KÜRT SORUNUNA ECEVİT GİBİ BAK
Bir Baktık Diyarbakır’da şenlik var.. Devletin başı orada, İbrahim Tatlıses orada, Irak’ın ünlü türkücüsü orada, müthiş bir kalabalık, zılgıt çalınıyor, heyecanlı konuşmalar yapılıyor.. Finali de iki türkücü, Kürtçe-Türkçe türkülerle yapıyor..
Olmayan Abdullah Öcalan.. O da cezaevinden mektup gönderiyor.. Mektup okunuyor, alkışlar, alkışlar..
Sonra!.. Akil adamlar başta olmak üzere görüşmeler, buluşmalar, valilere karışmayın talimatı, MİT mensuplarıyla yurt dışında görüşmeler, bu arada “Dokunmayın” talimatlarıyla, eşilen kanallar..
Sadece o mu.. Kıbrıs Türk kesiminin sınırında, tellerin üzerine çıkarak Türk bayrağını indiren Rum gencini, Türk askeri alnından vurarak öldürmüştü..
Ama Türk Silahlı Kuvvetleri’nin doğudaki Askeri kışlasında bir kişi, göndere çıkarak Türk bayrağını indirmiş, kimse kılını bile kıpırdatmamıştı.. Çünkü o bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı.. Türk askeri, kendi vatandaşını alnından vurmamıştı.
Bir oyun mu oynanıyor yıllardır? Senaryosu yazılmış, oyuncuları belirlenmiş bir oyun mudur yaşadığımız olaylar..
Bir de merhum Bülent Ecevit gibi bakalım;
“Kürt sorunu olsa, Bala’da da oldurdu, Haymana’da da olurdu, Kulu’da da olurdu, Cihanbeyli’de de olurdu. Güneydoğu’nun dışında Kürt sorunu diye bir şey yok, çünkü aramızda ayrı gayrı da yok.
Bu ayrılıkçı hareketler dışarıdan körükleniyor. Ortadoğu çok önemli bir bölge, petrol bölgesi. Asya’nın, Avrupa’nın kavşak noktası, çok önemli bir yerde ve bu çok önemli bölgenin en önemli ülkesi de Türkiye. Emperyalizmin bir kuralı vardır, böl ve yönet buna bizim Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendi güzel Türkçeleriyle, ‘ayır – buyur’ derler. Böylece ayıracak ki, kendi buyruğu geçebilsin. Aslında birçok ülkede bizde olanın çok ötesinde etnik sorunlar, soy ayrımı sorunları var ama hiçbir başka devlet o ülkelerin bu gibi sorunlarına karışmaz.”
Bir başka devletin sorunlarımızı çözmesine izin vermezsek, varsa meselemiz kendi aramızda da çözeriz.
Keşke, Ecevit gibi düşünsek ırkına, dinine, mezhebine bakmadan her bireyi Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olarak görsek ve silaha sarılmanın dış güçlerden kaynaklandığını, amaçlarının böl-parçala- yönet olduğunu anlatabilsek-anlayabilsek..
Çok mu zor?