KUZULARIN SESSİZLİĞİ!..

Geçtiğimiz hafta sonu uzman havacı pilot Rahmi Süren ile sohbet ediyorduk…. Sohbetimiz özellikle Adana’nın geldiği sosyal ve ekonomik durum üzerineydi.. Konu Adana Hava Limanı’na geldi.. Adana’da mı kalacak, yoksa Mersin’e mi taşınacaktı..

Hazırladığı bir raporu verdi..  Şakirpaşa Havalimanının kullanılan uçak trafik kapasitesinin yüzde 60 , kullanılmayan trafik kapasitesinin ise yüzde 40 olduğu yazılıyordu. Yani, kapasitesinin yüzde yüzünü kullanmıyordu..

Peki Şakirpaşa havaalanı neden Mersin’e taşınıyordu? Bu soruyu Rahmi Süren’e sorduk.. O da yanıt bulamıyordu.. Mersin’e taşınacak havaalanı için milyarlarca lira harcanacak, yap, işlet, devret modeli uygulanacaktı.. Ne gerek vardı!

Adana Şakirpaşa hava limanı, Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne kayıtlı uçakların tamamı iniş-kalkış yapabilmekteydi. Üstelik, Adana havaalanı, şehir merkezine  mesafe süresi sadece 80 metre.. Oysa bu rakkam, yakın komşumuz Konya”da 11 kilometre..

Yani tüm yabancı ülkelerde bu mesafe 50 kilometre ile 18 kilometre arasında iken, Adana Şakirpaşa Hava limanı ile şehir merkezi arasındaki mesafe sadece 80 metre..

Yani, Havalimanları Değerlendirme Konseyi Airports Council international Konseyi Airports Council İnternational tarafından şehir merkezine en yakın kategoride 64 yıldır üst üste birinci olan ve mevcut durumunda rakibi dahi bulunmayan dünyada tek havaalanı Adana Şakir paşa hava alanıydı.

Yani dünya şampiyonu..

Peki böyle bir durumdaki Adana Havaalanı neden milyonlarca Euro harcanarak Mersin’e taşınmak isteniyordu?.. Paranın çokluğundan mı?

Bakın, konuyla ilgili Bakanlık nasıl bir açıklama yapmıştı; “Garanti verilen yolcu sayısı hususunda işletme süresinin ilk 12 yılı ile sınırlı olmak kaydıyla yolcu garantisi verilmiş olup 2 milyon 353 bin 787 iç hat giden yolcu, 347 bin 374 dış hat giden yolcu sayısı garanti edilmiştir. 12 milyon yolcu garantisi verildiği ifadesi tamamen yalandır. Mevcut kapasitesi 3 milyon yolcu olan Adana Havalimanında 2019 yılsonu itibariyle yaklaşık 5 milyon 60 bin yolcuya hizmet verilmiştir. Bölgenin daha büyük bir havalimanına ihtiyaç duyduğu gerçeği ortadadır”

Oysa CHP Adana Miletvekili  Ayhan Barut, Çukobirlik’in kapanmaması için verdiği tepkide ne kadar haklı çıktıysa, Adana Şakirpaşa Havaalanı’nın Mersin’e taşınmasına  tepkisinde de o kadar haklıydı..

Şöyle diyordu; “Çukurova’nın en verimli tarım toprakları üzerine rant aşkıyla yeni bir havaalanı yapmak istiyorlar. Bunların amacı rant, talan ve Adana’ya darbe vurmak. Adana’da zaten travma  yaşanıyor. TRT’sinden Karayolları’na bütün bölge müdürlükleri ve kurumlar zaten Adana’dan taşınıyor, fabrikalarımız kapatılıyor, Adana’nın değerleri yok ediliyor. Şimdi aynısı havaalanı için yapılmak isteniyor. Biz komşu ilimiz Mersin’e havaalanı yapılmasına karşı değiliz. Mersin’in ve Adana’nın da ihtiyacını karşılamayacak bu yeni proje. Mersin’in batı ve kuzey tarafında, verimli tarım toprakları olmayan, Mersinli hemşehrilerimizin istediği yere havaalanı yapılsın. Bu nedenle Adana Havaalanı’nın yanı başındaki bir yere, Mersinliler’in de istemediği bir bölgeye Çukurova Bölgesel Havalimanı yapılması israftır. Yeni havaalanı işletmecisine yolcu garantisi veren bakanlık, Adana Havaalanı’nı kapatmak için bahane arıyor. Hep söylüyoruz, Adana Havaalanı’na yatırım yapılsın diye. Elinizi tutan mı var? İsraftan kaçının, bölgenin yeni havaalanına ihtiyacı yok çünkü. Adana Havaalanı’nın pistleri, terminalleri, binası, parkı ve apronları için yeteri kadar yatırım yapın. Çukurova Bölgesel Havalimanı’na bu kadar para dökeceğinize, bölgenin de ihtiyacını karşılayan, ülkemizin en güvenli havalimanı olan Adana Havaalanı’nı iyileştirin. Adana Havaalanı’nı kapatma ısrarından vazgeçin. Adana’yı cezalandırmak yerine, pistlerin uzatılması ve genişletilmesi için uygun bir alana da sahip kentimize sahip çıkın. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, kamu kaynaklarını pervasızca savurmayın. Ülkemize ve kentimize kötülük etmeyin artık daha fazla”

Kısacası, Adana sahipsizdi.. Sahipsiz kalmaya mahkumdu.. Sahip çıkanlara da destek vermeye korkanlar vardı. Nasıl dün makinaları, araçları, gereçleri satıldıysa Çukobirlik’in. Nasıl bugün Çukobirlik arazileri parsel parsel satılıyor ise, Adana Şakirpaşa Havaalanı da parsel parsel satılacak..

TRT’nin Atatürk caddesindeki yerinin Salı günü satılacağı gibi..

   Rahmi Süren’le sohbetimiz bitmiş, yürüyerek Atatürk Parkı’na geçmiştik ki “Nevzat” diye bir ses duyduk. Baktım, maskeli biri.. Maskesini indirdi tanıdım “Sıtkı abi” dedim.. Sıtkı Kulak ile bazan telefonla konuşuyorduk, bazı dostların telefonun numarasını birbirimizden istiyorduk. Ama yüz yüze gelemiyorduk uzun süredir.. Ayak üstü sohbet ettik.. Ayrıldıktan sonra düşündük..

  Müteahhitti.. Adana’ya ve Adanalılara hizmet için okullar yapmış, Milli Eğitime devretmişti, çocuklar iyi yetişsin, ülkesine , memleketine yararlı olsun  diye.. Özel okul yapıp para kazanmayı aklının ucundan bile geçirmemişti.,  Cami yaptırmış, halk dini vecibesini yerine getirsin istemiş, Diyanet’e bağışlamıştı..Aklının ucundan bile geçirmemişti konut yapıp, yüksek fiyatla satıp servetine servet katmayı..

Ya başkaları.. Dün yatacak,  yer, yiyecek ekmek bulamayanlar, bugün gökdelenler yapıyor, hastaneler kuruyor, oteller, özel hastaneler zincirine yeni halkalar ekliyor. .. Soran yok,bu değirmenin suyu nereden geliyor diye. Soran yok, bu serveti nasıl ve hangi yolla kazandın diye.

Gözlerimizin önünden eski Adana ve eski Adanalılar geçiyor.. Sakıp Sabancı, Hacı Sabancı, Bahtiyar Olgun, Hikmet Savatlı, Turgut Yeğenağa, Mustafa Paksoy, Ahmet Sapmaz, Mahmut Karabucak, Halis Toprak, Selahattin Canka, İsmail Kulak, Celal Serin, Gani Giric ve saymakla bitmeyecek değerleri vardı Adana’nın…

Eğer bugün yaşıyor olsalardı, yeri yerinden oynatır, Ankara’ya karargah kurarlar hükümeti sarsarlardı…

Ne yazık ki, gelenler gidenleri çooook, ama çok aratıyor. Dün Adana ve Adanalılar için masaya yumruk vuranların çocukları, bugün KUZULARIN SESSİZLİĞİNİ oynuoyrlar.

Fabrikalar satıldı, makinaları satıldı, arsalar satıldı, Adana ekonomisi çöktü, sesi çıkan birkaç kişinin dışında yok artık…

Konuşanların sesini duyuranlar da yok.

Yarın TRT’nin Adana’daki arsası satılıyor, şehrin göbeğinde… Sonra stadın karşısındaki alan, sonra Özal Bulvarı üzerindeki alan…

Ne kadar değerli arsa varsa satılıyor…

Konuşan var mı?

İtirazı olan var mı?

Bu serveti nereden buldun diye soran var mı?

Devam edin kuzuların sessizliğine..

Unutulmaması gerekne, susma sustukça sıra sana gelecek gerçeği…

40 yıl önce Adana’yı düşünen ve şu kararı alan Adanalıları, bugünkü Adanalılar iyi okusun!

”..Yurdun süratli kalkınma ihtiyacı, sanayii ile ilgili muhtelif problemlerin ciddiyetle ele alınmasını ve ilgili merciilere kolaylıkla ulaştırılmasını zaruri kılmaktadır. Planla ilgili hususlar, sanayii yatırımlarının teşviki, çeşitli vergi münasebetleri, sanayi bölgeleri, sanayi mamüllerinin ihracı, sanayimizin reorganizasyonu, işveren ve işçi münasebetleri ve nihayet müşterek pazar gibi çeşitli önemli mevzularda bilgi, ihtisas ve tecrübeye dayanan çalışmalara süratle başlamak zorundayız.

  Adana”da kurulacak bir sanayi odasının bu sahalarda yapacağı müsbet çalışmaların ve bilhassa ilgili resmi organlarla yakın temaslar sonunda, varılacak neticelerin ehemmiyetine samimiyetle inanıyoruz.

  Bu itibarla, Adana vilayeti içinde faaliyette bulunan biz sanayiciler, 5590 Sayılı Kanunun 3. ve 4. maddeleri mucibince -gereğince- Adana Sanayi Odası kurulması, hakkındaki dileğimiz, işbu tutanakla tespit ederek, bunun tahakkuku için alakalı makamlar ve şahıslar nezdinde bizleri temsile ve muameleleri icraya yetkili olmak üzere; Sakıp Sabancı, Ahmet Kavrakoğlu, Yalçın Yarman, Hizbullah Ocak, Mustafa Paksoy ve Selahattin Cankayı vekil ve temsilci seçtik.” (Adana Sanayicileri)

Tarih 5 Aralık 1966”yı gösterdiğinde bütün prosedürler yerine getirilmişti. İlk Yönetim Kurulu ve ilk Meclis Toplantısı da bu tarihte yapılmıştı.

Adana Valisi Ö. Lütfi Hancıoğlunun da katıldığı toplantıda ilk Meclis üyeleri; Kemal Tuncel, Ahmet Kavrakoğlu, Hizbullah Ocak, Sakıp Sabancı, Selahattin Canka, Kenan Çetinel, Yalçın Yarman, Rüstem Sardaşlar, İhsan Fikri Pancaroğlu, Bahri Ay, Teyfik Yılmaz Sergici, Kadir İpek, Bahtiyar Olgun hazır bulundular.

İlk toplantıda Meclis Başkan ve Başkanvekili seçildi. Meclis Başkanlığına Selahattin Canka, Başkanvekilliğine ise Bahtiyar Olgun seçilirken Yönetim Kurulu Başkanı  Sakıp Sabancı oldu.”

 Yani Adana ve Adanalılar için böyle çalışan, heyecan duyanlar vardı.

   Var mı bugün böyle bir heyecan.. Var mı bugün öyle bir Adana ve Adanalılık sevdası..

  Devam edelim KUZULARIN SESSİZLİĞİNE!..

Seyredin, sırtınıza basa basa haksız kazançla servetine servet katanları..

Unutulmaması gereken; “Haramın en zoru başıdır, sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alışılır, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir. Sonra da kalp başka bir haramı arar.”

SAKIP SABANCI: Adana’nın kalkınmasını başlatan, sonra Türk ekonomisine katkıda bulunan, dünya çapında bir iş adamıydı.. ÇALMADI, ÇIRPMADI..

SITKI KULAK: Adana’ya  Adana sporuna sosyo-ekonomik birçok katkılarda bulundu, okullar yapıp Milli Eğitim’e , cami yapıp Diyanet’e devretti.. ÇALMADI, ÇIRPMADI..

SEMİRAMİS KULAK: Sıtkı Kulak’ın eşi.. Hayatın her alanında sosyal faaliyetlerde bulundu, fakir fukaranın yardımcısı oldu.. Türk Anneler Derneği’nin Adana Şube Başkanı oldu.. Askerlerimiz üşümesin diye, çorap, kazak ördüler.. Semiramis Kulak “Derneğimiz annelerin eğitimine de gönüllü bir dernek. Yetenekli çocuklarımız var ama olanakları yok işte biz o imkanları olmayan çocuklarımıza da burs veriyoruz. Bu gibi çeşitli faaliyetlerimiz bulunuyor. Bir diğer faaliyetimiz de askerlerimizin zorlu hava şartlarına uygun kıyafetler örmektir”diyor.. ÇALMIYOR, ÇIRPMIYOR..

RAHMİ SÜREN: Adana Havaalanı’nın dünya çapında olduğunu, Mersin’e taşınmasının sosyal ve ekonomik zararlara yol açacağını söyleyip, bu yönde mücadele veren uzman havacı Nevzat Uçak’a bilgi veriyor.  Adana’nın değerlerine sahip çıkıyor..ÇALMIYOR, ÇIRPMIYOR..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor