NİTELİKLİ İŞSİZ ARTIYOR

Günümüzde işsizlik üniversitelerini bitirip, mezun olmuş gençlerin en temel sorunu maalesef…
İşsizlik o kadar büyük boyutlara ulaştı ki çoğu üniversite öğrencisi mezun olduğunda işsiz kalacağını bile bile okumaya devam ediyor. Ne kadar kötü bir durum değil mi? O kadar yıl okuyacak ancak mezun olduğunda okuduğu bölümle alakalı bir işte büyük ihtimalle çalışmayacağını, bundan da öte çalışabileceği herhangi bir iş bulamayacağını bilmek de gençlere eğitim hayatları boyunca çok büyük bir moral bozukluğu oluyor.
Piyasada birçok işveren ‘eleman arıyoruz, bulamıyoruz, gençlerin çalışmakta gözü yok’ diyorlar.
Bunu diyenlerde genellikle restorana garson, komi koyunlarına çoban, halde meyve sebze taşıyıcısı gibi kesimlerden duyuyoruz. Elbette bu işler oldukça önemli işler. Emek verilerek para kazanılan her meslek zaten kutsaldır.
Ancak burada şöyle önemli bir ayrıntı bulunuyor. Gençler mezun oldukları bölümleri ile alakalı işleri yapmak istiyorlar. Mesela bir Türkçe öğretmenliği mezunu bir kişinin kabapcıda garson olması ne kadar alakalı? İş begenmemezlik değil mevzu kişilerin okudukları bölümlerine uygun işler istemeleri…
Geçen bir video gördüm ve o video gerçekten çok içimi acıttı. Bir kurye bir otele paket götürüyor ve orada bir piyano görüyor. Çalışanlarda yabancı dille konuşuyor. Bizim kurye çok iyi bir yabancı lisans sahip ve akıcı ingilizcesi ile görevlilerle ingilizce konuşuyor. Gerekli izni aldıktan sonra oturuyor piyanosunun başına ve başlıyor çalmaya tabi herkes şok o anda.
İşte Türkiye’nin gerçeği bu maalesef. Kuryemiz yabancı dil bilir, piyano çalar. Market kariyerimiz yüksek lisans hatta doktora yapmıştır. Su tesisatcımiz mühendistir mesela. Gibi gibi çok sayıda ödeneği sıralayabiliriz liste uzar gider yani.
Umarız ülkemiz gençlerin iş aramaktan umudunu kesmediği ‘ne iş olsa yaparım ‘ zihniyetinin terk edildiği, herkesin kendi alanında işinin başında olduğu aynı zamanda da üniversitelerin bu kadar bol kontenjan dağıtmadığı bir ülke haline gelir.