Kamu işvereni, işçi tarafına sunduğu zam teklifini geri çekti

Kamu işvereni, geçtiğimiz hafta işçi tarafına sunduğu zam teklifinde değişikliğe gitti. İlk teklifinde ikinci 6 aylık dönem ve sonraki süreçler için gerçekleşen enflasyon oranı kadar zam yapılmasını öngören kamu işvereni, bu maddeden geri adım attı. Yeni teklifte bu dönemler için sabit yüzde 10 zam önerildi. İşçi sendikaları cephesinde kamu işvereninin bu geri adımı şiddetli tepkiyle karşılandı. Görüşmelerin en başından bu yana enflasyona karşı koruma mekanizmasının olmazsa olmazları olduğunu belirten işçi temsilcileri, ikinci 6 ay için önerilen sabit artışı yetersiz ve hakkaniyetsiz bulduklarını açıkladı.
(HABER MERKEZİ)- Yaklaşık 600 bin kamu işçisini yakından ilgilendiren toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde önemli bir gelişme yaşandı. Hükümet adına görüşmeleri yürüten kamu işvereni, geçtiğimiz hafta işçi tarafına sunduğu zam teklifinde değişikliğe gitti. İlk teklifinde ikinci 6 aylık dönem ve sonraki süreçler için gerçekleşen enflasyon oranı kadar zam yapılmasını öngören kamu işvereni, bu maddeden geri adım attığı ve yeni teklifte bu dönemler için sabit yüzde 10 zam önerildi.
Bu değişiklik, işçi sendikaları tarafından tepkiyle karşılandı. Görüşmelerin gidişatını doğrudan etkileyebilecek bu adım, TİS masasındaki dengeleri de sarsabilir. Toplu sözleşme görüşmeleri kapsamında kamu işvereni, ilk olarak şu teklifle masaya oturdu;
-İlk 6 ay için yüzde 24 oranın zam, ikinci 6 ay ve takip eden dönemler için ise gerçekleşen enflasyon oranı kadar artış.
Bu teklif, özellikle ikinci 6 ay ve sonrası için enflasyona karşı bir güvence içerdiğinden işçi kesimi açısından önemli bir kazanım olarak görülüyordu.
Ancak aradan geçen bir haftalık sürede kamu işvereni, enflasyona endeksli artış maddesini tekliften çıkardı. Yerine şi ifade geldi; İkinci 6 ay için sabit yüzde 10 zam.
Bu değişiklikle birlikte, artık takip eden zam dönemlerinin enflasyon oranlarına bağlı olarak otomatik artması yerine önceden belirlenmiş sabit oranlarla sınırlı kalacağı görülüyor. Teklifte üçüncü ve dördüncü 6 ay için ise henüz net bir oran paylaşılmadı.
Ocak ayında sözleşmesi başlayan kamu işçileri için 1 Temmuz 2025 itibarıyla geçerli olacak olan ilk zam dilimi, gerçekleşen enflasyon oranı olan yüzde 16,67 ile uygulanacak. Bu oran, geride kalan ilk 6 ayın enflasyon verilerine dayanıyor.
Ancak kamu işvereninin yeni önerisi, 1 Temmuz 2025’ten sonra geçerli olacak ikinci 6 ayı kapsıyor. Yani bu dönem için, daha önce enflasyon oranı baz alınacağı söylenmişken, şimdi sadece yüzde 10 sabit zam gündeme getiriliyor. Bu da enflasyonun yüzde 10’un üzerine çıkması durumunda işçinin reel gelir kaybı yaşayacağı anlamına geliyor.
Sendikalardan Sert Tepki
İşçi sendikaları cephesinde kamu işvereninin bu geri adımı şiddetli tepkiyle karşılandı. Görüşmelerin en başından bu yana enflasyona karşı koruma mekanizmasının olmazsa olmazları olduğunu belirten işçi temsilcileri, ikinci 6 ay için önerilen sabit artışı yetersiz ve hakkaniyetsiz bulduklarını açıkladı.
Bazı sendikacılar, “Bu, alın terine değer verilmediğinin göstergesidir. Enflasyonun yüzde 10’la sınırlı kalmayacağı bir ekonomik ortamda, sabit zam dayatması işçinin belini büker” diyerek hükümeti teklifini gözden geçirmeye çağırdı.
Ekonomik Konjonktür ve Eleştiriler
Ekonomistler ise kamu işvereninin bu değişikliği, bütçe disiplini ve mali denge hedefleri ile ilişkilendiriyor. Özellikle 2025 yılının ikinci yarısında kamu harcamalarında kısıtlamaya gidileceği yönündeki sinyaller, bu tarz sabit zam önerilerinin arkasındaki gerekçelerden biri olarak değerlendiriliyor.
Ancak uzmanlar, kamu işçisine yapılan zamların toplumun genel ücret politikalarını da etkilediğine dikkat çekerek, “Enflasyonun kontrol altına alınamadığı koşullarda, sabit zam uygulamaları sosyal adaleti zedeler” uyarısında bulunuyor.
Sürecin Devamı Bekleniyor
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin önümüzdeki günlerde devam etmesi bekleniyor. Kamu işçilerini temsil eden konfederasyonların yeni gelişmelere göre grev kartını masaya koyabileceği belirtiliyor. Eğer taraflar arasında uzlaşı sağlanamazsa, sözleşme süreci hem ekonomik hem de siyasi düzlemde daha da sertleşebilir.