NEDEN SPOR YAPIYORUZ?

20.yüzyılda giderek süratlenen makineleşme yeni bir yüzyıla yaklaştığımızda baş döndürücü bir hıza erişti. Büyük güçler arasındaki ezeli çekişme dünyayı yeni bir tehlike içerisine itmezse; bu yüzyılın bir robotlaşma çağı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kişilerin rahatlarına düşkünlüğü, köylerden kentlere akan kitleler; ruh ve fiziki rahatsızlıkların, hele kalp ve damar hastalıklarının yüksek rakamlara ulaşması, bazı önlemler alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bu yazımda herkesin spor yapma alışkanlığı kazanmasını sağlamak amacıyla vücut geliştirme ve fitness sporunun yanı sıra diğer spor branşlarının da karekteristik özelliklerini aktarmaya çalışarak; her yaşta spor alışkanlığı kazandırılmasını hedefliyoruz.

Sporcu vasıflarını kazanarak sağlam ve dinç bir vücuda sahip olmak olmak, bilinçli beslenme, gerektiğince dinlenme, çevreden ilgi ve saygı görme, herkesin en temel beklentileri arasındadır.

Sözüne sadık, kendisine güvenilen, gücünü mecbur kalmadıkça kullanmayan, yürüyüş ve davranışlarıyla “ben sporcuyum” diyebilen, zeki-çevik ve ahlaklı kişiler olmayı kim istemez?

İşte bu yazı dizisinde herkesi spor yapmaya teşvik edecek ve sporun faydalarını dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. İster spor yöneticisi, ister sporcu, isterse de sporu TV’den ve spor sahalarından izleyebilen bir spor meraklısı olun; en büyük temennim sağduyu sahibi, her daim hakikatı savunan, fiziki gelişmesi kadar ruhsal gelişmesine de önem veren kişiler olmanıza katkı sağlamaya gayret edeceğim.

ADALE VE RUH YAPISI ARASINDAKİ DENGE

Sporcuların performanslarını artırmak için resmi ve özel spor kuruluşları ellerindeki imkanları değerlendirmek için yoğun çaba sarfediyor.

Araç ve gereçlere harcanan milyarlarca lira bu amaç için gerekli olabilir ancak adale ve ruh arasındaki dengenin sağlanmaması performans grafiğinin istikrarlı bir çizgiye kavuşmasını engelleyecektir.

Spor psikolojisi gerek uygulama ve gerekse de deyim olarak ülkemiz için henüz çok yenidir. Bu konunun yeterince incelenmesi ve sporcuların psikolojik eğitime de tabi tutulmaları, çağımızın gerekleri arasındadır. Uluslar arası arenada rekabetçi duruma gelebilmek için bugün ülkemizdeki bir çok spor kulübü, psikolojik eğitim noktasında da önemli yatırımlar yapmaktadır.

Batı ülkelerinde oldukça ileri düzeyde ve en son teknoloji kullanılarak gerçekleştirilen psikolojik eğitim ve günlük streslerin giderilmesi için değerlendirilen sakinleştirici teknikler (hipnoz, meditasyon, yoga ve basit gevşeme) ülkemizde de giderek yaygınlaşmaktadır.

Bazen yakın çevremizde başarılı bir çok sporcunun , spor yöneticilerinin ruh ve adale dengelerini istenilen düzeyde sağlayamadıklarını görebiliriz. Spor; aşağılık kompleksini yenmede, özgüven kazanılmasında en çok kullanılan ve başarılı olunan bir yoldur. Ancak sonuçta büyüklük kompleksi yaratırsa spordan arzu edilen sonuç alınmamış demektir.

Sporcularımızdan önce spor yöneticilerimizin eğitilmesi, branlaşma ve ihtisaslaşma, en son teknolojilerin kullanılması, çağın getirdiği ihtiyaçlar arasındadır. Bu şekilde sporcularımız arasında örnek davranışlar gösteren elit bir tabaka oluşacak ve yeni yetişen sporcular bu elit tabakadan kendilerine örnek alacaklardır.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor