KELEBEK YÜZMEDE ADANA’NIN EN İYİSİ: CEVDET CANBOLAT

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Cevdet Canbolat, 12 Temmuz 1956 yılında Adana’da doğdu. İlkokulu Kazım Karabekir, ortaokulu Vehbi Necip Savaşan, liseyi ise Motor Meslek Lisesi’nde tamamladı. Milli sporcu olması nedeniyle İstanbul Anadolu Hisarı Spor Yüksek Okulu’na sınavsız girme hakkı olmasına ve niyetlenmesine rağmen, çeşitli nedenlerle üniversite okuyamadı.

Cevdet Canbolat, yüzmeyi 7 yaşında Seyhan Nehri’nde öğrendi. Atatürk Yüzme Havuzu’na komşuları eski yüzücü Recep Önşen’in desteğiyle gitti. 9-10 yaşlarında yarışmalara katılmaya başladı. Yüzmede en zor olan kelebek branşını dolfin değil makas yaparak yüzüyordu. Ayrıca karışık yüzme yarışlarına giriyordu.

Havuzda dolfin yapan ve kelebeği çok iyi yüzen, daha sonra da Antalya’ya yerleşen Dr. İsmail Koçak’ı izleyerek ve destek alarak kelebek branşını dolfin yüzmeye ve derecesini geliştirmeye başladı. Adana ve Türkiye genelinde birçok önemli dereceler elde etti.  Kelebek branşını el ayak koordinesiyle Adana’da en iyi yüzen sporcu olarak dikkati çekti. Kardeşi Çetin Canbolat’ta ağabeyini model alarak milli yüzücü oldu.

İlk milli takım macerası 1969 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen uluslararası yarışta oldu. Kamp için Büyükada’da Siplendit Palas Oteli’nde 10 gün kamp yaptılar. 1970 yılında Adana’da yapılan Balkan Şampiyonası’nda milli takımda yer aldı.

2. KUŞAK YENİLMEZ ARMADA TAKIMINDA MAYO GİYDİ

2.kuşak “Yenilmez Armada” takımında antrenör ve oyuncu Ünsal Fikirci, Mustafa-Erdal Acet, Turgay Şenyüz, Yılmaz Boztay, Ayhan Karataş,  Ergüven Merkezli, Ahmet Bozdoğan, Gürhan Bencan ve Kemal Oyuntu ile aynı takımda mayo giydi. Birçok şampiyonluklar yaşadı. Akdeniz Oyunları’nda İnciraltı’nda kamp yaparak yarışlara katıldı. 1972’den 1975 yılları arasında yüzme ve sutopunda milli takımlara

1971 yılında Adana’da yapılan Gençler Sutopu Şampiyonası’nda Demirspor olarak Türkiye şampiyonu olunmasında pay sahibi oldu. 1971 İzmir’de çağrıldı. Avusturya, Yunanistan ve Türkiye üçlü müsabakada sutopu milli takımında yer aldı.  Bulgaristan’ın başkenti Varna’da yapılan Balkan Şampiyonası’na takımın en genç oyuncusu olarak katıldı.

Özellikle sutopu konusunda Adana’ya gelerek kendilerine antrenman yaptıran, daha sonra da milli takımda birlikte oldukları Yugoslav Darko’dan çok şeyler öğrendiğini belirten Cevdet Canbolat, Adana havuzunda ki aile ortamındaki dostluğu, rekorlar ve şampiyonlukları yaşamı boyunca unutamayacağını kaydetti.

EN BÜYÜK ÖDÜL GAR LOKANTASINDA 3 ÖĞÜN YEMEK

Cevdet Canbolat, yüzme ve sutopunun zirvesindeyken kardeşi milli yüzücü Çetin Canbolat, Sırtta çok başarılı olan Ali Uçar ve serbestte Mehmet Dilmaç ile Yüzme İhtisas Kulübü’ne gittiklerini, burada kardeşi Çetin Canbolat’ın hayli başarılı olduğunu, kendilerinin çeşitli nedenlerle Adana’ya döndüklerini anlattı.

Cevdet Canbolat, yüzücü olarak unutamadığı en büyük anıları bulunduğunu. Bunların başında Efsane sporcu  

Muharrem Gülergin’in Gar lokantasında 3 öğün yemek yediğini, iyi beslendiklerini, bunun derecelere yansıdığını ifade etti.

Faal spor yaşantısından sonra hakemlik ve antrenörlük yapmayan Cevdet Canbolat, İncirlik Üssü’nde görev yaptığını, daha sonra da yine İncirlik kasabasında ticaret yaptığını sözlerine ekledi.

MİLLİ YÜZÜCÜ BENCAN: “CEVDET ÇOK HIRSLI VE GÜÇLÜ BİR YÜZÜCÜYDÜ”

Milli maratoncu, antrenör ve eski Merkez Hakem Kurulu Üyesi Gürhan Bencan, Cevdet Canpolat’ın sağlığına ve beslenmesine dikkat eden hırslı ve güçlü bir yüzücü olduğunu söyledi.

Cevdet Canbolat’ın aynı zamanda sutopunda da hayli başarılı olduğunu ifade eden Gürhan Bencan, şöyle devam etti:

“Cevdet Canbolat’ın sporda başarılı olmasının temeli cimnastik sporu yapmasıdır. Havuza da erken yaşlarda geldi. Önceleri serbest ve kurbağalama gibi farklı stilde yüzüyordu. Daha sonra yüzmede en zor branş olan kelebeği seçti. Bunda da kendini hayli geliştirdi. Adana’da kelebeği herkes makas ile yüzerken Cevdet dolfin yüzerdi. Cevdet’in bir başka özelliği de müsabaka öncesinde adeta kendini kampa ılır ve yarışa yoğunlaşırdı. Kendine özgü stili vardı. Cevdet çok konuşmaya sevmezdi. Farklı bir dünyası vardı. Ayrıca, 2. Kuşak yenilmez armada sutopu takımında uzun yıllar benimde bulunduğum, ayrıca Mustafa ve Erdal Acet, Yılmaz Boztay, Ayhan Karataş, Ahmet Bozdoğan, Kemal Oyuntu, Turgay Şenyüz, Ergüven Merkezli, hatta Ünsal Fikirci ile aynı takımda yer aldı. Birlikte birçok şampiyonluklar yaşadık. Bunun yanı sıra İncirlik üssünde birlikte çalıştık. Havuzda o dönemlerde aile ortamında iyi bir dostluk vardı. Başta Fahri Yılmaz olmak üzere, Cumali Kandilci, Ahmet Gökbuket, Cabbar Yuva çok iyi anlaşırlardı. Cevdet, hakem ve antrenörlük yapmayı pek düşünmedi. İş yaşamına atıldı, Yolu açık olsun.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor