MUTFAĞIN ENFLASYONU İLE TÜİK’İN ENFLASYONU AYRI

Necip Taşkın, açıklamasında şöyle dedi; “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı enflasyon oranını %2.04, yıllık enflasyonu ise %32.95 olarak açıkladı. Açıklanan enflasyona baktığımız zaman önceki dönemlerde olduğu gibi bizi yine şaşırtmayan bir TÜİK gerçeğiyle karşı karşıyayız! Görüldüğü gibi dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklilerinin çarşıda pazarda ve marketlerde hissettiği ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon arasında ciddi fark var. Mutfaktaki enflasyon ayrı, TÜİK’in enflasyonu ayrı! Buradan şunu anlayabiliriz; TÜİK, enflasyonu %32.95 açıklıyorsa vatandaşın hissettiği enflasyon %66 demektir” dedi.

 

 

(HABER MERKEZİ)-“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı enflasyon oranını %2.04, yıllık enflasyonu ise %32.95 olarak açıkladı. ENAG verilerine göre ise Ağustos’ta enflasyon %3,23 olurken, yıllık enflasyon %65,49 olarak gerçekleşti.

Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinden elde edilen “kazanımların” memur ve memur emeklilerinin insanca yaşamasını sağlayacak seviyede olmadığını belirterek, ülkemizde enflasyon gerçeğiyle yaşamaya çalışan dar ve sabit gelirli kamu çalışanlarının ve bunların emeklilerinin yaşam mücadelesinin yetkililer tarafından anlaşılmadığı sonucu çıkıyor, dedi.

Enflasyonun ülkemizde memur ve memur emeklilerini bitirdiğini, diğer yandan ise bir kesimi daha da zengin yaptığına işaret eden Taşkın, Kamu İşveren tarafının, vatandaşın yaşadığı enflasyonu değil, T.C. Merkez Bankası tarafından tahmin edilen yıl sonu enflasyonunu baz aldığını ancak bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyen ve memuru ve emekliyi adeta sefalete sürükleyen bir uygulama olduğuna dikkat çekerek, gerçek enflasyonun çarşıda, pazarda, markette hissedilen enflasyon olduğunun altını çizdi.

Necip Taşkın, açıklamasına şöyle devam etti:

“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı enflasyon oranını %2.04, yıllık enflasyonu ise %32.95 olarak açıkladı. ENAG verilerine göre ise Ağustos’ta enflasyon %3,23 olurken, yıllık enflasyon %65,49 olarak gerçekleşti. Ağustos ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıklamasıyla Eylül ayında konut ve iş yerleri kiralarında uygulanacak tavan zam oranı da %39,62 oldu. TÜİK tarafından açıklanan aylık ve yıllık enflasyon sadece ekonomi gündemini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda yatırımcıları ve vatandaşların maaş ve kira artışlarını, mutfakta tencerenin kaynayıp kaynamayacağına kadar doğrudan etkiliyor.

Açıklanan enflasyona baktığımız zaman önceki dönemlerde olduğu gibi bizi yine şaşırtmayan bir TÜİK gerçeğiyle karşı karşıyayız! Görüldüğü gibi dar ve sabit gelirli memur ve memur emeklilerinin çarşıda pazarda ve marketlerde hissettiği ile TÜİK’in açıkladığı enflasyon arasında ciddi fark var. Mutfaktaki enflasyon ayrı, TÜİK’in enflasyonu ayrı! Buradan şunu anlayabiliriz; TÜİK, enflasyonu %32.95 açıklıyorsa vatandaşın hissettiği enflasyon %66 demektir. Bu çerçevede memur ve memur emeklilerine yapılacak maaş zammının hakkaniyetli olmasını istiyorduk. Maalesef 2026-2027 maaş zammı enflasyonun çok altında kaldı!

       Kamuda israfın önlenmesi şart.

Enflasyonla mücadele bahane edilerek memur ve memur emeklilerine 2026-2027 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını belirleyen 8. Dönem Toplu Sözleşmesi kapsamında Hakem Kurulu tarafından; 2026 yılı için ilk altı ay %11, ikinci altı ay %7, 2027 yılı için ilk altı ay %5, ikinci altı ay %4 zam oranı kararı alındı. Ağustos ayı itibariyle açılık sınırı 26 bin TL, yoksulluk sınırı 98 bin TL’yi geçmişken, dar ve sabit gelirli çalışanların ve emeklilerinin yapılan maaş zammıyla insanca yaşayabilmeleri mümkün değil. Bu zam, memur ve memur emeklilerinin yoksullaştırılması ve sefalete sürüklenmesi anlamına geliyor. Büyük bir haksızlık yapıldı. Bizim bildiğimiz devlet, babadır. Çalışanlarına eşit ve adil olmalıdır.

Ekonomistler tarafından yapılan açıklamaya göre makroekonomik istikrarın sağlanabilmesi için çok sıkı bir mali disiplin ve bütçe dengesiyle desteklenmesi gerekiyor. Merkez Bankası’nın son enflasyon raporunda, “Bütçe dengesi hedeflerine, gelir artırıcı önlemler yerine harcamaların azaltılmasıyla ulaşılması” yönünde bir yaklaşım var. Tamam da memur ve memur emeklileri harcamalarını zaten kısıtlamış durumda. İhtiyaçlarını ötelemişler. Çarşıya pazara, markete girdiklerinde zaten para olmadığı için harcayamıyorlar. Sofralarından kıstıkça kısıyorlar, en kalitesiz ürünler bile pahalı. Kirasını, elektriğini, suyunu, doğalgazını, ulaşım ve gıda gibi zorunlu temel ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken dar ve sabit gelirli kamu çalışanları ile emeklilerinin içinde bulunduğu zorlu yaşam koşullarının düzeltilmesi için hakkaniyetli bir maaş zammı verilmesini bir yana bırakın, enflasyonu düşüreceğiz, diye maaş zammı kısıtlamaya devam edilirken kamu da yapılan akıl almaz israfı anlamakta zorlanıyoruz! Enflasyonla mücadelede kamu öncelikle tasarrufa yönelmeli ve toplumdaki bu algıyı kırmalıdır.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor