MAVİ OTOBÜS VE AMERİKALILAR ADANA’DAN NE DİYE ÇEKİLDİLER

Bir dönem sokaklarımızda bizlerle yaşayan Amerikalılardan ve onları İncirlik’teki iş yerlerine ya da okullara götürüp getiren koyu mavi otobüsleri anlatmıştık. Bugün de neden çekildiklerine değineceğiz.
Amerika ile ilk diplomatik ilişkilerimiz 1927’ye dayanır. İkinci Kahire Konferansı ilişki bağlarını güçlendirdi. İkinci Dünya Savaşının sonlarına doğru, Şubat 1945’te, müttefikler yanında görüntü vermemiz yakınlaşmayı daha da ileri itti. Aynı yılın sonlarına doğru da Birleşmiş Milletler Platformunda yerimizi aldık.
O sıralarda dünya iki temel bloka ayrılmıştı: Komünistler ve bizim de içinde bulunduğumuz Liberaller… Amerika, giderek daha da yakınlaştığı Türkiye’nin NATO, OECD, Avrupa Konseyi, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlarda yer almasını destekledi.
KOMÜNİST DÜNYA’YA KARŞI İNCİRLİK ÜSSÜ
Bloklar arasında giderek artan gerginlik, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin ağa babası Rusya ile Hür Dünya’yı temsil eden (her nasılsa) Amerika arasında tehlikeli ve zaman zaman Atom Bombalı tehditlere varan davranışları ortaya koydu.
İncirlik Üssü, Amerika’nın, ya da Hür Dünya Ülkelerinin güçlü ileri karakolu mu dersiniz, Demir Perde’ye karşı ön savunma kalesi mi dersiniz, öyle bir nitelikle kuruldu. Karataş yolu üstündeki dev radarlar Akdeniz’de uçan sineği bile anında ekrana indirmekte idi. Üs, aynı zamanda, hem saldırı hem de savunma açısından son derece ileri bir teknolojiyle kurulmuştu. O yıllarda, göstermelik de olsa, Türk – Amerikan Dostluğu dillerden düşmüyordu.
TU KAKA DÖNEMİ
1962 Anayasası biraz daha sosyalist yapıyla onaylanıp kabul edilmişti. Bir de, Adnan Menderes Döneminde dinsel konular siyasi çıkar uğruna daha çok öne çıktığı için, aydın ve kendini aydın kabul eden bazı vatandaşlar Amerikan Karşıtı olarak ses çıkarmaya başladı. Sovyetler Birliği’nin de desteklediği sol görüş, bir dönem temel ilke olarak Amerikalılarla mücadele etmeyi kabul etti. Amerikan Büyükelçisinin arabası devrildi.
Yunanistan Kıbrıs’ı tek başına ilhak etmek için adada Türk avına başlamıştı. Bunun üzerine İsmet Paşa, damadı Metin Toker aracılığıyla Amerikalıların kulağına gerçek olmayan bir çıkarma haberi ulaştırdı. Başkan Johnson buna inandı ve 5 Haziran 1964 günü İsmet Paşa’ya ağır sayılabilecek mektup gönderdi. İsmet Paşa da aynı ağırlıkta cevapla, “Dünya yeniden kurulur ve Türkiye de burada yerini alır” şeklinde cevap verdi. Bu arada Yunanistan “Çıkarma” haberinden ürkmüş ve inine çekilmişti.
HAŞHAŞ VE KIBRIS
1971 Muhtıracıları haşhaş ekimini yasaklamıştı. Ecevit, 1974’te yasağı kaldırdı. kontrollü ekimi başlattı. Buna kızan ABD, veto ilan etti. Ardından Kıbrıs Zaferi kazanıldı ve bu kez veto’ya silah maddesi de eklendi. Devir değişti, Demirel Başbakan oldu. Amerika, haşhaş konusunda Demirel’e başvurduysa da tamamen ters cevapla karşılaştı.
Yetmedi…25 Temmuz 1975 günü genel Kurmay başkanı Demirel’e gelerek silah ambargosu nedeniyle Amerika’dan parça alınamadığı için uçaklarımızın uçamayacağını söyledi. Bunun üzerine Başbakan Demirel kabineyi toplayarak aynı gün 21 Amerikan Üssünü kapatıp Amerikalıları dışarı çıkardı ve üslerde sadece bayrağımız dalgalanır oldu.
Amerika, beklemediği bu hareket karşısında elbette Demirel’i de Ecevit gibi kara listeye almıştır ama, gururunu ezip vetoyu kaldırdı ve üslerin yeniden açılmasını istedi. Demirel kabul etmedi. Yeniden Başbakan olan Ecevit de açmadı. Üsler, 12 Eylül 1980 Darbesini yapan Kenan Evren tarafından açılabildi. Sonradan ortaya çıktı ki, Darbeci Evren ve arkadaşlarına Ameriklalılar “Bizim çocuklar…” diyormuş.
ÇARŞAMBAYA DEVAM EDECEĞİZ