Parti mi kuracak, siyasete dönecek mi sorularına yanıt aranırken, eski Başbakanlardan Tansu Çiller, sonunda yol haritasını buldu.
Muhalefete muhalefet edecek!..
Hiç ‘bu sonuca nereden vardın’ diye sormayın, her şey açık ve net…
Son dönemlerdeki açıklamalarından bir kaç satır okumak yeterli. Okurken, hem güldüm hem de siyasetteki kısırlık adına üzüldüm. Sayın Çiller, kurtarıcı edasıyla ahkam kesiyor, ekonominin iyi yönde olduğunu söylüyor, hatta merkez sağı toparlayabileceği vaadinde bulunuyor. Türkiye’nin büyüdüğünü, hızla gelişen dünyaya ayak uydurduğunu anlatıyor…
6‘lı masadaki liderlerin farklı açılardan yol yürümek istediklerini öne sürüyor, henüz bir aday çıkarmadıkları için eleştiride bulunuyor. Velhasıl kelam Cumhur İttifakı’na tam destek veriyor, muhalefete veryansın ediyor…
Peki merkez sağ neden yok oldu, kendisinin payı nedir?
Madem Türkiye’de işler yolunda gidiyor, neden ortalara çıkıp “ben buradayım” mesajları verip dikkat çekmeye çalışıyor?
Özellikle merkez sağın lideri olmaya aday partiyi eleştirmesinin özel bir nedeni var mı?
Sorular çoğaltılabilir, lakin Sayın Çiller’in derdi muhalefeti zayıflatmak olduğu için eskiyle hesaplaşacağını hiç sanmıyorum. Ancak sağ ve sol partiler hakkında söyledikleri üzerinde biz düşünebiliriz…
Refah Partisi belediye başkanlığı seçimlerinde ortalığı kasıp kavururken, toplumbilimciler, merkez sağ ve soldaki partilerin sorunlara çözüm üretmedikleri için muhafazakar kanadın güçleneceğini zaten ön görmüşlerdi. Hatta isim vermemişlerdi ama muhafazakar partilerin yıllarca iktidarda kalacağını söylemişlerdi…
Yani bugünlere ait zemini hazırlayanlar zaten Çiller gibi politikacılardı. Şimdi kalkıp, ülke politikalarına yön vermeye çalışmak gerçekten trajikomik bir durum ortaya koyuyor.
Ustasından öğrenmiş “Dün dündür “ diyor, Türkiye’de işlerin halen kendi dönemlerindeki gibi yürüyebileceğini sanıyor…
Lakin yine ustasına ait bir sözle yazıyı tamamlayalım, “Boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur”…
