Kronik böbrek yetmezliğii hayati tehlike yaratıyor
HABER: Yener EKİNCİ
ADANA (BÖLGE)-Böbrekler her türlü
duruma kolay uyum gösterebilen, dirençli ve çok güçlü organlar. Bu nedenle
böbreklerde oluşan bir hasarın belirtileri geri döndürülemez seviyeye gelene
kadar ortaya çıkmayabiliyor. Bunlardan biri olan kronik böbrek yetmezliği de hayati
tehlike yaratması nedeniyle tedavisi zor bir hastalık olarak tanımlanıyor ve ne
kadar erken teşhis edilirse organ kayıpları ve yaşamsal risk de o derece azalıyor.
Böbrek yetmezliğini kısaca böbreklerin çalışmasının yavaşlaması veya durmasına
bağlı olarak kanda bulunan su, tuz ve diğer minerallerin dengesinin bozulması şeklinde
açıklayan Medline Adana Hastanesi
Nefroloji Uzmanı Dr. Pınar Ergin, “Böbrekler çalışmadığında elektrolitler
ve atık sıvılar vücutta birikir ve bunların seviyesi yükseldikçe vücutta ölümcül
sonuçlar doğurabilen sorunlar gelişmeye başlar” diyerek bu hastalık hakkında
önemli bilgiler verdi.
Halk sağlığı sorunu
Kronik böbrek yetmezliğinin
böbreklerin işlevlerini yavaş yavaş kaybettiği uzun bir süreç olduğunu anlatan
Dr. Pınar Ergin, “Hastalık, erken evrelerde özel bir belirti vermediği için
farkındalığı görece olarak az olan hastalıklar grubundadır” diyerek tüm dünyada
yaygınlaşmış önemli bir ‘halk sağlığı sorunu’ olduğunu da kaydediyor.
Rutin kontroller önemli Kronik
böbrek yetmezliğinin toplumda sık görüldüğünü belirten Dr. Pınar Ergin, “Bu
hastalık yaşam kalitesini düşüren ve aynı zamanda büyük mali yük getiren bir
hastalıktır. Erken teşhis edilebilen ve önlenebilen veya geciktirilebilen bu
hastalıkta hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalığı olanlar, ailesinde
kalıtsal kistik böbrek hastalığı veya böbrek taşı bulunanlar, obezite hastaları
ve sigara kullananlar risk grubundadır. Hastalar rutin kontrollerini aksatmadıklarında
sorun henüz klinik belirti vermeden fark edilebilir ve gerekli tedbirler
alınabilir” diyor.
Tanı için test gerekiyor
Hastalığın tanısı için rutin biyokimyasal testler, tam idrar tahlili, spot
idrarda protein, kreatinin tayini ve renal ultrasonografiye başvuruluyor. Tanı
konduktan sonra ayrıntılı testler ve gerek olursa böbrek biyopsisi ile hastalığa
yol açan sebep bulunabilirken hastaların yaklaşık yüzde 13’ünde ise neden
tespit edilemeyebiliyor.
Tedavisi 3’e ayrılıyor
Kronik böbrek hastalığının tedavisi hakkında da bilgiler veren Dr. Pınar
Ergin bu tedavilerin 3’e ayrıldığını söyleyerek şöyle özetliyor:
Hemodiyaliz tedavisi: Hastanın
kanının vücut dışına alınıp hemodiyaliz cihazında bulunan ve içinden özel
bileşimli sıvı geçen filtreden geçirilip zehirli atıklardan ayrıldıktan sonra
başka bir damardan hastaya geri verilme işlemidir.
Periton diyaliz tedavisi: Hemodiyalizdeki
filtre görevini hastanın kendi karın zarı görür. Bu tedavi görece olarak
böbreklerin henüz tüm fonksiyonunu yitirmemiş, önceden karın zarı bütünlüğünü
bozacak herhangi bir ameliyat geçirmemiş hastalarda uygulanabilir.
Böbrek nakli: Kronik böbrek
yetmezliğinde nakil, altın standart tedavidir ve en etkili yöntemdir. İlk
tedavi seçeneği olarak başlanabileceği gibi, hemodiyaliz veya periton diyaliz
tedavisi başlandıktan sonra da uygulanabilir ve canlı vericiden veya kadavradan
bağış yoluyla gerçekleştirilir.