MUCİZEYE TANIK OLUYORUZ HAVADAKİ ÖLÜ KUŞ UÇUYOR

  • Uçtu uçtuuu, kuş uçtu?..
  • Kuş uçaaarr!..
  • Uçtu uçtuuu, ölü kuş uçtu?
  • Ölü kuş uçmaaaaz!..

 

Ölü kuş da uçar uçar; şayet avcı ifade ediyorsa…

Hikâye malûm… Bir grup avcı dinlenmek için oturmuş. Her biri kendini öne çıkaracak olayını anlatıyor. Anlatırken de, diğerlerinden ne kadar daha yetenekli olduğunu vurguluyor elbette…

Son söz, aralarına yeni katılan yaşlı avcıda. “Aferin!..” diyor, “her biriniz diğerinden daha maharetlisiniz. Peki siz de benim gibi, ikiyüz metre yüksekteki kuşu tek atışta düşürebilir misiniz?” Tam o sırada yükseklerde uçan bir kuşu görenler bir ağızdan sesleniyor: “İşte kuş, göster maharetini, düşür düşür kuşu” . Bizimki de derhal tüfeğine sarılıp ateş ediyor. Ediyor da, kuş oralı değil. Yoluna devam ediyor. Adam zerrece bozmadan dönüp, “Arkadaşlar, bir mucizeye tanık oluyorsunuz. Ölü kuş uçuyor” deyip gururlu ifadelerle sigarasını yakıyor..

BİZDEKİ MUCİZELER

ŞU BİİİRRR: Yangınların bilmem kaç yüz futbol sahası büyüklüğündeki orman alanını mahvetmesine alışamadıysak da işitiyoruz. Bizzat ve dahi içimiz parçalanarak görüyoruz; Pozantı’da, Gülek’de, Çamalan’da, Alpu’da, Çamlıyayla’da yüzlerce, binlerce dönüm ağaçlar kökten tıraşlanıyor. Hem de gencine, yaşlısına, incesine kalınına bakmadan. Güzelim zümrüt renkli ormanlıklar saçkıran vurmuş kafa gibi yürek buruyor. Kestikleri yetmiyor, bir de kökünü toprağıyla söküyorlar. Hadi gelin siz toprağını da yok ettiğimiz yerlere ağaç dikin de çabucak büyüsün, ayıbımızı kapatsın… Zor biraz; biraz değil çok zor.

Orman Genel Müdürlüğü broşürlerine bakıyoruz da, maşallah kel ve cılız yerlerin dahi her santimi orman. İşte o zaman aklımıza avcı fıkrası geliyor: mucizeye tanık oluyoruz; ağaçsız-otsuz alanlar bile orman…

ŞU İKİİİİ: Sokak röportajında ev kirası vermeden bile 25 bin Lira aylıkla iki çocuğuna çikolata alamadığını söyleyen işçi Ahmet ağlamaklı. 16 bin Lira aylık alan emekli Hıdır Emmi eti unuttuğunu, meyvelerden uzak durduğunu ve karttan çekip kart borcu ödediğini anlatıyor. Bunlara, tesettürlü genç bir kız karşılık veriyor. İki bin Liralık gözlüğünü alnın üstüne yerleştirerek anlatıyor. Asgari ücretle, ev kirasını verdiği gibi her hafta kuaföre gittiğini, gezi turlarına katıldığını, kafelerde oturabildiğini, kısaca her türlü gereksinimi karşılayıp üstelik para da arttırdığını söylüyor. Çok sayıda protestocu arasından seslenen orta yaşlı kadın genç kıza destek veriyor: “On iki bin beş yüz emekli maaşımla gül gibi geçiniyorum. Torunlarıma harçlık da veriyorum, Sinemama da gidiyorum”.

Dinleyince aklınıza ölü kuşun uçuş mucizesi geliveriyor tabii…

ŞU ÜÜÜÇÇ: Uçak uçar mı? Uçar… Peki Havalimanı uçar mı? “Uçmaz” demeyin; bal gibi de uçar. İşte, 2,5 milyonluk Adana’nın 87 yıllık dillere destan destan hava limanı bile uçmadı mı!.. Bu da bir mucize sayılmaz mı?

ŞU DÖRT, BEŞ, ELLİ, VE DEVAMI: Kalkınmada Avrupadan iyi olduğumuzu söylediler. Almanyanın marketlerinde raflar boşmuş. Adamlar bir dilim peynire, bir paket makarnaya hasretmiş. Alaman milleti de ne yapsın; düşünmüşler taşınmışlaaar; oturup bizi kıskanmaya karar vermişler.

Siz hâlâ ölü kuşun uçtuğuna inanmıyor musunuz? Hayret Vallahi!..

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor