KAHVERENGİ DİLLER!

Her zaman bu ülkenin insanlarına ve potansiyeline inanmak gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz çağa ayak uydurmada zorlanan ülkeler, demokrasiyi işlerine geldiği gibi kullanıp aşındırmalar yaparak gittikçe otoriter yönetimler sergilerken, yurttaşların buna sesiz kalmayacağı gün gibi aşikar.
Eskiden politikacılar , “Şu kadar olalım, Yunanistan’a göstereceğiz… ” gibi nutuklar atar, bol bol alkış alırlardı.
Şimdi de dış güçler teması işleniyor ama millet uyandı, artık yutmuyorlar; daha insanca yaşamak, daha fazla özgürlük ve insan hakları istiyorlar.
Çünkü diğer ülkelerle her şeyi karşılaştırma imkanları bir tuş kadar yakın. Bu dönüşümlere eninde sonunda Politikacılar da ayak uyduracak, halkın isteklerini göz ardı edemeyecekler…
Biraz da mevcut sistemdeki tıkanıklığın aşılması açısından koalisyonlar kurulmuş gibi oldu. Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı yeterince sayıda partiye ulaştı. Koalisyonları yerden yere vuran politikacılar bile, her partiyle kucaklaştı, birlikte yelken açtı…
Doğrusu politikacılarda olması beklenilen değişiklik bu değildi ama mevcut sistemden dönüş, ya da devamı için uğraş veren partiler zoraki bir araya geldiler.
Seçim atmosferine girilmesine karşın politika kazanları henüz kaynamıyor, mitingler başlamadı. Özellikle Milletvekili adaylıkları netleştikten sonra tansiyon biraz daha yükselecektir diye düşünüyorum…
Lakin kraldan çok kralcılar yine ortalıktalar.
Politikacıların sert bir üslup takındıklarına hep şahit olmuşuzdur da gazeteciler ve o sıfatla ortaya çıkanların bu kadar bağırdıklarını görmemiştik!
Öyle ki bazı araştırmacı ve gazetecilerin akıllara ziyan açıklamalarına tanık olunca, ülkenin geleceğine yönelik inancım azalıyor!
Özellikle Cumhur İttifakı’nı tamamen duygusal nedenlerle savunan araştırmacı ve gazeteciler neler söyleyip neler yazıyorlar!
Millet İttifakı üyelerini vatan hainliğiyle suçluyorlar, ülkenin büyümesinin önündeki set gibi gösteriyorlar.
Atıyorlar- yazıyorlar, yanıp- dönüyorlar…
Ülkedeki yurttaşların içinde bulunduğu çaresizlik zerre umurlarında değil. Tek hedefleri ganimetlerini lüks restoranlarda şen kahkahalar eşliğinde harcayabilmek…
Çok iyi bilmelerine karşın unuttukları bir şey var; herkesin yaptığı rezilliklerin ortaya çıkarılması da insanlara bir tuş kadar yakın…
İktidarlar gelip geçicidir, politikacıların dostluğuna çok fazla bel bağlanmaz. Önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman için aydınlık ufuklara yelken açmasına katkı koyabilmektir.
Yani eğriye eğri, doğruya doğru diyebilmektir. “Kahverengi dilli” şaklabanlardan da, bu motivasyonu bekliyoruz.