettiği ideal göğüslere sahip olmak istiyor. Ancak meme bölgesinde meydana gelen deformasyonlar, sarkmalar, hastalıklar veya memenin yapısal olarak aşırı büyük ya da küçük olması kimi zaman kadınları rahatsız hatta mutsuz edebiliyor.
Yakın geçmişte neredeyse herkes tarafından kabul gören 90-60-90 ekolünün günümüzde artık değiştiğini ve buna paralel olarak cerrahi işlemlerde de değişim ve gelişim sürecinin devam ettiğini söyleyen Medline Adana Hastanesi Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Eser, meme estetiği yöntemleri hakkında bilgiler verdi.
Meme estetiği 3’e ayrılıyor
Meme estetiğinde genel olarak kullanılan cerrahi yöntemlerin meme büyütme, meme küçültme ve meme dikleştirme olarak üç ana başlık altında toplanabileceğini anlatan Doç. Dr. Eser, “Günümüzde meme büyütme işlemleri silikon kaplı protezlerle, hastanın kendi yağ dokusuyla veya dışarıdan uygulanan sentetik maddelerle yapılabilmektedir. Meme büyütme ameliyatları özellikle Amerika’da ve ülkemizde son yıllarda en çok uygulanan estetik prosedürlerdendir. Ayrıca hibrid (protez ile beraber yağ enjeksiyonları) operasyonlar da meme büyütmede kullanılabilmekte, daha doğal ve estetik sonuçlar elde edilebilmektedir” diyor.
Doç. Dr. Eser, “Meme büyütme cerrahisinde hastada oluşabilecek izlerin de en alt düzeyde tutulup genel olarak meme altına, meme başı çevresine veya koltuk altına gizlenebileceğini belirterek tüm bunlara hekimin belirleyeceği yöntem doğrultusunda hasta ile beraber karar verilmesi gerektiğini söylüyor.
Küçültme ve dikleştirme yöntemleri benzeşiyor
Meme küçültme ve dikleştirme yöntemlerinin ise genel olarak birbirlerine benzer yöntemler olup sonuçta meme hacminde küçülme veya dikleştirme sağlanan işlemler olduğunu anlatan Doç. Dr. Eser, küçültme ve dikleştirme ameliyatlarından sonra yönteme göre değişen izler kalabileceğini, bu konuda hastanın önceden mutlaka bilgilendirilmesi gerektiğini kaydediyor.
Meme kanseri hastalarının organ kaybı önleniyor
Günümüzde her 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğünü ve bu hastalara birçok tedavi modeli uygulanabildiğini ifade eden Doç. Dr. Eser, bunların arasında en sık uygulanan yöntemin ‘cerrahi çıkarma’ yöntemi olduğunu söyleyerek, “Bu hastaların çoğunda psikolojik ve fiziki nedenlerle yeniden meme rekonstrüksiyonu (meme oluşturulması) gerekiyor. Tüm dünyada ve ülkemizde bu işlem estetik, plastik ve rekonstrüktif cerrahlarca yapılmaktadır. Meme kanseri hastalarına genel cerrahlar tarafından yapılan çıkarma işlemi sonrası aynı seansta, yani hasta henüz ameliyat masasında iken veya sonrasında meme rekonstrüksiyonu uygulanabilmektedir” diyor ve bu sayede meme kanseri hastalarının kaybettikleri organa anında yeniden kavuşabildiklerini belirtiyor. Doç. Dr. Eser, bu işlemleri ise şöyle açıklıyor:

“Meme rekonstrüksiyonu ameliyatları genel olarak anında rekonstrüksiyon (çıkarımın ardından) veya geç dönem rekonstrüksiyon (çıkarımdan günler veya aylar sonra) olarak ikiye ayrılırlar. Adından da anlaşılacağı gibi mümkün olan hastalara anında rekonstrüksiyon yapıldığında organ kaybı olmamakta ve ameliyattan yeni meme dokusu ile çıkmaktadırlar. Meme rekonstrüksiyon yöntemleri genel olarak protezle, kendi öz dokuları ile (otolog) veya her ikisinin kombinasyonu ile yapılabilmektedir. Öz dokular olarak ise karın, sırt, uyluk veya kalça dokuları kullanılabilmektedir. Yine son zamanlarda protez ile birlikte öz dokular, öz dokulardan da sıklıkla yağ dokusu şeklinde kombinasyonlar kullanılabilmektedir. Burada en önemli olan nokta ise tüm meme rekonstrüksiyon yöntemlerinin hasta ile beraber konuşulup deneyimli bir plastik cerrah tarafından yapılıyor olmasıdır.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor