NELER OLUYOR?

Mersin’in Çamlıyayla ilçesi Ülkü Ocakları Başkanı, NUTUK’un öğrencilere dağıtılması  için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne resmi başvuruda bulundu.. İlçe Milli Eğitim Müdürü, Abdulhamit aleyhinde yazılar bulunduğu için dağıtılmasına izin vermedi.. İlçe Milli Eğitim Müdürü açığa alındı..

Nutuk’un dağıtılması için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuran Ülkü Ocakları Başkanı görevden alındı..

Nasıl oluyor bu?..

Biri izin istediği için, diğeri izin vermediği için görevden alıyor..

Bir akıl tutulması mı yaşıyoruz?..

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır,”Nutuk’un dağıtılmasını yasaklayan Mersin Çamlıyayla ilçe Milli Eğitim Müdürü’nün görevden alınmasını anlıyorum ancak, Nutuk dağıtmak isteyen  Çamlıyayla Ülkü Ocakları Başkanı Mehmet Kayabaş’ın görevden alınmasını anlayamadım” diyor..

Neden anlayamıyorsunuz sayın Vekil!.. Asıl anlaşılmaması gereken, 23 Nisan Eğemenlik ve Çocuk Bayramı öncesi Pandemi gerekçe gösterilerek  sokağa çıkma yasağı uygulaması.

Son bir haber daha verelim.. Bu haber, basın hürdür, sansür edilemez haberidir; İşte o haber;

Formun ÜstüDemirören Holding’in önemli yayın kuruluşları arasında yer alan Kanal D’de flaş gelişmeler yaşanıyor. Elde edilen bilgilere göre İYİ Parti lideri  Meral Akşener ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantılarının ana haberde verilmesi krize neden oldu. Bu nedenle Kanal D Ankara Temsilcisi Zafer Şahin’le, Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Aşçıoğlu arasında sorun yaşandı. Kanalın üst düzey yönetimine giden şikâyetin ardından  Aşçıoğlu’nun görevine son verildi. Yerine de CNN Türk Haber Müdürü Onur Tan’ın getirileceği öne sürdü.

Gerçekten neler oluyor?

  Hani  Büyük önder Atatürk “Basın hürdür, sansür edilemez” demişti.

Sadece bunu mu söylemişti?.. Hayır.. Bakın basın özgürlüğünü değişik yıllarda nasıl anlatmış, nasıl destek vermişti  birlikte bakalım;

-Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir .

-Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.

-Basının tam ve geniş hürriyeti iyi kullanmasının, ne derecede nazik bir vaziyet olduğunu söylemeye lüzum görmem. Her türlü kanuni kayıtlardan evvel bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi telakkilerine olduğu kadar vatandaşların hukukuna ve memleketin, her türlü hususi telakkilerin üstünde olan, yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek manevi zorunluluğu, asıl bu mecburiyettir ki umumi düzeni temin edebilir. Bununla beraber bu yolda yanılma ve kusur olsa bile; bu kusuru düzeltecek etken ve vasıta; basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.

Cumhuriyet devrinin kendi anlayış ve ahlâkını taşıyan basınını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Bir taraftan geçmiş devir gazetelerinin ve adamlarının düzeltilmesi mümkün olmayanları ulusun gözünde belirlenirken, öte taraftan Cumhuriyet basınının temiz ve feyizli sahası genişleyip yükselmektedir. Büyük ve soylu ulusumuzun yeni çalışma ve uygarlık yaşamını kolaylaştırıp özendirecek işte ancak bu anlayıştaki basın olacaktır.

-Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.

-Gazeteciler, kanunun ve umumun menfaatlerinin aksine muamelelere şahit ve vakıf oldukları takdirde gerekli yayında bulunmalıdır. 

-Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz

-Önem ve yüceliği cihan medeniyetinde açıkça kendisi gösteren basına, hükümetimizin birinci derecede önem vermesi; bu hususta sarf edeceği mesaiyi, millete ifa ile mükellef olduğu hayırlı hizmetlerin baş tarafına koyması yüksek Meclisin kesinlikle isteyeceği hususlardandır.

-Özel maksatla neşriyat yapan bazı gazetelerin, halkın ekseriyeti üzerinde yaptığı tesir, her memlekette olduğu gibi o gazetelerin lehinde değildir.

-Türkiye basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır.

  100 YIL ÖNCEKİ TÜRKİYE VE 100 YIL SONRAKİ TÜRKİYE.. O YILLARDA ÖZGÜR BASIN, BU YILLARDA YANDAŞ BASIN..

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor