KRİZ GENÇLERİ VURUYOR

Adana‘nın merkez Seyhan ilçesi, Demetevler Mahallesi’ndeki müstakil bir evden silahlı sesi duyuluyor.  Silah sesini duyanlar, durumu polis ve sağlık ekiplerine bildiriyor. Olay yerine sevk edilen 112 Acil Servis ekipleri, yaptıkları kontrolde Muzaffer O. Adındaki gencin tabancayla vurularak öldürüldüğü belirleniyor..

Evin, Muzaffer O’nun arkadaşına ait olduğu ve konuta sonradan gelen 3 kişi tarafından darp edildikten öldürüldüğü öne sürülüyor..

Peki bu ve benzeri olaylar neden hızla ilerliyor?..

Kadın cinayetleri neden zirve yapmayla başlıyor?

Hırsızlık, alkol kullanımı , uyuşturucu bağımlılığı neden zirveden düşmüyor..

Bir zamanlar, kolluk kuvvetleri sık sık denetim yaparlardı.. Hatta gazetecilere de bilgi vererek alkol, silah, uyuşturucu operasyonu yaparlar, kimlik kontrolünde bulunurlar, yakalananları da kamuoyuna yansıtırlardı..

Organize suç örgütleriyle ilgili de yakın takipte bulunulur, hücre evleri elegeçirilirdi..

Biz, bunları uzun süreden beri göremiyoruz..

Mesela, Adana uyuşturucu kullanımında ileri aşamada..

Önlem olarak ne yapılabiliyor?

Adana’da son cinayet olayı gibi..

Genç adam arkadaşının evindeyken, birileri silahlı baskın yapıyor, öldürüyor.. Hayat bu kadar ucuzladı mı?

Türkiye Psikiyatri Derneği Genel Başkanı Psikiyatrist Dr. Şeref Özer, hızlanan cinayetlerle ilgili düşüncelerini şöyle dile getiriyor;
Türkiyede artan bir şiddet eğilimi var. Ama basında yer alan cinayetler artıyor gibi bir söylem için elimizde bilimsel verilerin olması lazım. Gazeteler sayfalarında benzer olayları işliyor. Bazen bir şeyin yapılış biçimi aynı şeyi yapmayı planlayanlar için örnek teşkil ediyor.
İngiltere
de bir dönem bir film gösterilmiş. Bu, motosikletleri ile yüksek yerlerden atlayan insanları gösteren bir film. O filmin gösteriminden sonra bütün acil servislere bu tür yaralılar daha çok gelmeye başlamış. Bilim adamları, oradan yola çıkarak kopiketz denilen bir hipotezden bahsediyorlar. Yani insanlar, özellikle genç kuşaklar, bir davranışı hiç düşünmeden kopyalayıp uygulayabiliyorlar. Çocuğun ailesinde gördüğü şeyi aynen tekrarlaması gibi. Yaşanan olayların nedeni bu olabilir. Bir dönem de intihar vakalarında aynı şey olmuştu. Bir kişinin intihar etmesinin ardından intihar eden birçok kişi çıkmıştı ortaya. Böyle bir şey olabilir.”
Soru; “Cinayeti işleyen kişiler nasıl bir ruhsal yapıya sahip?”
Bunların bir kısmı ruh sağlığı yerinde olmayan insanlardır. Onun dışında yaşadığımız ortamda kaotik bir yapı var. Birincisi, insanların sosyal değerleri değişmiş durumda. İnsanlık, arkadaşlık, dostluk birbirine yardım gibi değerler çok fazla kalmadı. Şimdi herkes başının çaresine bakmaya çalışıyor. Daha çok bireycilik, kendini kurtarma çabası gelişmeye başladı. İnsanların büyük çoğunluğu kriz içerisinde. Kimse geleceğinden emin değil. İşsiz kalmış, ne yapacağı belli değil. Kaotik bir ortamdan dolayı şiddet ortaya çıkabiliyor. Sadece cinayet olarak düşünmeyelim bunu; adam vurma, adam yaralama, darp etme, kapkaççılık, birine zarar verme gibi genel anlamda şiddet artmış durumda. O gözle bakmak lazım. Sadece artan cinayetler değil ki. Şiddet artmış durumda. Bunun altında yatan neden ise geleceğini göremeyen insanların kolay bir çıkış yolu olan şiddete başvurmaları. Belki bunun bir boyutu da söylenemeyen, dile getirilemeyen şeylerin kişisel eylemle ortaya çıkması. İnsanlar arasındaki iletişimin azalması. Sorun çözme yöntemlerinin kullanılmaması. İnsanlar, ya öfkelerini dile getirmek için ya da hızlı sonuç alabilmek için şiddeti kullanmaya başladılar.
Soru “Basının olayları ele alış şeklini nasıl değerlendiriyorsunuz?”
Bu tür olayları televizyon kanallarının çok öne çıkarmaları, ıcığına cıcığına kadar çok deşmeleri… Televizyonda görüyoruz mesela, yakalanmış bir cinayet suçlusu mahkemeye götürülürken televizyoncu elindeki mikrofonu adamın ağzına sokar gibi uzatıp ‘nasıl öldürdün, kaç parçaya böldün gibi sorular soruyor. Sorun, işlenen cinayetlerin yanı sıra medyada yer veriliş şekli. Bütün medyada cinayetler ayrıntılarıyla anlatılıyor. Hatta canlandırma yapılıyor. Eskiden birtakım programlarda yapılıyordu, şimdi haberlere kaydı bu iş. Normal bir bültende bu haberler çok ayrıntılı veriliyor. Kaç parçaya bölündüğü, ne yapıldığı ne edildiği, yapan kişinin neler söylediği…bu tür haberlerin veriliş biçiminde de sorun var. Bunlar da olduğu gibi taklit etme psikolojisinde olan insanlara bir örnek teşkil ediyor aslında. O nedenle medyada bu haberler çok öne çıkarılmamalı. Satışı artıracak bir şey belki bu ama insana zarar veren bir şey aynı zamanda.
İşlenen seri cinayetlerin altında yatan psikolojiden söz eder misiniz?
Seri cinayet işleyen kişiler, daha farklı bir ruh haline sahip. Öteki türlü birisi birisine kızıyor, amacı onu yok etmek. Birden çok insana düşmanlık olabilir mi farklı kentlerde? Belli ki bunlar daha farklı bir ruh haline sahipler. Eski zamanlarda da bunlar vardı. Toros Canavarı gibi, televizyonlar buna çok fazla yer vermezlerdi. Teknik imkanların yetersizliğinden de kaynaklanıyor bu. Konuşulur, unutulur giderdi. Bunlar işi artırıyor. Cinayet birse 20 kanalda aynı haber abartılı bir şekilde veriliyor. Ülkemizde çok ciddi bir ekonomik kriz var. Hiç kimse geleceğinden emin değil. Bugününden emin değil. Bir çıkar yol göremiyor insanlar. Sürekli kendilerini tehdit altında hissediyorlar. Kriz dönemlerinde bu tür olaylar artıyor.”

İşte olay tamda bu..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor