MERAL AKŞENER VE SÜLEYMAN SOYLU

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün grup toplantısında beyazlara bürünmüştü.. Son derece şık ve morali yerindeydi.. Giriş konuşmasından sonra mevcut Anayasa’nın değiştirilerek çağdaş yeni bir Anayasa taslağını açıkladı..
Her maddenin içeriğini açıklarken, salon alkış yağmuruna tutuluyordu.. İşte Anayasa değişikliği taslağı ile ilgili maddelerden bazıları;
1-Tarafsız cumhurbaşkanı: Cumhurbaşkanlığı makamı partiler üstü ve tarafsız olarak milletin birliğini temsil edecek. Cumhurbaşkanının yetki alanı demokrasinin tıkandığı anlarda hakemlik görevini yapan devletin en üst organı olacak. Sadece temsili görevler üstlenmeyecek. Bazı görev alanlarının siyasi tartışmalarının dışında kalması şart.
2-Çoğulcu demokrasi, katılımcı meclis: Ülke yönetimi tek bir kişinin değil, başbakanlık ve bakan kurulunun yetkisinde olakca. Yönetme süresi, TBMM tarafından belirlenecek. Tek bir partinin sayısız hükümet kurmaya yetmezse, koalisyon kurulacak. Ama koalisyon kurulmadan önce şeffaflık gereği milletle paylaşacak.
3-Kuvvetler ayrılığı ve güçlü denetim: Bizim için herhangi bir vesayet kabul edilemez. Nitekim kuvvetler ayrılığı her türlü vesayetin önüne geçebilecek bariyerde.
Önerimizde devletin hiçbir kurumu anayasadan aldığı yetkiler dışında vesayet kuramayacak. Böylece Türkiye’de vesayet dönemi sona erecek.
Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin ülkede açtığı sorunların nedeni keyfilik. Bu durum uluslarası finans çevrelerinde ekonomik kırılganlığa neden oldu. Önerimizde, Merkez Bankası’nı müdahalelere kapatacağız.
Merkez Bankası Başkanı Bakanlar Kurulu tarafından beş yıllığına atanacak.
En az yüzde 5 oranında kadın üyelerden oluşacak bu kurumlarda başkanlar bakanlar kurulu tarafından 4 yıllığına atacanak.
TBMM, Türk milleti adına bütçe düzenlenmelerinde söz söyleyecek. Önerimizle yolsuzluk ile mücadelede kamu da denetimsizliğe son vereceğiz. Kamuda denetimsiz alanlara derhal son vereceğiz. Hükümetin bütün harcamaları Sayıştay denetimine açık olacak. Milletin parasını harcarken sığınılan ticarı sır saçmalığına son verilecek.
4-Hukukun üstünlüğü ve tam bağımsız, tarafsız yargı: Milletimizin her bir ferdi şartsız kanunun önünde eşit olacak. Hiçbir suç cezasız kalacak, ama bu ülkenin hiçbir yurttaşı da sahte delillerle cezalandırılmayacak.
Adil yargılama ancak bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından yapılabilir. Bu da hakim ve savcının tarafsız ve bağımsız olması ile mümkündür.
Mevcut sistemde cumhurbaşkanı ve bakan hukuksuzluğa sessiz kalıyor. Böyle hukuk olmaz, böyle adalet sağlanamaz. Bu nedenle, Türkiye bu utançtan kurtulacak. HSK, üye atama sistemi değiştirilecek. HSK, en az beşi kadın, 15 üyeden oluşacak. Adaylar barolar, üniversiteler tarafından önerilecek TBMM’de tarafından seçilecek. HSK üyeleri bir kez seçilecek ve görev süresi beş yıl olacak.
5-Devlette liyakat: İYİ Parti olarak ısrarla bir öneride bulunuyoruz, diyoruz ki liyakat vazgeçilmezdir. Ancak maalesef bir kişinin tercihlerine hapsedilen sistem, bir makama ulaşabilme kriteri, eş dost olma noktasında gelmişti.
Torpilin yeni adı haline gelen mülakat kaldırılacak. Liyakatli kadroların kaynağı akademidir. Apartmanlara sıkışmış üniversitelere çeki düzen vermek zorundayız. Bunu sağlamalının ilk koşulu da akademi ve mali özerklik. Bu nedenle güçlendirilmiş parlamenter sistemler üniversitelerin özerk hale getirilecek.
Rektör atamaları, kurum dışından yapılmayacak. Öğretim üyeleri kendi rektörlerini kendileri seçecek. En fazla oy alan öğretim üyesi YÖK bildirilecek ve ataması yapılacak.
Fakültelere de fakülte dışında dekan atanmayacak. Dekan, fakültenin öğretim üyelerinin içinden seçilecek.
15 Temmuz hain kalkışmasının ardından birçok kurum gibi TSK’da da büyük yıkıma neden oldu. Harp akademileri kapandı, milli savunma üniversiteleri kuruldu. Eğitimdeki liyakat sorununun, ordu içinde liyakata dönüşmesi kaçınılmazdır.
Askeri liseler ve harp akademeleri yeniden açılacak.
Her kurumun içinde Devlet Liyakat Kurumu oluşturulacak.
6-İnsan hakları ve bireysel özgürlükler: Demokratik, sosyal hukuk devletinin en temel kuralı olan kişinin bireysel özgürlükleri, hukuk tarafından en üst seviyede korunması sağlanacak.
STK’lar güçlendirilecek. Hak savunucuları yapmaları için önlerindeki engeller kaldırılacak. Devlet, STK’larla birlikte çalışacak.
İşçilere, öğrencilere, baro başkanlarına, doğaya sahip çıkan köylülerine, doğa savunucularına, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde itilip kakılan kadınlara, EYT’li vatandaşlarımıza hukuksuzca müdahale edilemeyecek.
7- Özgür basın: Basının özgür olmadığı bir ülkede, siyasetin ve seçimlerin eşit şartlarda yapılması mümkün değildir. Bunu AKP’nin medya düzeninde yaşadık.
Medya patronlarının diğer iş kollarındaki yatırımları çok sıkıcı denetlenecek. Medyayı diğer alanlarda avantaj olarak kullanılması engellenecek.
Bakın işte bu 7. Madde biraz değil, çok zor.. Neden mi? Örnek var..
Fatih Altay’lı kendi programının nasıl iptal edilip İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ayrıldığını kendi kaleminden okuyalım, basının getirildiği noktaya bakalım;
“Habertürk’ün herhangi bir biriminde herhangi bir yöneticilik sıfatım olmadığı için programın arka planı, hazırlanışı ile bir bilgim, bir fikrim yok idi.
Tek bildiğim, yönetimden bir arkadaşımın beni araması ve “Fatih Abi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Habertürk’e çıkmak istiyormuş. Pazartesi günü gelecekmiş. Pazartesi günü senin saatinde Kübra Par’ın programı olacak” diye haber vermesi idi.
Tek söylediğim şu oldu, “Keşke önceden haber verseydiniz. Pazar programım da bant yayındı ben de annemi görmeye giderdim birkaç gün.”
“Abi biz de yeni öğrendik” dedi.
Bu program nasıl ortaya çıkmış?
Tartışmalar üzerine onu da araştırdım.
Bakan Süleyman Soylu’nun danışmanları kanaldan tanıdıkları bir programcıyı arayarak Bakan Bey’in hakkındaki iddialar ile ilgili olarak Habertürk’te bir programa katılmak istediğini söylemişler.
Kübra Par’ın programına.
Programda farklı görüşlerden gazetecilerin olmasını da rica etmişler.
“Kimler olabilir” sorusuna da Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz’ın uygun olacağını söylemişler.
Merdan Yanardağ’ın adının verilmesi Habertürk’tekileri bile şaşırtmış.
Yayının pazartesi veya Salı günü Bakan’ın İstanbul’da olacağını ve programın bu iki günden birinde olmasının uygun olacağı da belirtilmiş.
Kendilerine Kübra’nın programının 23:00’te olduğu aktarılınca 21:00’de daha uygun olacağını belirtmişler.
Kanal ise “O zaman Çarşamba yapalım. Çünkü Pazartesi ve Salı Fatih Bey’in programı var” demiş.
Bakanlık tarafı “Çarşamba geç olur. Pazartesi 21:00″ diye ısrar edince Kanal yönetimi benim programı istedi.
Ben de seve seve verdim.”