Minik dostlarımıza DOST koruması

 

Pet klinisyenliğinin yanı sıra kanatlı hayvan endüstrisinde de görev yapan Veteriner hekim Gülay Şahin’e, idaresinde ki Dost Veteriner Kliniği’ne yaptığımız ziyarette, yakın geçmişte çok tartışılan; ancak halen kafada soru işaret olarak kalan bir soru yönelttik. ‘’Yediğimiz tavuklar hormonlu mu?’’ Şahin, konuyla ilgili yanlış anlaşılma ve algı yanılgısı olduğunu belirterek, ‘’Tavuğu büyüten hormon değil, yüksek proteinli yemlerdir’’ dedi.

***

RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ  

ADANA (BÖLGE) – Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanları çeşitli viral, bakteriyel ve paraziter hastalıklardan korumanın en pratik ve ekonomik yöntemi koruyucu veteriner hekimlik uygulamalarıdır. Bu uygulamalar; viral hastalıklara karşı spesifik aşı uygulamaları, iç ve dış paraziter enfestasyonlara karşı antiparaziter uygulamalar ve çeşitli çevre koşulları sebebi ile oluşabilecek bakteriyel hastalıklara karşı yapılan uygulamalar olarak basitçe özetlenebilir. Veteriner hekimlerin bu uygulamaları başarı ile yapmaları için öncelikle siz evcil hayvan sahiplerini bu konu hakkında bilinçlendirmek de bizlere düşüyor. Bu nedenle, merak ettiğim sorunların cevabını bulmak için Dost Veteriner Kliniği’ndeyim. Alanında tecrübeli bir veteriner hekim olan Gülay Şahin idaresindeki klinik, Mahfesığmaz Mahallesi’nde 7 gün 24 saat hizmet veriyor.

Sizi kısaca tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?

Balıkesir’de, 1973 yılında dünyaya geldim. Sırasıyla; Şanlıurfa’da Fevzipaşa İlkokulu, Ankara’da Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu ve aynı adı taşıyan lisesi ile İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden, 1995 yılında mezun oldum. Beşeri ilaç sanayide temsilcilik ve gıda sanayide veteriner hekimlik görevlerinde bulunarak çalışma hayatım devam etti. Bu dönemlerde, Mersin Eczacılık Fakültesi’nde yüksek lisansımı tamamladım. 2019 yılında ise kendime ait olan Dost Veteriner Kliniği’ni hizmete açtım. 2 çocuk annesiyim.

Kliniğinizde ne gibi hizmetler veriyorsunuz?

Kliniğimizde, küçük dostlarımız için yaşadığı sağlık sorunlarına itina ile yaklaşıp hiç bir detay atlamadan gereken tetkikleri yapıyor ve teşhisi koyduktan sonra uygun tedavi seçenekleri uyguluyoruz. Amacımız dostlarımızın sağlıkla ilgili bütün gereksinimlerini karşılamak, daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilmelerini sağlamaktır. Minik dostlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek, koruyucu hekimlik ve iyileştirici sağlık hizmetlerini veteriner tıbbın ulaştığı en üst düzeyde, bütünleşik bir yapı içerisinde, uygun ekonomik koşullarda topluma sunabilmek için görev yapıyoruz. Veteriner hekimlik alanındaki akademik çalışmaları ve bilimsel araştırmaları yakından izleyerek hayvan sağlığıyla ilgili her konuda yeni bilgi ve uygulamaların gelişmesini desteklemekteyiz. Batın ve göğüs boşluğu cerrahisi, göz cerrahisi, kulak kanal ablasyonu, kırık, çapraz bağ, patella luksasyonu gibi ortopedi operasyonları ameliyathanemizde yapılabilmektedir. Merkezimizde kısırlaştırma, sezaryen, komple veya kısmi meme operasyonları rutin olarak güvenli anestezi altında gerçekleşmektedir. Ayrıca; banyo ve tıraş uygulamaları da gerçekleştiriyoruz. Bunların dışında, kanatlı hayvan hastalıklarıyla ilgili ek branşım da yer alıyor. Sürü yönetimiyle ilgili et tavukçuluğu ve ticari yumurta tavukçuluğu sektöründe; sahada teşhis, tedavi ve verimliliği arttırma üzerine görev yapıyorum.

Soframıza gelen tavuk etiyle ilgili bir dönem çok tartışmalar gerçekleşti. Özellikle insanların kafasında, ‘’Bir civciv 40 günde nasıl tavuk olabiliyor?’’ sorusu hala var. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

Tartışmaların yoğun olduğu zamanda, bilen veya bilmeyen herkesin farklı iddialarla yaptığı yorumlar, bilgi kirliliğine neden oldu. Burada bir yanlış anlaşılma ve algı yanılması var. Şunu özellikle belirtmeliyim ki, tavukçuluk endüstrisinde hormon gibi kimyasalların kullanılması gerçekten mümkün değildir.  Çünkü bunlar çok pahalı ve tedariki güç ürünler sınıfında yer alıyor. Peki, madem hormon kullanılmıyor da bir civciv doğal halinden daha çabuk nasıl büyüyebiliyor? Protein ağırlıklı, yoğun takviyelerin yapıldığı bir beslenme programı sayesinde bu sonuca ulaşılıyor. Örnek verecek olursak; 40 günlük iki bebeğin birini sadece anne sütü ve su ile besleyip diğerini de anne sütü ve suyun yanı sıra besin değeri yüksek mamalarla beslerseniz, iki ayın sonunda, iki bebek arasında yüzde 300’e kadar kilo farkı ortaya çıkacaktır. Ben ve iki çocuğum haftada en az 5 defa tavuk eti tüketiyoruz. Her vatandaşımız marketlerde, şarküterilerde ve kasaplarda satılan tavuk etini güvenle sofralarına taşıyabilirler.

Geride bıraktığımız pandemi sürecinde, evcil hayvan sayısının arttığı söyleniyor. Bu doğru mu?

Koronavirüs salgını sürecinde evlerine kapananların büyük bölümü, içine düştükleri yalnızlık sarmalından kurtulmak için evcil hayvan sahiplendi. Özellikle aileler, dışarı çıkamayan çocuklarına oyun arkadaşlığı yapması için kedi ve köpek gibi canlılar edindiler. Pandemi öncesi döneme göre, hayvan sahiplenme oranı yüzde 100 arttı. Kedilerin bakımı daha kolay olduğu için kedi sahiplenilmesi biraz daha fazla oldu. Sahiplenmeler barınaklardan, yanı sıra ırksal hayvanlar satın alınıp gerçekleştirildi. İnsanlar bir hayvanla birlikte yaşamanın ne kadar güzel olduğunun farkına vardılar. Belki de pandemi öncesi zamanlarının olmaması ya da evlerde olmamalarından kaynaklı bu süreci nasıl yöneteceğiz diye düşünüyorlardı. Şu anda süreç çok güzel şekilde ilerliyor.

Beslemeyi düşünenler için sormak istiyorum. Evcil hayvan sahibi olmanın ne gibi avantajları bulunuyor?

Yapılan bilimsel araştırmalar evcil hayvan besleyen kişilerin beslemeyenlere göre daha sağlıklı olduklarını ve daha uzun yaşadıklarını göstermektedir. Evcil hayvanınız size her zaman değer verecektir. Günlük rutininizde yaşadığınız sıkıntıları gelip minik dostunuza anlattığınızda emin olun ki sizi meraklı gözlerle ve ilgiyle dinleyeceklerdir. Evcil hayvan sahibi olmanın faydalarından bahsetmeden önce, uyarmamız gereken bir nokta var. Evde evcil hayvan besleme kararı alırken çok iyi düşünmelisiniz.  Hediye olarak alınıp, karşı taraf sıkılınca kapı önüne konulan hayvanlar ile empati yapmalısınız. Ayrıca, barınaklarda sahipsiz bir sürü kedi ve köpek dostlarımızın olduğunu da hatırlatmadan sorunuza cevap vermek istemedim. Yaşadığımız stresi azaltmak için çabalamakla geçer günlerimiz… Stresi minimuma indirmek konusunda evcil hayvanlarımızın da etkisi çok büyüktür. Stres, trafik, iş ve mutsuzlukla yoğun geçen bir günün ardından, size sevgi gösterisinde bulunan evcil hayvanınızın hayatınıza ne kadar renk kattığının farkında mısınız? Eğer yalnız yaşıyorsanız, çoğu zaman sizin anahtarı çevirme sesinizi bile tanıyan birinin evde sizi beklediğini bilirsiniz. Belki siz aşk acısı çekerken size sarılıp teselli edemez ama türlü şaklabanlıklar yaparak sizi güldürebilir. Minik bir hareketiyle anında kahkaha krizlerine girmenize sebep olabilir. Hayvanlar ile ilgilendiğiniz zamanlarda serotonin ve dopamin salgılanmasını sağlayarak mutluluk seviyenizi yükseldiğini biliyor musunuz? Evcil hayvanınız unutmayın ki bir birey değildir? Size ihtiyacı vardır ve dolayısıyla size muhtaçtır. Onlara verdiğimiz değer, zaman, bakım sayesinde hiç farkında olmasak da kendi hayatımızı düzene sokmuş oluruz. Küçük dostlarımız bizim mutluluğumuza gözle görülür bir şekilde fayda sağlıyorlar. Düşünsenize, sizi ne olursa olsun seveceğini bildiğiniz ve hareketleriyle bunu belli etmeye çalışan bir canlı var hayatınızda!  Eğer evinizde evcil bir hayvan olan köpek besliyorsanız, arkadaşınızın gün içerisinde mutlaka gezdirilmesi gerektiğini de biliyorsunuzdur. Onu yürüyüşe çıkardığınızda kendiniz için de mükemmel bir adım atmış olacaksınız: Onunla beraber yaptığınız yürüyüşün sağlığınıza olumlu etkileri yansıyacaktır. Aynı zamanda, köpeğiniz sosyalleşmenize de yardımcı olur. Köpeğinizi dolaştırmaya çıktığınızda birçok insanla tanışabilir, yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Evcil hayvan sahibi olmak bir sürü yükümlülüğü, almanız gereken sorumlulukları da beraberinde getiriyor: Temizliği, beslenmesi, bakımı, yaptırılması gereken aşıları, yürüyüşe çıkartılması gibi! Evcil hayvan beslemenin çocuk gelişiminde de faydası olduğunu unutmamalıyız. Çocukların sosyalliği evde beslenen bir hayvanla maksimum düzeye çıkabiliyor. Yapılan araştırmalar çocukların, evdeki kedi ya da köpek arasında kurulan iletişim sayesinde öğrenme ve dil becerisi geliştiğini gösteriyor. Uzmanlar evlerinde hayvan beslenen çocukların özgüveninin ve kendisine olan saygısının daha gelişmiş olduğuna dikkat çekiyor.

Hangi hayvanı besleyeceğimize karar vermeden önce ne gibi kriterleri esas almalıyız?

Her şeyden önce sık sık taşınıyor veya hayatınızda büyük değişiklikler düşünüyorsanız, bunları gerçekleştirip sabit bir yaşama başlayıncaya kadar evcil hayvan sahiplenme düşüncenizi ertelemelisiniz. Ayrıca, çok sık seyahat ediyorsanız; kedi ve köpek gibi her gün bakım ve ilgi isteyen evcil hayvan yerine özel yemlikleri uzun süre yem ihtiyacını karşılayan ve daha az ilgi ve bakım isteyen balık ve kuş gibi evcil hayvanlar sahiplenmelisiniz. Evcil hayvanlara cinslerine göre boş alan, zaman ve bakım gerekmektedir. Köpeklerin farklı cinslerinin bile farklı ihtiyaçları vardır. Uzun tüylü köpekler daha çok kuaföre, tazı gibi köpekler de daha fazla egzersize ihtiyaç duyarlar. Kediler egzersiz, ilgi ve diğer günlük bakımları yönünden birbirlerine oldukça benzerdir. Seçeceğiniz evcil hayvan, yaşam tarzınıza uygun olacak evcil hayvan olduğundan emin olmanız önemlidir. Seçim esnasında her evcil hayvan için bazı genel bilgileri aklınızdan çıkarmamalısınız.

Sahipsiz canlılar olan sokak hayvanlarına yönelik sosyal çalışmalar içerisinde yer alıyor musunuz?

Tabii ki onları ihmal etmiyoruz. Getirildiği zaman elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Başlatılan kampanyalarda onların tedavileri ve beslenmelerine destek oluyoruz.

Türkiye’deki hayvan dostları ve hayvan hakkı savunucuları sizce yeterince etkin mi? Diğer ülkelerle kıyasladığınızda nelerimiz eksik, nelerimiz tam?

Ülkemizde maalesef hayvan dostları ve hayvan hakkı savunucularının sosyal medya dışında etkin olduklarını söylemek pek mümkün değil. Yaklaşık 20 milyon kişi olduğunu düşündüğüm bu kitlenin onda biri ortak hareket etse hayvan hakları diye bir sorunumuz kalmaz. Belki bu düşünce şimdilik hayal; ama zaman içinde olacağına inanıyorum; çünkü yeni nesil öncekilere oranla çok daha hayvansever…  Diğer ülkelere göre eksiklerimiz saymakla bitmez; ama tam olanı söylemekle başlayalım. Biz onlara göre daha merhametliyiz, kısıtlı kaynaklarımıza rağmen daha yardımseveriz her şeyden öte onlar gibi öldürmenin çözüm olacağına inanmıyor, kesinlikle karşı çıkıyoruz. PETA ve daha birçok hayvan hakları örgütünün, ötenaziyi savunduğu, sözde medeni bir dünyada olmaktansa, eksiklerimizle ve kendi değerlerimizle var olmayı yeğlerim.

Hayvanlardan insanlara bulaşan 200’den fazla hastalık olduğunu biliyoruz. Korunmak için ne yapmamız gerekiyor?

Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanları ve kendi sağlığımızı çeşitli viral, bakteriyel ve paraziter hastalıklardan korumanın en pratik ve ekonomik yöntemi koruyucu hekimlik uygulamalarıdır. Bu uygulamalar; viral hastalıklara karşı spesifik aşı uygulamaları, iç ve dış paraziter enfestasyonlara karşı antiparaziter uygulamalar ve çeşitli çevre koşulları sebebi ile oluşabilecek bakteriyel hastalıklara karşı yapılan uygulamalar olarak basitçe özetlenebilir. Yapılan uygulamaların başarılı olabilmesi için kullanılan materyallerin kaliteli olması ve gerekli hijyenik koşullarda yapılması gerekmektedir. Veteriner hekimlerin koruyucu hekimlik misyonlarını gerçekleştirebilmesi için evcil hayvan sahiplerinin gereğince bilinçlendirilmesi, yapılması gereken uygulamaların sizlere açık ve net bir şekilde anlatılması gerekmektedir. Bunun sonucunda evcil hayvan sahiplerinin hem hayvanının hem de kendi sağlığı için veteriner hekimin sunmuş olduğu uygulama programına riayet etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki koruyucu hekimliği gereği gibi yapılan evcil hayvan, her açıdan daha kaliteli bir hayat süreceği gibi uzun vadede bu uygulamaları düzenli olarak yaptırıyor olmak çok daha ekonomik olacaktır.

Adana yaşayan hayvanlarda sıklıkla hangi hastalılara rastlanıyor?

Ölümcül viral hastalıklar olarak adlandırılan kanlı ishal ve gençlik hastalıklarıyla sık karşılaşıyoruz. Bu hastalılara yakalanan hayvanların yüzde 95’i hayatını kaybeder. Kliniğimize getirilenlerde, uygun tedavi yöntemleri uygulayarak iyileştirme başarı oranımız ise yüzde 85 civarındadır. Bunun yanı sıra, kan paraziti hastalıları da yaygın olarak karşımıza çıkıyor.   .

Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor