KAZA GELMEDEN!

Türkiye bir Pazar günü önce Gaziantep’ten gelen otobüs kazası ve ardından da Mardin’den gelen TIR kazasında hayatını kaybedenler için yasa boğuldu. Gaziantep’te 16 kişi, Mardin’de ise 20 kişi maalesef hayatını kaybetti. Bir günde 36 kişi trafik kazasında can verdi.

Hiçbir sürücü kaza yapacağını bilerek yola çıkmaz ancak yola çıkan sürücülerinde bir takım sorumluluklarına yerine getirmesi gerekmiyor mu? Her şey ehliyetten yada bir takım kağıt üzerinde tam ve eksiksiz görünen zorunlu trafik sigorta, kasko yada muayeneler serilerinden ibaret değildir.

Millet olarak eksiklerimizi kağıt üzerinde tam göstermeye çalışıyoruz ama olan masum hayatlara oluyor. Son günlerde ülke olarak ‘Yolcu Otobüsü’ isim tamlamasına karşı reaksiyon göstermeye başladık. Çünkü 16 insanın bir anda hayatını kaybetmesini hala içimize sindiremedik.

Ülkemizde yıllarca trafik kazalarına karşı sürücüler bilgilendirilmeye devam ediyor. Ancak tüm bunlara rağmen trafikte kural ihlallerini görmemek mümkün değil. Acemi sürücülerin yanı sıra ihmalkar sürücüler maalesef trafikte kazalara neden oluyor.

Fakat bunlardan daha önemlisi can taşıyan araçların sahip oldukları donanımların durumu… Yani bir taşıta sadece yakıt almak ve rutin bakımlarını kağıt üzerinde eksiksiz hale getirmek yetmiyor. En azından lastiklerinin sağlam, ikaz lambalarının çalışması gerekiyor. Fakat bir çok aracın lastiği miadını çoktan doldurmuş. Bunu Gaziantep’teki kaza yapan yolcu otobüsünde maalesef görmek zorunda kaldık. Ön düzendeki ayarsızlıktan dolayı ön lastiğin dış tarafındaki bölüm tamamen aşınmış durumdaydı. Belki bu kazaya lastik mahal vermemiştir ama onlarca insan taşıyan lastik böyle olmamalı…

Özellikle geceleyin yolcu otobüsler, kamyon ve TIR’lar lambalarıyla adeta yolda trafik canavarı oluyorlar. Sadece kendi önlerini düşünüyorlar. Hiç önünde giden yada karşıdan gelen araçları düşünmüyorlar. Ayarsız farları neredeyse diğer araç sürücülerini kör etme noktasına getiriyor. Ayrıca ayarsız lambalara sis farları ve sonradan eklenen diğer lambalar adeta karayollarında ölüm saçıyorlar.  Merak ettiğim şey şu; yolcu otobüsleri, kamyon ve TIR’lar neden farlarına ayar yaptırmaz. İkinci merak ettiğim husus ise bu araçlar geceleyin her ilçede ayrı bir trafik uygulamasından geçiyorlar. Fakat burada görev yapan memurların hiç biri bu durumu fark etmiyor mu? Yani şahsım cadde yürürken karşıdan gelen aracın farları ayarlı mı ayarsız mı çok rahat bir şekilde fark edebiliyorum. Bu araçları yetkililer neden fark etmiyor.

Bu kadar aşikâr bir durum varken; kamyonun freninin patlaması yada yolcu otobüsü sürücüsünün birden fazla ifade değiştirmesini konuşmak, tartışmak ya da yorumlamak doğrusu bana hiç mantıklı gelmiyor. Bu nedenle uygulama noktalarında araçların sadece ruhsatına ve sürücülerinde ehliyetine bakılmamalıdır. Araçların en azından 4 lastiği de ayrı bir şekilde ölçülmeli, farları da denetlenmelidir. Bugün abartı egzoza karşı uygulamalar yapılıyor. Bence far, lastik ve ikaz lambaları içinde denetleme yapılmalıdır. Abartı egzoz sadece gürültü kirliliği yaparken, ayarsız farlar insanların anlıkta olsa görme yetilerini zayıflatıyor, lastikleri araçtakilerin canını taşıyor, ikaz lambaları ise sürücülerin trafikte ne yapmak istediği konusunda diğer sürücüleri uyarıyor. Bu gibi hayati önem taşıyan hususlara dikkat edilmesi gerekiyor.

Bu nedenle karayollarında felaketler yaşanmadan bu tarz basit denetim ve uygulamalar ile önlemler alınabilir. Kaza geliyorum demez ama kazaya karşı da tedbir alınması gerekiyor.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor