KIZILIRMAK değil ARAS gibi coşkun akan

Sonunda söyleyeceğimi peşinen yazarak başlıyorum: R T Erdoğan, Anayasayı değiştirmek dahil, ne yaparsa yapsın ne zaman yaparsa yapsın artık asla demokratik bir seçim sandığından çıkamaz.
Çünkü başta kendi partilileri, seçmenin büyük çoğunluğunun ne kronikleşen aş-iş derdinin ne adalet-demokrasi ve güvenlik sorununun, çözüleceğine dair en küçük umudu kaldı.
Çeyrek asırdır o denli yinelenen, tutulmayan vaat ve sözler var ki, U dönüşler, yüzlerce reklamlar, muhalefete dönük karalama-suçlama ve hak-hukuk dışı uygulamalar seçmende en küçük beklenti bırakmadı.
Bu gerçeğe karşın Partili Cumhurbaşkanı R T Erdoğan’ın (Cumhur İttifakının) hala bir yandan DEM (A. Öcalan) ile sürdürdüğü pazarlık diğer yandan K. Kılıçdaroğlu’nu kullanarak CHP’yi dağıtma hinliği NİYE derseniz?
Kendisi dedi ya, “Hak vaki olana kadar buradayım”; etik bir benzetme değil ama benim anladığım AKP Genel Başkanı, “çıkmadık canda ümit vardır” deyişine bel bağlamış!
Bir süre önce hakkında çok iyi düşünmeyenler gibi ben de, son aylardır CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in gösterdiği cevval ve kararalı liderliğinin Partisi üzerindeki ve içindeki hukuksuzlukların ve oyunların sonucunu boşa çıkaracağına inanıyorum.
Dolaysıyla, AK Sarayın (Cumhur İttifakının) laik demokratik ve dirlik- birlik-bütünlük- içindeki devleti, DEM ile pazarlama çabası, ya sandıkları kıracak-yakacak ya da erteleyecek bir seçimin bile olasılığını gösteriyor.
Bu cesareti Ona, başta D. Bahçeli olmak üzere devletin bütün güçlerini dipten ele geçirmiş iki-üç atanmış otokrat Bakanın verdiğini sanıyorum.
Ama bilsinler ki artık karşılarında, gençliğin başını çektiği halk çoğunluğunun katıldığı kitlesel bir muhalefet var. Kızılırmak gibi sakin değil, Aras gibi coşkun akan.