LİMONDA BU YIL

Limon hasadı başladı. Hemen hemen her üründe olduğu gibi limonunda ilk hasadı Adana’da yapılıyor. Bu yıl fiyat açısından sezon iyi başladı. Limon üreticileri sezona mutlu başladı.
Son yıllarda limon ile ilgili ciddi pek çok sorun yaşanmıştı, umarım bu yıl bu sorunlar yaşanmaz. Tüm paydaşlar inşallah geçmiş yıllardan bir ders almıştır.
Bana göre yaşanan sorunların temelinde aslında plansız ve kalitesiz üretim söz konusu. Şöyle ki; plansız üretimden bahsederken geçen yıla göre Adana’da çiftçiler Ağustos ayında hasadına başlanan erkenci ürün olana mayer cinsi limon ekiyordu. Fakat Adana, Mersin, Antalya, Hatay ve Osmaniye’de bu tür limon ekim alanı o kadar çok arttı ki, pazarında sınırlı olması nedeniyle geçen yıl pek çok üretici mayer cinsi limonda beklentisini bulamadı. Hasada gelen ürünün dalda bekleme süresinin de sınırlı olması nedeniyle üretici zor anlar yaşamıştı. Tüm bunların sonucunda ise geçen yıl Çukurova bölgesinde uzun zaman sonrasında ilk kez mayer cinsi limon ekimi yapılmadı, farklı limon cinsleri dikildi.
Limondaki diğer bir açılması gereken parantez ise bizim çiftçimiz tüm narenciye ürünlerinde olduğu gibi limonu da Avrupa ülkelerinden çok Rusya, Moldavya, Polonya pazarına yönelik yetiştiriyor. Avrupa tüketeceği meyve ve sebzelerin üzerinde ilaç kalıntısı görmek istemiyor. Fakat bizim üretimiz bu kriteri aşıp pazarını büyütme adını çözüm aramıyor.
Ayrıca pek çok üretici üründe kaliteden daha çok, tonajda – rekoltede artışı yakalamak istiyor. Çünkü üreticimizin temel anlayışında ne kadar çok üretirsem o kadar çok para kazanırım anlayışı var. Tonajda istediği hedefe ulaşmak için ihtiyaçtan daha çok gübre veriyor. Mısır’da bir üretici bir ağaçtan ortalama 300 – 350 kilo mahsul almayı planlarken, bizim üreticimizi bir ağaçtan 1 ton ürün almanın mücadelesini veriyor.
Hal böyle olduğunda ağaçta yapraktan çok meyve oluyor. Ve bunun sonucunda ağaçtaki tüm meyveler aynı büyüklükte ve aynı kalite olamıyor. Çıkan bu sonuç ise işçiliğini artırıyor. Çünkü hasat sonrasında meyvelerin tek tek büyüklüğüne göre 4 – 5 kategoriye ayrılması gerekiyor. Ayrıca mahsul irili ufaklı olduğu için birden fazla pazarda satılması gerekiyor.
Kaliteli olanların ihracata gitmesi gerekirken, geriye kalanların en kalitelileri Türkiye’deki marketlere, ikinci kalitede olanların manavlara, daha kalitesiz olanların semt pazarlarına ve ıskartaların da meyve suyu fabrikalarına satılması gerekiyor. Eğer ürünler tek bir kalitede olsaydı üretici tek bir pazara hitap edecekti.
Bu yıl hasat sezonu başladı. Limon bu yıl bahçede sezonun başında 6-7 TL’ye kesiliyor. Halde ise fiyat 9 -10 TL’ye yükseliyor. Geçen yıl limonun haldeki fiyatı 25 kuruşa kadar düşmüştü. Fakat Adana’nın yerli ürünü, kara limon gibi gerçek limonlarda çok büyük sorunlar yaşanmadı. Çünkü mayer limon bekleyeme gelmiyor ve ürün yeşil renkten turuncu renge dönüşüyor. Ayrıca tadına ekşiden tatlıya dönüyor.
Fakat kara limon, dikenli limonda böyle değil. Gerçek limon paketlenip soğuk hava depolarında yazın tüketilmek üzere bile saklanamıyor. Raf ömrünün uzun olması, dayanıklı olması üreticinin elini güçlendiriyor. Üretici beklediği fiyatın oluşmasını bekleyebiliyor. Bu da fiyatların tüccarların, tüketicilerin değil de üreticilerin oluşturmasına zemin hazırlayabiliyor.
Bu vesile ile tüm limon üreticilerine bereketli ve bol kazançlı bir yıl dilerim.