KAPİTALİZMİN ÇOCUK POLİTİKASI

Kapitalizm, insanlığı sistemiyle bütünleştirmek için toplumun bütün damarlarına nüfuz eder. Oralara yerleşir ve kendi varlığının devamı için ihtiyacı olan toplumu her an yeniden üretir.
Bu döngüde çocuklarımıza özel olarak yönelir.
Çünkü onlar hem daha Korumasız ve Şekillenmeye Uygun hem de Etkilenmeye Açıktırlar. Bu sisteme izlenen politikayı da eklediğimizde, çocuklarımızın dört bir yanının sarıldığını görürüz.
Eğitim sistemi, egemenlerin elindeki en büyük ideolojik aygıtdır. Çocuklarımızı on yıllarca, kendi öğretileri, yaşam biçimi, gereksindiği yetenek ve niteliklere göre donatır.
Fikirlerini şekle sokup yaratıcılıklarını kendi kanallarında eritir. Bir çocuğun hangi okulda kimlerle okuyacağından ne giyeceğine, ne yiyeceğinden, hangi sosyal aktiviteleri yapabileceğine kadar her şeyi biçimlendirir.
Sistem çocuk üzerindeik politikalarının çok yönlülüğü ve derinliği ile istediği gelecek nesil yaratmaya çalışır. Neslini toplumsal olarak inşa eder.
İşte tam da bu sistemin devamı odaklı, eleştirel, yaratıcı ve özgürleştirici olmayan, yetişkin bakışına sahip; biçimlendirici çocuk politikasının karşısında duracak bir çocuk politikasına ihtiyacımız var.
Egemen ideoloji karşısındaki mücadelemizin önemli bir boyutu da çocuklar olmalıdır.
Ülkemizde çocuklar, yalnızca istismarları ya da değişen eğitim sistemleri gündeme geldiğinde; refleksif ve yüzeysel olarak konuşuluyor.
Bu durum genellikle çocuklarımızı korumaya yönelik panik halinin etkilerini taşıyor. Sonra da kısa sürede etkisizleşerek yitip gidiyor…
Oysa bugün “Başka Bir Dünya Mümkün” tahayyüluhü zihinlerde taşıyan ve bunun için mücadele eden tüm toplumsal yapının çocuklarımızın yararına, bütüncül bir dönüşümün peşine düşmesi gerekiyor!..
Bunu yaparken ama, çocuğu “gelecek günlerin” kalıplarına hapsederek değil, şimdinin öznesi olarak görmeliyiz. Çünkü çocuk, salt gelecekle ilgili değildir.
Biz ona bir tek geleceği görürüz. Ama çocuk şimdidedir. Onlar şimdinin bireyleri olmalı ve bugünde yarında haklarına erişebilmelidirler.
Çocuk politikasına dair düşünmeye, adımlar atmaya ihtiyacımız var. Çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var.
Sadece onlar için değil onlarla birlikte bir değişimin, yeni yaşamın yollarını arayıp bulabiliriz.
Bütünlüklü, hak temelli çocuk politikası (eğitim-sağlık-sanat-dil-edebiyat) ihtiyacı, bugünün toplumsal mücadelesinde önemli bir açıktır.
İnşasına şimdiden giriştiğimiz zaman, var olanı eleştirmekle kalmayıp yeniyi denediğimiz, eskinin içinde nüvelerini yeşerttiğimiz ölçüde kendini var edecektir.
Bu politika Daha Acil Sorunlar nedeniyle geriye itilemez ya da Olsa Güzel Olur Ama Bu Toplumda Zor yaklaşımının hakimiyetine bırakılamaz.
Zira çocuklar da bizimle birlikte eziliyor, yoksullaşıyor, ihmal ve istismara maruz bırakılıyor; savaş ta ölüyor, yaralanıyor, mülteci olarak yollara düşüyor; işçileşiyorlar.
Çocuk politikasına dair düşünmeye, adımlar atmaya ihtiyacımız var. Çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var.
Sadece onlar için değil onlarla birlikte bir değişimin, yeni yaşamın yollarını arayıp bulabiliriz. Yüzümüzü çocuklara dönüp onları görür ve duyarsak, onlara ve potansiyellerine güvenmeyi de öğrenirsek, dünya şimdiden kat kat renkli bir yere dönüşür.
Çünkü çocuklar tarihin etkisiz elamanları gibi görünüp gösterilseler de, onlar da, etkilendikleri kadar etkilenmişlerdir, etkilenmeye devam ediyorlar.
İnatla var kalmaya, oyun oynamaya, yaratıcı fikirler sunmaya, yaşamı her yönden zenginleştirmeye, eğlenmeye, yetişkinlere pek çok şeiy sorgulatmaya devam ediyorlar.