Karatepe UNESCO yolunda
ADANA (İHA) – Kısa adı KAVAK olan Kadirli Eğitim ve Kültür
Vakfı, Karatepe’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için başlatılan
çalışma kapsamında ‘Karatepe-Aslantaş’ın Tarihçesi ve Unesco Dünya Kültür Miras
Listesine Adaylık Süreci ‘ adlı konferans düzenledi.
Konferansın ev sahipliğini yapan KAVAK Başkanı Emine Varmış,
Karatepe-Aslantaş’ın UNESCO’nun Dünya Kültür Miras Listesi adaylık başvurusunun
KAVAK tarafından 02.01.2019 tarihinde Kadirli Kaymakamlığı’na, ardından
değerlendirilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına iletildiğini de ifade
ederek, değerlendirilme aşamasında olan başvurunun 15.04.2019’da UNESCO’nun
geçicici aday listesine alınmasını beklediklerini söyledi.
Konferansa, Mimar Erol Doğan ve Mimar-Şehir Plancısı F.Yasemin Kara Acar
konuşmacı olarak katıldı. Mimar Erol Doğan, ilk olarak 1946 yılında açığa
çıkartılıp 1947 yılında kazılara başlanılan Karatepe-Aslantaş Örenyeri’nin
öneminin 1939 yılında Kadirli’de ilkokul öğretmenliği yapan Ekrem Kuşçu
tarafından belirlendiğini anımsattı.
Kazı ve restorasyon çalışmaları süreci ile ilgili bilgiler veren Doğan, Prof.
Dr. Halet Çambel’in çok büyük özverilerle Karatepe-Aslantaş’ı günümüze
taşıdığını söyledi. Halet Çambel’in, kalıntıların kendi doğal çevresi içinde
onarılarak yerinde korunmasını benimseyip uygulanmasını sağladığını anlatan
Doğan, ‘’Çambel’in, Karatepe’de planlamaya bütüncül yaklaşımı, gerçekten
çağının çok ötesinde çığır açıcı bir yaklaşım olarak ortaya çıkmıştır’’ dedi.
Mimar- Şehir Plancısı F. Yasemin Kara Acar da UNESCO’nun tanımı, amacı, işleyiş
şekli konularında bilgiler verdi. Karatepe-Aslantaş’ın, bulunduğu bölgenin 1958
yılında koruma altına alınarak milli park ilan edildiğini belirten Acar,
yapılan kazı çalışmalarıyla özgünlüğü ve bütünlüğünün korunarak bozulmadan
günümüze ulaştırılmış olması, kültürel peyzaj değeri taşıyan özel bir tasarım
olarak inşa edilen koruma çatıları, döneminin mimari, toplumsal ve siyasal
yapısını özgün şekilde ortaya koyması gibi özellikleri ile UNESCO Dünya Mirası
olması için istenen kriterleri sağladığının uzmanlarca da kabul gördüğünü
belirtti. Acar, “Karatepe-Aslantaş’ı arkeoloji dünyasında özgün kılan en önemli
özelliği Fenikece ve Hitit-Luvi Hiyeroglif (Anadolu Hiyeroglifi) dilinde çift
dilli yazıtlar olmasıdır. Bugüne kadar bilinen en uzun çift dilli metin
sayesinde Anadolu’nun yerel dili olan Luvice çözülerek Hitit İmparatorluğunun
da eski çağ tarihi bağlamında araştırılmasına önemli katkı sunulmuştur’’ diye
konuştu.